حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Özbekistan
Medya Bürosu
No: ÖZ-BA-2024-MB-TR-13 |
H. 16 Cumâde’s Sânî 1446 M. Çarşamba, 18 Aralık 2024 |
Temyiz Mahkemesi, Adaletsiz ve Zalim Kararı Onadı!
16 Aralık’ta, Özbekistan mahkemeleri, mevcut Özbekistan rejiminin tarihine kara bir leke olarak geçecek kararı açıkladı. Kerimov’un zindanlarında 20 yıl geçiren 15 genç için verilen hapis cezasında neredeyse hiçbir değişiklik olmadı. Bu hükümet, eski siyasi tutukluların yakınlarının, anne ve babalarının, iffetli eşlerinin yardım çığlıklarına, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya ve mazlumlara yapılan zulmü durdurmaya yönelik çağrılara tamamen kayıtsız kaldı. Ne kadar acımasız ve katı kalpliler!
Hükmün yeniden okunması, Özbekistan yargı sisteminin içler acısı halini, zalim Kerimov döneminden bu yana hiçbir somut değişikliğin olmadığını ve mahkemelerdeki reform iddialarının tamamen boş bir söylem olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu mahkeme kararı, Özbek rejiminin hak karşısındaki çaresizliğini ve İslam’ın güçlü fikri karşısındaki yenilgisini açıkça kabul ettiğini gösteriyor. Bu gençlerin Allah’a olan sarsılmaz imanları ve sağlam İslamî düşüncelerinden başka hiçbir silahları yoktu. Buna rağmen rejim, “aydınlanmayla cehaleti, fikirle fikri alt etmek” gibi iddialarını boşa çıkararak, tüm utanmazlığıyla güç, baskı ve şiddet kullanmayı yeğliyor! Bir rejim, nasıl fikirle fikre karşı mücadele ettiğini iddia eder ki, elinde bu mücadeleyi destekleyecek doğru bir ideoloji bile yokken? Boş ve sahte duygular üzerine kurulu milliyetçilik söylemleri ve milli değerler propagandası, Müslüman halkımızı asla doğru bir yola yönlendiremez ve sorunlarını çözemez! Bu yüzden insanlar, fıtrata uygun, akla kanaat ve kalbe huzur veren İslam akidesi ile tüm sorunlara çözümler sunan İslam şeriatına giderek daha fazla ilgi duymaktadır. Şüphesiz, bu yüce görev için toplumun dürüst ve takva sahibi davetçilerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.
Haksız yere yargılanan bu gençler, bu daveti insanlara ulaştırmada en ön safta yer alan kimselerdir. Bu gençlerin tek suçu, ülkemizin ve halkımızın yaşadığı bu zayıflık ve geri kalmışlıktan kurtulmanın tek yolunun İslamî yönetimi yeniden hayata geçirmek olduğuna inanmalarıdır. Demokrasiyi yozlaşmış bir sistem olarak gördükleri ve Müslümanlara, bu sistemin yönetim için kesinlikle uygun olmadığını, insanlara sadece kötülük ve sefalet getireceğini söyledikleri için rejim, bu gençleri tehlikeli suçlular olarak ilan etmiştir.
Oysa Özbekistan Anayasası, halkın düşünce özgürlüğüne sahip olduğunu belirtmektedir. Yaklaşık on gün önce 8 Aralık Anayasa Günü’nde Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, halka anayasayı inceleyip saygı göstermeleri çağrısında bulundu. Ancak, anayasayı ihlal eden ilk kişi yine kendisi oldu ve bu, onun ilk ihlali değildi. Özbekistan rejimi kendi benimsediği anayasaya uymazken halktan o anayasaya saygı göstermelerini talep etmektedir! Özbekistan rejimine aykırı düşen fikirleri yüzünden, 15 genç uzun hapis cezalarına çarptırılarak suçlu ilan edildiler! Saf ve değişmez İslamî hakikatlere ve düşüncelere inandıkları için bu gençlerden intikam alınıyor! Dolayısıyla demokratik bir devlette sözde ifade özgürlüğüyle övünmek, baştan sona anlamsız bir iddiadır ve çifte standartlara dayanmaktadır! Rejim, beğendiği fikirleri kabul etmekte; beğenmediklerini ise reddedip sahibini cezalandırmaktadır! İslamî fikirleri savunanlara en ağır cezalar verilirken gerçek suçlulara bu denli acımasız ve sert bir yaklaşım sergilendiğine kesinlikle tanık olmadık ve muhtemelen de olmayacağız!
Hiç şüphe yok ki, Müslüman halkımızın İslamî daveti yaymasının engellenmesinin ve İslam’a yönelik çabalarının önüne çeşitli engeller konulmasının tek sebebi, Rusya gibi sömürgeci güçlerin memnun edilme çabasıdır. Özbekistan rejiminin Rusya’yı ve diğer “ağabeylerini” memnun etmeye çalışırken kendi halkını kızdırıp lanetlemesi onun için ölümcül bir felaket olmaya devam etmektedir. Böylesi çirkin işlerin sonucu, hiçbir zaman hayra vesile olmamıştır. Ancak rejim yetkilileri ne seleflerinin hazin sonlarından ne de bugün gözlerimizin önünde yaşanan güncel olaylardan ders almamaktadır. Hakka dönmeleri için Allah’ın onlara daha kaç ibret göstermesi gerekecek? Gözlerini açmaları için daha ne lazım ne kadar daha bekleyecekler?
Gerçek şu ki, durumları gerçekten içler acısıdır! Yaptıklarının cezası Allah katında daha ağır ve utanç verici olacaktır. Allah’ın dostlarına zulmettikleri için pişman olacaklar, ancak pişmanlık fayda etmeyecektir, çünkü vakit çoktan geçmiş olacaktır!
وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلاً * يَا وَيْلَتَى لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَاناً خَلِيلاً “O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım!” [Furkan 27]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Özbekistan Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |