حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: No: 1442 / 045 |
H. 10 Zilhicce 1442 M. Salı, 20 Temmuz 2021 |
Hizb-ut Tahrir’den Mübarek İydu'l Adha Tebriki
Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, La İlahe İllallah... Allahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillahi’l Hamd
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla. Zafer ve hâkimiyetle müjdeleyen, kutsal ayetlerle uyaran Allah’a hamdolsun. Salat ve selam, bize, kalpleri yumuşatan, zihinleri aydınlatan, halleri düzelten bir Şeriat miras bırakan, yurtları genişleten, yeryüzünü imar eden, ırkları kardeş yapan bir Hilafet getiren yaratıkların efendisi Efendimiz Muhammed’in, Onun Alinin ve ashabının üzerine olsun.
Bayram namazından sonra tokalaşanların güler yüzlülüğüyle, Müslüman diyarlarındaki çocukların neşesiyle, itaatkârların Zilhicce’nin 10’nu hasadı sevinciyle, kurban kesenlerin Aziz ve Cebbar için kestikleri kurbanlarıyla, Beytül Haram’a yol bulabilenlerin ibadet mutluluğuyla hoş geldin mübarek İydu’l Adha... Hoş geldin, göğüsleri ferahlatan sevincinle... Hoş geldin yakın sevinç müjdenle...
Bu mübarek vesileyle, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olan La İlahe İllallah Muhammedun Rasûlullah ümmetine, Hizb-ut Tahrir gençlerinin özel tebrikini iletmekten mutluluk duyuyorum. Bu bayram sevincini yakın sevinç ve açık zafer müjdesi kılmasını yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.
Ayrıca şahsım, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Başkanı ve çalışanları adına Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata Bin Halil Ebu Raşta’nın bayramını özel olarak tebrik ediyorum. Yüce Allah’tan davetin liderliğinde ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurma nusret talebinde başarılı olmasını istiyoruz.
Ey Müslümanlar! Kuşkusuz Allah, halklara, gerçekliklerinin farkında olabilen, duygularına dokunabilen ve lisanı hallerini dile getirebilen kimseler bahşetmiştir. Allah’ın bu yetenekleri bahşettiği kişiler, milletlerine vaiz ve nasihatleriyle insanların kalplerini ve zihinlerini esir alırlar ve dolayısıyla halklarının kamuoyu oluşturucuları haline gelirler. Rollerinin önemini hatırlatmak ve ümmete hakkını öğretmek için bu bayramda özellikle bu kimselere sesleneceğiz.
İslam ümmeti içindeki tüm kamuoyu oluşturuculara: Ey minber, site, kalem, sayfa, kanal, gazete, program ve dava sahibi olan veya olmayan medya platformu sahipleri! Ey İslam ve hayat işleri ve insan bilgisinde derin bilgi sahibi olan, yaşam ve eğlence işleriyle uğraşan her türlü medya içerik üreticileri! Bu bayramda size hitap ediyoruz. Çünkü fikir verme ve İslam ümmeti halklarının duygularını yönlendirme sorumluluğunu kabul ettiniz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: «أَيُّمَا دَاعٍ دَعَا إِلَى شَيْءٍ كَانَ مَوْقُوفاً مَعَهُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ، لَا يُغَادِرُهُ وَلَا يُفَارِقُهُ، وَإِنْ دَعَا رَجُلٌ رَجُلًا. ثُمَّ قَرَأَ:﴿وَقِفُوهُمْ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ﴾» “Herhangi bir davetçi bir şeye çağıracak olursa, Kıyamet gününde bu, onunla durdurulur. İsterse bir adam bir kişiyi çağırmış olsun, onu bırakmaz; ondan ayrılmaz.” Daha sonra yüce Allah’ın: “Durdurun onları, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir’ buyruğunu okudu” [Saffat 24]
İslam ümmeti halklarında üç gerçeğin kamu uyanıklığı ve kamuoyu aşamasına ulaşmış olduğundan eminiz.
Birinci gerçek: Ümmet, sarsılmaz bir şekilde İslam’ın Allah Azze ve Celle’nin insan yaşamı için seçip beğendiği bir hareket tarzı olduğunun farkındadır.
İkinci gerçek: Bir asırlık maliyetli mücadeleden sonra ümmet, üstünlüğünün ve refahının ayrılmaz bir şekilde İslami Hilafetin varlığıyla bağlantılı olduğunun bilincindedir.
Üçüncü gerçek: İslam ümmeti, sahabe-i kiram döneminde olduğu gibi, Raşidi İslami yönetimin dönüşünü dört gözle beklemektedir. Dahası, mücadeleye ve bu uğurda hem kendi canını hem de çocuklarının canını vermeye hazırdır. Yeter ki buna giden yola güvensin ve bilsin.
Biz, İslam ümmetinde bu üç gerçeğin kamuoyu olduğundan eminiz. Ancak kurtuluş yolunda bu gerçeklerin ümmetin yürüyüşünü disiplinize etmesi yetmez. Aksine, ümmet, komplolar ve zorluklarla karşı karşıya kaldığında, İslami fikrin detaylarını öğretecek birilerine gerek duyuyor. İşte İslam ümmetinin çocuklarından kamuoyu oluşturucuların rolü burada devreye giriyor. Çünkü ümmeti, İslami fikirlerin detaylarıyla donatırlar. Burada bu sorumluluğun önemini ve ciddiyetini gösteren örnekler vermemiz kaçınılmazdır.
Örneğin, İslam ümmetinin birliğini seven ve arzulayan bir fikir üreticisi, vatanseverlik kitlelere politik bir düşünce olarak sunulduğunda göz yummaktadır. Ya da Müslüman ülkelerin egemenliğine saygı duyulması gerekliliğini desteklemektedir. Tıpkı diğer ülkelerdeki Müslümanlara vatandaşlık ve seyahat vizesi veren veya vermeyen yasalar gibi. Vatanseverlik düşüncesi ve türevi ulusal egemenlik yasalarının, tehlikeli politik düşünceler olduğunu, amacının ise İslam ümmetinin birliği fikrine darbe vurmak olduğunu unutmaktadır. Vatanseverliği haram görmek ve kitleleri tehlikesi konusunda uyarmak daha yakışık alırdı. Dahası, tembellik göstermeyip derinlik için gerekli bilgilerle kendini kültürlendirmeliydi. Ki böylece kitlelere, BM yasalarının yöntemiyle değil, İslam Şeriatı yöntemiyle insanın halkına ve halkının çıkarlarına vefakârlık göstermesi gerektiğini kavramını sunabilsin.
Bu ihmalkârlığa bir başka örnek ise, medya içerik üreticileri, Müslüman ülke başkentlerinden biri askeri saldırıya uğradığında, özveriyle saldırganın saldırısına ve saldırgan ile dayanışmaya karşı çıktılar. Ama ümmete, kâfir ordularının saldırısına yanıtın Müslüman orduları harekete geçirmekle olacağı fikrini aşılamak yerine, Batı kamuoyunu zor durumda bırakan kampanyalarla İslam ümmetinin kamuoyunu meşgul ettiler. Daha sonra başta sömürgeci kâfir Batı ülkeleri olmak üzere dünya ülkelerine savaşı durdurmak için müdahil olma çağrısında bulundular! Oysa ümmetin kamuoyunu seferber etmeleri gerekirdi. Ki Müslüman başkentlerin ancak kışlalarda konuşlu Müslüman ordular tarafından savunulacağı bilinci oluşsun.
Ey İslam ümmeti içindeki kamuoyu oluşturucuları! Biz, Hizb-ut Tahrir olarak, size İslam ümmetine karşı omuzlarınızdaki sorumluluğu hatırlatıyoruz. Saf bir İslami düşünce verilmesine yardımcı olun. Hizb-ut Tahrir, delilin güçlülüğü yöntemiyle İslami teşri kaynaklarından türetilen siyasi düşünce malzemesini takdirinize sunmaktadır. Hizb, içerisinde entelektüel ve politik zorluklara yönelik şeri görüşler sunmakta, ümmetin karşılaştığı çağın sorunlarına ilişkin şeri çözümler ortaya koymaktadır. Dikkatli olun, ey platform sahipleri ve kamuoyu oluşturucuları! Ümmete, arzu ve hevesten doğan siyasi deneyimler aktarmayın. O zaman hem kendiniz hem de kendinizle birlikte insanları saptırırsınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: ﴿لِيَحْمِلُوا أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۙ وَمِنْ أَوْزَارِ الَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ أَلَا سَاءَ مَا يَزِرُونَ﴾ “Böylece kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarının da bir kısmını yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür.” [Nahl 25]
Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber ve Lillahi’l Hamd
Bayramınız mübarek olsun ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Mühendis Selâhaddin Adada
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |