Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130040 H. 30 Cumâde’s Sânî 1434
M. Cuma, 10 May 2013

-Basın Açıklaması- Beşar, Kadınlara ve Çocuklara Zorbalık Yaptığı Gibi Banyas'da Onlardan 800'den Fazlasını da Katletmiştir! Peki Müslüman Ordular Nerede Hani? Erkekler Nerede Hani?!

Suriye İnsan Hakları Rasathanesi ve diğerleri, Suriye'nin Banyas şehrinin birçok mahallesinde yüzlerce kadın ve çocuğun katledildiğini ve komşu el-Beyda beldesindeki katliamın ardından "yeni bir katliamdan" korktukları için şehrin yüzlerce ailenin firarına tanık olduğunu ifade ettiler. Nitekim bu ailelerin firarları, düzenli güçler ile ona bağlı milislerin el-Beyda yakınlarındaki meydan idamlarını yoğunlaştırmalarının akabinde gerçekleşmiştir. Zira aralarında altı çocuğunda olduğu 29 sivil katledilmiş ve bunun ardından da bazıları şehrin sokaklarında kesilmek üzere 150 kişi idam edilmiştir.

Kasap Beşar ve iğrenç baskıcı rejimi tarafından katliam, yıkım, terörizm ve korkutma devam ettiği gibi muasır asrın bir benzerine tanık olmadığı iğrenç katliamlar da devam etmektedir. Banyas'taki el-Beyda katliamı, Beşar ile rejiminin insan ırkına ait olmadıklarının, kalplerinin taş gibi katı olduğunun, dahası daha da katı olduklarının teyit edilmesi için gerçekleştirilmiştir. Zira durumu, gerek mermilerle, gerek doğranarak gerekse yakılarak soğukkanlılıkla idam edilen yüzlerce kurban ortaya koymaktadır. Nitekim Banyas'daki Devrim Askerî Konseyi'ne göre, dün bir gece içerisindeki şehit sayısı sadece el-Beyda'da 800'e ulaşmıştır. Bu şehitlerin arasında tüm aile bireyleri olduğu gibi geneli de cesetleri sokakları ve yolları dolduran kadınlardan, çocuklardan ve yaşlılardan oluşmaktadır. Bu sırada yüzden fazla şehidin, Esed'in şebbihalarının silip süpürdüğü ve katletmeye ve tecavüze kasdettikleri Banyas şehrindeki Ras el-Nebe mahallesinde döndüğü konuşulmaktadır.

Tüm bunlar gerçekleşirken başta Amerika olmak üzere uluslararası toplum, gizli anlaşmasını ve komplosunu teyit edercesine hiçbir tepki vermeksizin sessiz ve sakin bir şekilde durmaktadır. Bununla birlikte Amerika, -Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jennifer Psaki'nin dili üzerinden- aldatmaya devam edip bu katliam hakkındaki haberlerin "dehşet verici" olduğunu iddia ederken Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, sanki bu korkunç katliamları emreden Amerika değilmiş gibi İnsan Hakları ve Uluslararası Hukuk için ciddi ihlallerden sorumlu olanların sorgulanması gerektiğini vurgulamıştır. Zira Amerika, -Suriye ayaklanması ve İslamî eğiliminin verileri altında- kendi çıkarlarını ve Yahudi devletinin varlığını tehdit eden İslamî Devletin kurulmaması, Şam halkının gücünün ve sebatının kırılması ve onların, ortaya atılan ve İslamî Hilafet'in kurulması şeklindeki gayelerinden tamamen uzak olan sıska siyasî çözümü kabul etmeye sevkedilmeleri için çatışmayı uzatmaktadır.

Arap ve İslam ülkelerindeki mevcut yönetim sistemleri, dahası aşağılık rejimler ile utanmaz ve alçak yöneticiler, aynı şekilde ödlekliklerinin yanı sıra ailelerine ve kardeşlerine yardım etme noktasında güçsüz kalmaları, dahası onlara ve ayaklanmalarına komplo kurmaları nedeniyle bu tagutla işbirliği yapmaktadırlar. Dolayısıyla ihanetten, katliamdan ve doğranmadan dolayı firar edip gelen mültecileri kabul etmekle yetinmektedirler. Dolayısıyla da bizler, gelenleri hapsettikleri ölüm kamplarını bir -tecavüz- olarak adlandırmaktayız.

Bu ajan rejimler, ordularından tek bir askeri dahi harekete geçirmedikleri gibi Şam özgürlerine ve çocuklarına yardım etmek için ağır silah ve mühimmatların olduğu depolarından tek bir kurşun dahi sıktırmamışlardır! Bu arada İslam Devleti'nin gölgesinde Hilafet'in ordusunun rolü, Ümmeti korumak ve ona yardım etmektir... Zira Halife, Vâ Halifatah çığlığı atan bir özgürün intikamını almak ve ele geçirilen yaşlı veya çocuğa yardım etmek için orduyu donatır, hazırlık yapar ve arkasındaki ordu da Allah'ın dinine nusret vermek için haydi cihada diye tekbir getirir. Çünkü ordu, akidesi ve imanıyla birlikte Allahu Teâlâ'nın şu kavline binaen düşmanların ordusuna eşdeğer bir ordu olacaktır:

وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ "Allah yolunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Resulün size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda) gerekse bunda (Kur'an'da) size "Müslümanlar" adını verdi." [Hac 78]

Ey Kışlalarında Diz Çöküp Oturan Ordular!

Sessiz kaldığınız yetmez mi artık?! Kadınlara, çocuklara ve yaşlılara karşı hiç durmak bilmeyen katliam, doğrama ve ırzların çiğnenmesi manzaraları hala sizleri harekete geçirmeyecek mi?! Adam gibi adamlar neredeler hani? Dinleri ve ümmetleri için muhlis olanlar neredeler hani? Kadınların ırzlarının, şehitlerin kanlarının ve yaralıların iniltilerinin intikamını alacak olan karar sahipleri neredeler hani?

Sizler, yöneticileri harekete geçirmek için bulunmuyor ve dinde kardeşleriniz olanlar için savaşmıyorsanız, Müslümanlar arasındaki çatışmayı ve bölünmeyi pekiştirmek için bulunan yapay sınırlarda bir yeriniz yok. Bilakis sizin yeriniz, İslamî Ümmeti savunmaktır... Zira sizin rolünüz, hakka ve dine nusret vermek olduğu gibi yeryüzünde Allah'ın şeriatını geri getirmek isteyenlere nusret vermektir... Dolayısıyla celil alim ve muhlis komutan Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'nın liderliğindeki Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizleri, Hilafet Devleti'ni kurması için hizbe nusret vermeye davet ediyoruz. O halde ırzlarınızın ve şehitlerinizin kanlarının intikamını alın. Ey ordular! Aman ha acele edin... ve her iki dârın izzetine de nail olmak için de Allah'ın ensarları olun.

فَآَتَاهُمُ اللهُ ثَوَابَ الدُّنْيَا وَحُسْنَ ثَوَابِ الآَخِرَةِ "Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi) ahiret sevabının güzelliğini verdi." [Âli İmrân 148]


Kadınlar Kısmı
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER