İnternet sitesi lenta.ru/news/, 30 Temmuz 2014 tarihinde İnterfaks ajansından "Moskova Şehir Mahkemesi'nin Hizb-ut Tahrir'in dört üyesi hakkında hüküm verdiğini" aktardı. Bu gençler: Aziz Beck Anamov [37], Şamil İsmailov [40], Seyfullah Korbanov [34] ve Zikrullah Rahman Hadicof'dur [38]. Bu gençler, Rus topraklarında illegal terörist faaliyetlerde bulunmak, yasaklı aşırılıkçı örgüt faaliyetlerine katılmak, düzenlemek, zorla iktidarı ele geçirmek ve Rusya Federasyonu'nun anayasal düzenini değiştirmeye hazırlanmakla suçlandılar. Ayrıca yasadışı yolla patlayıcı madde ve mühimmat bulundurmak ve satın almakla ile de itham edildiler. Anamov, 11 yıl hapis, ağır çalışma ve 200 bin ruble de para cezasına çarptırıldı. İsmailov ve Korbanov da sekiz yıl hapis, ağır çalışma, 100 ve 150 bin ruble para cezasına çarptırıldı. Rahman Hadicof da yedi yıl hapis, ağır çalışma ve 50 bin ruble de para cezasına çarptırıldı. Verilen bu haksız hükümlerle Rus rejimi, kendi barbarlığını ve entelektüel olarak da iflas ettiğini kanıtlar. Rus yönetiminin, Hizb-ut Tahrir gençlerinin ortaya koydukları hak davete karşı koyacak hiçbir alternatifleri yok. Bu yüzden yetkililer, Ortaçağ'da uygulanan Engizisyon ve zalim Stalinist yöntemlere başvuruyorlar. Hakkın sesini bastırmak için baskı yapıyorlar, umutsuz ve çürük suçlamalarda bulunuyorlar. Bir taraftan da yetkililer, televizyon, dergi ve gazetelerde iktidarı ele geçirmek ve Rusya Federasyonu'nun anayasal düzenini şiddet yoluyla değiştirmek için gençlerin terör eylemleri gerçekleştirdikleri iddiasıyla yalan yanlış suçlamalar yayımlayarak Hizb-ut Tahrir ile ilgili düpedüz saçma yalanlara sığınıyorlar. Her aklı başında kişi, onların bu iftiralarının boyutunu keşfetmek için Hizbin programını inceleyebilir. Hizbin programı, incelemek isteyen herkese açıktır. Hem de birden çok dilde bulmak mümkündür. Öte yandan hükümet, toplumda Hizbin Hilafet hakkındaki fikirlerini yayan herkesi takip etmektedir. Hizbin bütün yayınları yasaklandı. Onlara davet eden herkes suçlu sayılıp takip edildi. Tutuklananlara ağır cezalar verildi. Hapishanelerde şiddetli işkencelere maruz kaldı. Hatta sevdikleri bile izlenip takip edildi. Bunlar Stalinist rejimin uygulamalarıdır. Bize yok olup giden faşist Nazi rejimin uygulamaları hatırlatmaktadır. Rus yetkililerin, İslam'a ve Müslümanlara yönelik zulüm ve nefretlerine, yalanlarına rağmen Rusya'nın temiz Müslüman evlatları, bu fani dünyanın geçici nimetlerine karşılık ahiret hayatını tercih ediyorlar. Bu barbarca uygulamalar, onları Allah'ın dinine ve hak davete yönelmekten alıkoyamaz. Aksine bu uygulamalar, onların gayret ve enerjilerini artıracaktır. Bu yüzden Müslümanların kalpleri onlardan yanadır ve Hizbin gençleri arasına katılmak için çabalıyorlar. Giderek davetin yardımcıları artıyor.

Ey Rusya'daki Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir üyeleri, sizin kardeşleriniz, babalarınız, anneleriniz ve bacılarınızdır. Biz, sizden siz de bizdensiniz. Rus yetkililer, bizleri hapse atıp işkence ediyorlar. Çünkü bizler, Rabbimiz katından gelen hak kelimesine davet ediyoruz. Sizler, bizi iyi tanırsınız. Beraber büyüdük ve birlikte yaşıyoruz! Bu tutuklamalar ve yargılamalar, bizler için sadece bir imtihan ve sınavdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:

وَكَأَيِّن مِّن نَّبِيٍّ قَاتَلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ فَمَا وَهَنُواْ لِمَا أَصَابَهُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَمَا ضَعُفُواْ وَمَا اسْتَكَانُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ "Nice Nebiler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever." ^{[Ali İmran 146]}

Ey Rusya'daki Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir, sevgili Nebimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna uyarak Raşidi Hilafet Devletini kurmak yoluyla İslami hayatı başlatmak için çalışıyor. Bu, şan, izzet ve adaletin yoludur. Bu nasıl olmasın ki? Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem bize bu metodu telkin etti. Biz, Allah'ın dinine yardım etmek ve Nebinin metodu üzere O'nun kelimesini yüceltmek için Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya söz verdik. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ "Allah, içinizden inanıp Salih ameller işleyenlere, onlardan öncekileri halef kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halef kılacağını dair söz vermiştir." ^{[Nur 55]}