Perşembe, 24 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: LB-BA-2024-MB-TR-14 H. 15 Rabi-ul Evve 1446
M. Cumartesi, 21 Eylül 2024

Çağrı Cihazı Saldırısına, Banliyölerin Bombalanmasına ve Onlarca Üst düzey İran Partisi Liderlerinin Öldürülmesine Rağmen Lübnan Yönetimi Hala İçi Boş Açıklamalar Yapmaktadır

17 Eylül 2024 Salı günü Lübnan’da ‘çağrı cihazı’ saldırısında 2700’den fazla kişi yaralandı, bazıları sakat kaldı veya görme yetisini kaybetti. Ertesi gün telsiz cihazlarıyla ilgili yaşanan başka bir olayda yaklaşık 500 kişi yaralandı. İki gün sonra cuma günü, Beyrut’un güneyindeki el-Kaim bölgesinde düzenlenen hava saldırısında şu ana kadar 26 sivil (çocuklar ve kadınlar dahil) hayatını kaybetti ve 23 kişi kayboldu. Bu saldırıda, “Rıdvan Gücü” olarak bilinen bir toplantı sırasında İran partisinin üst düzey komutanları hedef alındı. Bu basın açıklamasının yazıldığı anda Yahudi savaş uçakları, Güney Lübnan’ı şiddetle bombalıyor, patlamalar uzak mesafelerden bile duyuluyordu.

Bütün bunlara ve öncesinde Yahudilerin Lübnan sokaklarında gerçekleştirdikleri suikastlarla rağmen—çatışma kurallarını ihlal etmesine, tüm kırmızı çizgileri aşmasına ve Lübnan’ı kana boyamasına rağmen—Bakan Ali Hamiyye, diğer bakanlar ve iktidar odakları çıkıp “Yahudi varlığının bölgeyi savaşa sürüklemek istediğinden” bahsediyorlar. Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib Güvenlik Konseyi’nde yaptığı açıklamada bölgenin tehlikenin eşiğinde olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Bassam Mevlevi de kameraların izlenmesi gerektiğini vurguladı ve son haftalarda birçok sivilin düşman Yahudi varlığı tarafından öldürüldüğünü bildirdi. Hal böyleyken biz hâlâ savaşa sürüklenmenin eşiğinde miyiz, tehlikenin eşiğinde miyiz ve şuan sadece kameraları mı izlemeliyiz? Yoksa bölge, başta Lübnan olmak üzere çoktan savaşa girdi mi? Size göre savaş, Yahudilerin Lübnan topraklarını işgal etmesi mi? Yoksa Gazze’de yaşanan ve yaşanmakta olan katliamın Beyrut ve Lübnan’da yaşanması mı savaş? Çocukların, kadınların ve erkeklerin öldürülmesi ve binaların yıkılması savaş değil mi? Yoksa bunlar, hala sadece savaşa sürüklenmek mi?

Ey Kamu İşleri ve Ulaştırma Bakanı, ey Dışişleri Bakanı, ey İçişleri Bakanı, hatta ey Başbakan! Ne tür bir siyaset izliyor ve yaşıyorsunuz, hangi yüzle insanların karşısına çıkıp onlara hitap edebiliyorsunuz? Gerçekten de iddia ettiğiniz gibi Lübnan’daki durum Gazze’deki durumla bağlantılı mı? Yoksa Amerika’nın istediği gibi darbe üstüne darbe yemek mi, Lübnan halkından yaralananların ve ölenlerin olmasını istemek mi, sabır ve barış iddiasıyla bölgeyi savaşa sürüklememek mi?

Artık belli ki Amerika için geniş çaplı savaşın anlamı, sadece Yahudilerin Lübnan’ı işgal etmesidir. Ancak bu anlam, günlük olarak patlayıcı cihazlarla gerçekleştirilen cinayetleri, binaları yerle bir eden füzeleri ya da Lübnan’ın güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına kadar uzanan insansız hava araçlarıyla yapılan suikastları kapsamıyor. Tüm bunlar bir savaş değil de sadece Lübnan’ı savaşa sürükleme girişimleridir öyle mi? Bu nedenle mi Amerikan yandaşları itidal çağrısı yapmakta, Lübnanlı siyasetçiler de itidalli hareket etmektedir? Lübnanlı siyasetçiler itidalli hareket ederken, Yahudiler vahşetlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Lübnan, Güvenlik Konseyi’ne mesajlar gönderirken, Yahudiler Lübnan’a uçaklarını ve füzelerini gönderiyorlar.

Artık Lübnan ve bölgenin özellikle de orduların ve silahlı grupların, Amerika’nın koyduğu her kuralı çiğnemesinin zamanı gelmiştir. Artık Yahudi varlığıyla savaşmak için Lübnan sınırlarının herkese açılmasının zamanı gelmiştir. Bu savaş, sadece bir grubun savaşı değil, her gün kanı dökülen Lübnan ve bölgedeki tüm Müslümanların savaşı olmalıdır. Eğer tüm Müslümanlar savaşa girse Yahudiler bu savaşta bir saati bile dayanamazlar. Artık Lübnan’a, bölgeye ve Yahudilerle savaşma arzusunda olanlara ket vuran, ama insanlar hakkında hiçbir ahit ve yemin gözetmeyen art niyetli ve hain Yahudi varlığını dizginlemeyen tüm kurallardan ve uluslararası kararlar senaryosundan kurtulmak kaçınılmazdır.

قَاتِلُوهُمْيُعَذِّبْهُمُاللهُبِأَيْدِيكُمْوَيُخْزِهِمْوَيَنصُرْكُمْعَلَيْهِمْوَيَشْفِصُدُورَقَوْمٍمُّؤْمِنِينَ“Onlarla savaşın ki Allah sizin elleriniz ile onları cezalandırsın, rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Müminlerin kalplerine şifa versin.” [Tevbe 14]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon
Telefon: 03–155103 / 03–446709
www.tahrir.info
Fax: 06–629524
E-Mail: ht@tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER