حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132012u2013MMBu2013TRu20130037 |
H. 8 Safer 1434 M. Cumartesi, 22 Aralık 2012 |
-Basın Açıklaması- Milyonlarca Şehidin Kanlarının Dökülmesinin Ardında Hollande, Cezayir'de Daha Fazla Kan Emmek İçin Gelmektedir!
Fransa Devlet Başkanı Hollande 19.12 Çarşamba günü, dokuz Bakanın, 12 siyasî yetkilinin ve kırk iş adamının katıldığı büyük bir bakanlık heyetinin başında Cezayir'in başkentine ulaşmış ve Buteflika da onun için sarsıcı bir karşılama hazırlamıştır!
Devlet Başkanı Buteflika ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın konferansında, sömürgeci ülkesinin geçmişinden dolayı özür dilemeyi reddetmiş ve Cezayir'e "pişmanlığını ve özrünü ifade etmek" için gelmediğini söyleyerek Paris'in, "bunun yerine eşit bir şekilde ileriye doğru hareket etmeyi ve petrol ve doğalgaz zengini bu ülkeyle ticareti güçlendirmeyi arzuladığını" vurgulamıştır.
Hollande, 20.12 Perşembe günü ziyaretinin ikinci gününde Cezayir Parlamenterlerinin önünde yapmış olduğu konuşmasında şöyle demiştir: "132 yıl boyunca Cezayir, vahşî ve zalim bir rejime maruz kalmıştır." Ve şöyle bir eklemede bulunmuştur: "Bu sistemin bir adı vardır ki oda sömürgecilik. Ben burada, Cezayir halkının çektiği acıların sebebinin, Fransız sömürgeciliği olduğunu kabul ediyorum." Ama bu kabul, Fransa'nın Cezayir Parlamentosuna "sömürgeciliğin suç olduğuna dair" yasayı yasaklayıp dondurmasını dayatmasından yıllar sonra gelmiştir.
Nitekim Hollende, habis "cömertliğine" bir ekleme de daha bulunmuştur; zira Fransa polisinin, yağ tulumuna zehir kattığı habis girişiminde Paris'te Cezayirli göstericilerin saflarındaki onlarca kişinin ölümüne imza attığı 17 Ekim 1961 gösterisine yaptığı "kanlı baskını da" kabul etmiştir. Ayrıca 1954-1962 yılları arasında -aynı şekilde Allah daha iyisini bilir bizim hesabımıza göre- bir buçuk milyon kişi şehit düşmüştür. Yine bu arada 08. Mart 1945 günü ve bir birine izleyen birkaç gün içerisinde, özellikle de ülkenin doğusundaki "Setif", "Bejaye" ve "Skikda" şehirlerinde İkinci Dünya Savaşının sona erdiği ilan edilmesinin ardından özgürlük talep etmek amacıyla gösteri yapmaya çıktıkları sırada sömürgeci vahşî Fransız güçleri tarafından 45 bin Cezayirli öldürülmüştür.
Fransa'nın bu cürümlerine, 13 Ocak 1960 yılında Cezayir çölünün "Reggane" semalarında ilk atom bombasının patlatılması da eklenmiştir. Nitekim bu yüzden bir çevresel ve insanlık felaketi meydana gelmiş olup hala da ölümcül radyasyonlar nedeniyle hastalıklar meydana gelmektedir. Dolayısıyla bunun üzerinden 52 sene geçmesine rağmen bu iğrenç deneylerden dolayı sivillerden her hangi bir kaybın olduğu kabul edilmemiştir. Buda Hollande'yi, Cezayir televizyonlarında yaptığı açıklamalarda "Cezayir çöllerindeki Fransız nükleer denemelerinin kurbanları için tazminat yasası uygulanmasıyla" ilgili taahhütte bulunmaya ve "Fransa, onlara tazminat vermeye kararlıdır" şeklinde konuşmaya sevketmektedir.
Ey Cezayir'deki Müslümanlar!
Bu Devlet Başkanı, tarihi sömürgecilik olan bir devletin eğlencesi ve mirasçısı olup ülkesinin en iğrenç katliamlar ve en korkunç kitlesel katliamlar işlediğini kabul etmiştir. Bir de üstelik hiç çekinmeden hayasızca ve utanmadan, kurbanların torunlarından özür dilemek için gelmediğini açıklamaktadır. Dahası arsız ve yüzsüz bir şekilde işlenen en iğrenç amellerden dolayı kendisinin yada ülkesinin pişman olmadığını ifade etmekte ve özür dilemeksizin yada pişman olmaksızın da ülkesinin iğrenç sömürgeciliğini kabul etmektedir! Nitekim bu beklenmekteydi. Zira Fransa, -ey Cezayir'in erkekleri ve özgürleri- sizlerin kanlarına hiçbir kıymet ve değer vermemektedir. O halde onun tuzaklarından ve aldatmalarından sakının, ajan Buteflika'nın olduğu yöneticilerinize karşı ayaklanın ve Hollande'yi de ülkenizden kaldırıp atın.
Ey Cezayir'deki Müslümanlar ve Ey Tüm Dünyadaki Müslümanlar!
Fransa, dini ve ahlakı olmayan sömürgeci bir ülke olup bugün de Cezayir'e, Cezayir'in kabuk tutan yarasını açmak, dahası onların diğer yaralarını artırmak için gelmiştir. Nitekim kendisine bir buçuk milyon şehidin hatırlatılmasının ardından ne utanmış ne özür dilemiş nede pişmanlık duymuştur. Dolayısıyla Fransa ülkenize, fabrikalar ve ekonomik projeler inşa etmek ve ürünleri için bir milyon şehidi olan ülkenin piyasalarını açmak yoluyla kendisinin devasa ekonomik kayıplarını tazmin etmek amacıyla ülkenin servetlerini yağmalamak için gelmiştir.
Bu cürümsel planlarının yanı sıra Cezayir'i, Kuzey Mali'deki "terörist" olarak nitelendirdiği guruplara karşı askerî operasyon yapmaya itmek için gelmiştir. Dolayısıyla o, Cezayir'deki kardeşin Mali'deki kardeşini öldürmesini, ardından da burasını iğrenç bir şekilde sömürmeyi istemektedir.
Batılı sömürgeci rejimdeki kardeşleri gibi Fransa da, Hollande'nin de iddia ettiği gibi kuvvetten başka bir "gerçek" anlamamaktadır. O halde bir kez daha ayaklanınız, sömürgeciliğin kuyruklarını ülkenizden kaldırıp atınız, aşağılık sömürgeciliğin tarihinden kurtulmak için ellerinizi Hizb-ut Tahrir'in elleri üzerine koyunuz ve aşağılık bir özür yada ucuz malî tazminatlar yoluyla değil de bilakis mücrim Fransız devleti ile izzetinizin yanı sıra işlerinizin de yolunda olacağı Hilafet Devleti'nden önce onun yanında yer alan herkesten adil bir kısas yoluyla şehitlerinizin haklarını geri alınız.
وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ "Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur." [Fatır 10]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |