حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2020-MB-TR-14 |
H. 24 Safer 1442 M. Pazar, 11 Ekim 2020 |
Fransa’nın İslam ve Müslümanlar Hakkındaki Son Kararı, “Batı Uygarlığı Zihninin Öldüğünün” Açık İlanıdır
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Ekim 2020 Cuma günü düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “İki nedenden ötürü bugün toplandık. Birincisi, sorunlarımızın gerçekliğini (yasaklar olmadan) tanımlamak ki bu o kadar kolay değil. Bugün toplumumuzda cumhuriyetimizi ve birlikte yaşama becerisini tehdit eden unsur nedir? Alınan kararlar hakkında bilgi vermek istiyorum. Kararlar, neredeyse 3 yıl süren sistematik çalışmanın bir ürünüdür. Son haftalarda hükümetle birlikte bunu yaptık...”
Macron daha sonra Fransa’daki Müslümanların giyecek, yiyecek, içecek ve çocuklarının eğitimi konuları hakkında Fransız devletinin vizyonuna ilişkin uzun bir konuşma yaptı. Bu uygulamaları “İslamcı ayrılıkçı” olarak adlandırdı ve Fransız milleti için tehlike teşkil eden bir toplum yaratan uygulamalar olduğunu belirtti. Fransız devletinin bu yılsonundan önce Müslümanların bu uygulamalarını ele alacak bir yasa çıkaracağını sözlerine ekledi.
Batı literatüründe Fransa, modern uygarlığın merkezini oluşturuyor. Fransız devletinin bu duyurusu, bu uygarlık zihninin ve akidesinin öldüğünün bir duyurusudur. Laik akide, halkları tek bir ulus haline getiremedi. Irkçılık karşıtı protestolar ve aşırı sağcı siyasi hareketler, Batı başkentlerini sallıyor. Toplumlarının katmanlarında keskin bölünmeye neden oldu. Toplumlarının kesimleriyle mücadelede ne kadar ırkçı oldukları görüldü. Laikliğin durumu, yıkıcı Batı uygarlığı yandaşları yönetimindeki Müslüman ülkelerdekinden daha iyi durumda değildir.
Fransız devletinin son yıllarda ünlü “1905 yasasını” yeniden yorumlamak için sergilediği bir dizi başarısız girişim, bu ölümü belirtmek için yeterlidir. Yasa özellikle Müslümanları bastırma kararlarına uydurulmaya çalışılıyor. Oysa bu yasa Fransa’da laikliğin en kutsal simgelerinden biridir. Bu korkunç sahne, Batıdaki laik düşünürleri ikiye böldü ve Fransız devletinin ikiyüzlülüğünü gösterdi. Şimdi de yeni bir yasa çıkarma arefesindeler, kesinlikle kendileri ile çelişiyorlar. Böylece “özgürlük, eşitlik, ikiyüzlü kardeşlik”sloganının gerçek yüzünü ortaya koyuyorlar. “Batı uygarlığının insanlık için elverişli bir pota olma başarısızlığını” açıkça ilan ediyorlar.
İslam ve ritüellerine karşı bu düşmanca tutum, “şiddetli kıskançlıktan” kaynaklanıyor. Batı, İslam’ı ve Müslümanları aşırı derecede kıskanıyor. Birçok laik Batılı düşünür, Müslümanların yüce niteliklerinden tiksinti duyuyorlar. Bu tiksinti sağlıklı insan fıtratı ile taban tabana zıttır. Söz konusu tiksinti Haçlı atalarından körü körüne miras aldıkları kalıtsal bir önyargı olarak yorumlanabilir.
Bugün Batı ülkelerini ziyaret edenler, özellikle ikinci ve üçüncü nesil göçmenlerden sonra Müslümanların sayısında bir artış yaşandığını fark eder. Buna ek olarak bizzat Batılılar da İslamiyet’e giriyorlar. Batı özellikle de büyük ülkelerin başkentlerinde İslam ve Müslümanların iffet tezahürlerine bariz bir şekilde rastlamak mümkün, önüne geçilemiyor. Batı halkları buna yakından tanık oluyorlar. Müslümanların asil niteliklerini doğrudan görüyorlar. Tıpkı kadınların alçakgönüllülüğü, erkeklerin cömertliği, gençlerin iffeti ve onurlarına olan düşkünlüğü, uyumlu aileleri, yüce değerlerinin saflığı, değerleri uğrunda pahalı, enfes her şeyi feda etmeye hazır olmaları, münker ve pisliklerden tiksinmeleri, Rablerine olan bağlarında görülen takva, cemaat namazındaki birlik sahneleri, her yıl çok sayıda insanın hacca gitmesi, her koşulda Allah’ın ayinlerini tazim etmeleri, Peygamberlerini sevmeleri, onurunu ve siretini savunmak için ölümü göze almaları gibi...
Bu yüzden İslam ve Müslümanlardan “körü körüne nefret edenler”, gergin ve streslidir. Müslümanları dinlerinden caydırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gerçekleri ters yüz etmek zorunda kalsalar bile. Saflığı ve alçakgönüllülüğü yasayı bertaraf etmenin bir sebebi haline getiriyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلاَّ أَن قَالُوا أَخْرِجُوا آلَ لُوطٍ مِّن قَرْيَتِكُمْ إِنَّهُمْ أُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ “Milletinin cevabı sadece: “Lut’un ailesini kasabanızdan çıkarın, güya onlar temiz kalmaya çalışan insanlarmış” demek oldu.”[Neml 56]
Macron’un İslam’ın şu anda dünya çapında kriz yaşadığı ile ilgili konuşması, İslam ümmetinin doğum sancılarını karalama girişimidir. Ümmet, gasp edilen otoritesini geri almak için mücadele veriyor. Kötü niyetli Sykes-Picot anlaşması ile o otoriteyi gasp edenler arasında Fransa da vardı. Bu nedenle basın toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı, Hilafet Devletine kin kustu. Ülkesinin son zamanlarda Şam ülkesinde ve Sahel bölgesinde (Afrika) Hilafetin kurulmasını engellediğini söyledi. Oysa ordularının bastırdığı şeyin gerçek bir Hilafet olmadığını çok iyi biliyor. Gerçek Hilafet kurulduğunda, tüm İslam ümmetinin kalbini kazanacak, bugün dünya halklarının yaşadığı geçim darlığına uygarlık alternatifi olacaktır.
Ey Batı diyarındaki Müslümanlar! Yüce İslam üzerinde sebat edin ve “Fransız İslam’ı bidatini” kabul etmeyin. Çünkü Allah’a yemin olsun ki o ölümcüldür. İslam’a bağlılık gücünüz ve anormal uygarlıklarına asimile olmamanız, laikleri çılgına çeviriyor. Kuşkusuz İslam’ın üstünlüğü Allah’ın izni ile yakında geri gelecektir. Allah’a güvenin ve dini üzerinde sebat edin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَا لَنَا أَلاَّ نَتَوَكَّلَ عَلَى اللَّهِ وَقَدْ هَدَانَا سُبُلَنَا وَلَنَصْبِرَنَّ عَلَى مَا آذَيْتُمُونَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ “Allah, bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye O’na tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.”[İbrahim 12]
Ey Müslümanlar! Fransız devletinin, Fransız ulusunun iradesini ülke içinde ve dışında nasıl empoze edebileceğini gördünüz mü? Fransızların bir devleti olmasaydı bunu yapabilirler miydi? Sizi Hilafetin restorasyonu çalışması yapmaya davet ediyoruz. Devlet, canlarını koruyabilsinler, uygarlıklarını dünyaya yaysınlar diye Allah’ın uluslar için belirlediği bir kanundur. Bu yüzden sizi Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafet Devletini yeniden kurmak için bizimle çalışmaya davet ediyoruz.
Ubey b. Kab’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
بَشِّرْ أُمَّتِي بِالسَّنَاءِ وَالرِّفْعَةِ وَالتَّمْكِينِ فِي الْبِلَادِ “Ülkede ümmetimi şan, şeref ve üstünlükle müjdele...”
Mühendis Selâhaddin Adada
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |