حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2022-MO-TR-03 |
H. 26 Rabi-ul Evve 1444 M. Cumartesi, 22 Ekim 2022 |
Kasap Beşşar’ı Ziyaret Eden Hamas Heyetine:
أَلَا وَإِنَّ الإِيمَانَ حِينَ تَقَعُ الْفِتَنُ بِالشَّامِ
“Dikkat edin şüphesiz iman fitneler meydana geleceğinde Şam’da olacaktır.”
Hamas heyeti ve Halil El-Hayya başkanlığındaki Filistinli grupların resmi bir ziyaret için Şam gittiklerini büyük bir üzüntüyle izledik. Hamas, 15 Eylül’de kukla Baas rejimiyle 2012’den beri kopuk olan ilişkileri yeniden normalleştireceğini ve suçlu Beşşar’ın bağrına geri döneceğini açıklamıştı. Zamanında Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, boykot nedenini şöyle açıklamıştı: “Kendi halkını öldüren bir rejimin yanında olamayız. Hakta yanımızda yer alan kişinin, batılda yanında yer alamayız.”
Heniyye’nin bu açıklaması, tiran Beşşar rejiminin suç işlemeye başladığı ilk günlere rastlıyor. İki milyondan fazla Suriyeli Müslüman henüz öldürülmemiş, Beşşar köpekleri, hapishanelerinde binlerce Müslüman kadına tecavüz edilmemişti. Binlerce varil bombası kullanılmamış, Suriye’nin şehir ve kasabalarını yıkılmamış, “Sezar” adı altında rejime bağlı bir kişi tarafından işkence altında ölen binlerce kişinin fotoğrafları sızdırılmamıştı. Ve Allah’a, Rasûl’üne ve müminlere şiddetli düşmanlık besleyen insan canavarlarının işlediği daha nice iğrenç suçlar henüz işlenmemişti. Suçları halen devam etmektedir.
Merak ediyoruz, ne değişti de Hamas pozisyon değişikliğine gitti? İslami bir hareket olarak soruyoruz, onurumuzu çiğneyen, kanımızı döken, evlerimizi yıkan, bizi yurdumuzdan eden bu cani rejim hakkındaki şeri hüküm nedir? Acı dolu bir yürekle size sesleniyoruz, çünkü hakkınızdaki zannımız bu değildi. İslam kardeşliği böyle mi olur? Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı bu mudur? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ ، لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu (düşmana) teslim etmez.”[Buhari] Tirmizi’nin rivayetine göre,
المُسْلِمُ أَخُو المُسْلِمِ، لَا يَخُونُهُ وَلَا يَكْذِبُهُ وَلَا يَخْذُلُهُ“Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona ihanet etmez, yalan söylemez ve onu yüz üstü bırakmaz”Yaptığınız şey Şam halkını yüz üstü bırakmak değil midir? Hala Suriye halkının kanını döken cani Beşşar’ın güdümüne nasıl girdiğinizi bilmiyoruz. İslam mı bunu size emrediyor?
Ey Kardeşler! İslam düşmanları, Müslümanlara karşı suç politikalarını uygulamak için bu tiranı bölgeye yeniden entegre etmek için çalışıyorlar. Siz de bu ziyaretinizle bu suça ortak oluyorsunuz. Dahası suçlarında tiranı destekliyor gibi görünüyorsunuz. Yarın Rabbinizin huzuruna nasıl çıkacaksınız?
Ey kardeşler! Allah yolunda cihat eden harekete yakışan, Allah’ın, Rasûl’ünün ve Müslümanların yardımcısı olmak, Allah ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem düşmanlarından kurtulmaktır. Allah yolunda cihat eden harekete yakışan şey, saygınlıkları çiğnendiğinde Allah için öfkelenmektir. Zorba Beşşar, çiğnemedik hiçbir saygınlık bırakmamıştır. Öyleyse neden Allah için öfkelenmiyorsunuz?
Ey kardeşler! Kendinizi kukla yöneticilere ipotek etmeniz, siyasi intihar demektir. Siyasi kararlarınız, sizi kirli siyasi parayla kandıran Katar ve İran’ın güdümü altına girmiştir. Bu iki ülke ve efendileri, pozisyonunuzu satın almışlardır. Bu yüzden İslam’ı dürüstçe ifade edemiyorsunuz. İslam’ın emrettiği tavrı takınmak için gerçek iradeye sahip değilsiniz. Emin olun, İslam ümmeti ve ordularının tekbirlerle Kudüs’e doğru yürümesi ve Hilafeti kurması dışında mübarek toprak Yahudilerden kurtarılamaz. Sizi bundan alıkoyan nedir? Yoksa kukla yöneticilere ve kirli siyasi paralarına olan bağımlılığınız mı?
Ey kardeşler! Şam ülkesi, birdir, Beytül Makdis ve etrafıdır. Düşmanımız da birdir. Yahudi varlığı ile İslam düşmanlarının politikalarını uygulayan mücrim ajan yöneticiler zümresidir. Göreviniz, Allah’a, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve Müslümanlara düşman olanlara düşman olmaktır.
Ey kardeşler! Biz, iyiliğinizi istiyoruz. Bu nedenle Allah’tan hakkıyla korkmanızı ve O’na samimiyetle tövbe etmenizi tavsiye ediyoruz ki Allah günahlarınızı bağışlasın. Bilin ki, Allah’ın zaferine, O’nun metin ipine sımsıkı sarılmakla ulaşılır. Şeri hükme uyun. O şeri hüküm kukla yöneticilerden ve ümmetinize karşı işledikleri suçlardan uzak durmanızı farz kılar. Onlar sizden kurtulmadan önce siz onlardan kurtulun. Sizi Allah’ın şu sözlerini iyice düşünmeye davet ediyoruz:
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللَّهِ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَشَدُّ حُبًّا لِلَّهِ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُوا إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا وَأَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ * إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ * وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّءُوا مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللَّهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُمْ بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ “İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.”[Bakara 165-167]
إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَى أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَى لَهُمْ * ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ * فَكَيْفَ إِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ * ذَلِكَ بِأَنَّهُمُ اتَّبَعُوا مَا أَسْخَطَ اللَّهَ وَكَرِهُوا رِضْوَانَهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ “Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisingeri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş, ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür. Bu, münafıkların, Allah’ın indirdiğini beğenmeyen kimselere, “Bazı işlerde size itaat edeceğiz” demelerindendir. Allah, onların gizlice konuşmalarını bilir. Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken hâlleri nasıl olacak? Bu, Allah’ı gazaplandıran şeylere uydukları ve O’nun hoşnut olduğu şeyleri beğenmedikleri içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.”[Muhammed 25-28]
Sonuç olarak, bu sözlerimiz size belki acımasız ve sert gelebilir. Ama ümmetin evlatlarının, özellikle Suriye halkının yürekleri ve kalplerindeki acı kadar acımasız ve sert değildir. Çünkü zalim Beşşar’ın elini sıktığını ve yüzüne gülümsediğini gördük. İslam’ın size emrettikleriyle, Allah’ın ayetleriyle ve hikmetle size seslendik. Yüce Allah’tan kalplerinizi tövbeye açmasını ve Yüce Allah’a tövbe etmenizi niyaz ediyoruz. İslam’ı güçlü ve dürüst bir şekilde taşıyın. İslam’ın ve Müslümanların kampında yer alın, İslam düşmanları ve ajan zorba yöneticiler ile mücadele edin. Aziz ve Kaviyy olan Allah’a güvenin. Zafer yalnızca O’nun elindedir. Zaferin nedenleri Katar, İran veya zalim Beşşar’ın elinde değildir. Onlar ve suçlarından kurtulmak, onları inkâr etmek, onları değiştirmek ve iğrençliklerini ortadan kaldırmak için çalışmak, zaferin nedenlerine tutunmak arasında sayılır. Allah’a karşı dürüst olun ki O da size karşı dürüst olsun. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Ki bunu asla yapmak istemezsiniz.
Allah’ım, kardeşlerimize hidayet yollarını kolaylaştır. İtaat ve dinine yardım için kalplerini genişlet. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |