Haber ajansları, 10 Eylül 2014 tarihinde Tunus Nida Partisi'nin Parti Meclisi üyesi Hatice İbn İbad'ın, Fransa'nın başkenti Paris'teki evinde sigara ile Kur'an sayfalarını yaktığını bildirdi. İbn İbad, kendi Facebook sayfasında, yırtıktan sonra Kur'an'ın sayfalarını yakarken çekilmiş resimlerini yayınladı. İslam'ın incisini koruyan İslam Devletinin yokluğunda, İslam'a yapılan saldırılar, her şekil ve şemailiyle hiç bir zaman durmadı, durmayacaktır. Şuan laik kapitalist ideolojinin mefhumları egemendir. Çıkarlar ve tutkulara göre çelişkiye tabi olan özgürlük kavramı da bu mefhumlar arasındadır. Eğer bu özgürlük kavramı, onların planları ile uyuşursa, kabul edilebilir ve itiraz da edilmez. Ama yok özgürlük kavramı ile çelişirse, asla ona yer yoktur. Örneğin Batı'nın birçok ülkesinde şeri giysi, bireyin kişisel özgürlüğü kapsamına girmektedir. Ancak İslam'a sık sık saldırıların yapılmasında da hiçbir sakınca yoktur. Bu konuda Fransa ise saldırıların bayraktarlığını yapmaktadır. Fransa, başörtüsünü ve başörtülü öğrencilerin okullara ve üniversitelere girmelerini yasakladı. Ama topraklarında Kur'an'ı Kerimi yakanlara veya rahmet Nebisi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret edenlere hiç bir şey demediği gibi ceza da vermiyor. Bunu bir kişisel özgürlük olarak kabul ediyor! İslam'ın yokluğunda ülkeler, küçücük devletçiklere bölündü. "Burgiba" gibi sömürgeci yapıtlar türedi. Bilindiği gibi onun döneminde Tunus'ta değişim dalgası patlat verdi. Kalpazanlık ve sahtecilik yaygınlaştı. Ümmetin olanakları çarçur edildi. İslam Şeriatına pervasızca saldırıldı. Hatta dışlandı ve İslam Şeriatı ile savaşmak için her üslup kullanıldı. Laiklik, birçok Müslümanın zihnini iğfal etti. İslam'dan nefret edip, onunla veya sembolleri ile alay ettiklerinde, Yahudilerin ve Hristiyanların kendilerinden razı olacağını sandılar. Ardından devrim patlak verdi. Devrimle birlikte mantar gibi partiler türedi. İşte Tunus Nida Partisi de bunlardan biridir. Bu kindar ve art niyetli kadının da mensubu olduğu bu laik parti, iktidara gelen, ama eski rejimin başka bir yüzü olan İslami Nahda Hareketi'nin en büyük rakibidir. Tunus Nida Partisi'nin Genel Başkanı El Bacı Kaid el Sebsi, 23 Kasım'da Tunus'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olacağını söyledi.

Ey Tunus halkının kahraman erkek ve kadınları! İslam Devletinin yokluğunun ardından Tunus'taki duruma bir bakın. İslam'ın ve Müslümanların kalesi olan Tunus, şimdi Batı ve onun fikirlerinin arenası haline geldi. İlmin feneri ve âlimlerin menbası olan Tunus, şu günlerde Batının İslam'a karşı kötü niyetli planlarını uygulayan laiklerin esin kaynağı haline geldi! Peki, daha ne bekliyorsunuz? Bundan daha fazla şeylerin olmasını mı bekliyorsunuz? Herkes sessiz seyirci olarak olayları izliyor. Hatta kimileri hinlik yaparak komplo kuruyor! Sizin ırkınızdan biri tarafından Kur'an'ınızın, Kitabınızın ve Anayasanızın yakılmasından sonra daha neyin olmasını bekliyorsunuz! Bu kadın -ve onunla birlikte partisi- Kur'an'ı, Şeriat, metot ve anayasa olarak reddediyor.

Ey Ukbe ibn Nafi'nin torunları! Siz ne yapıyorsunuz? Halife Osman ibn Affan döneminde fethedilen, İslam ordularının hareket noktası haline gelen, Kayravan kenti ve Zeytune Camisi inşa edildikten sonra ilmin başlıca kaynağı olan ey Tunus halkı! Böyle sahtekâr ve düzenbazların veya onlara sessiz kalanların iktidara ulaşmalarına ya da Müslümanlar üzerinde otorite kurmalarına izin verecek misiniz?

Bilin ki bizim durumumuz, ancak bu Kur'an'ı, onun hükümlerini ve Şeriatını hakem kılmakla düzelir. Bu tür kötü niyetli laiklerden, döneklerden, kâfirlerden ve sahtekârlardan ancak onları ve onları destekleyenlerin kökünü kazıyacak olan Hilafet Devleti ile intikam alabiliriz.

وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ
"Zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur." [Bakara 270]