11 Temmuz 2015 günü, Sisi güçleri, Hizb-ut Tahrir / Mısır Medya Bürosu Başkanı Sayın Şerif Zayed’i el-Muhalla el-Kübra pasaport dairesi tarafından kurulan haince tuzağın ardından gözaltına aldılar. Ardından onu Devlet Güvenlik dedektiflerine teslim ettiler. Bunlar, altı gün boyunca ona işkence yaptılar. Daha sonra da beş gün boyunca onu güvenlik ekiplerine teslim ettiler. Sonunda ise savcılığa sevk edildi. Savcılık da on beş gün gözaltında tutulmasına karar verdi. Ardından gözaltı süresi on beş gün daha uzatıldı...

Bu açıdan biz, belki zalimler, haksız yere tutuklamalarına bir kefaret olarak serbest bırakırlar umuduyla bir ay bekledik. Ama ne yazık ki Allah’ın dostlarına düşmanlık yapmayı yeğlediler. Buhari’nin Ebu Hurayra’dan rivayet ettiği şu kutsi hadisi unuttular ya da görmezden geldiler: Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّ ‏اللَّهَ قَالَ: مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالحَرْبِ“Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: Kim benim bir dostuma düşmanlık yaparsa, Ben ona harp ilan ederim...”Her kim Allah’a savaş açmış ise, bilsin ki dünyada rezil rüsva olacaktır. Ahiret azabı ise daha büyük ve daha çetindir keşke bilselerdi.

Rejimin suç makineleri tarafından Şerif Zayed’in üstünde ele geçirildiği iddia edilen şeyler, hak sözlerinin yazılı olduğu bildirilerdir... Bu bildiriler ile Allah’ın indirdiğinden başkası ile hükmeden bir hükümete meydan okumuş, iyiliği emrederek kötülükten nehyetmiş, helal olanları açıklamış ve pis olanlardan da sakındırmıştı... Hem hükümete hem de insanlara tavsiyelerde bulunmuştu. Ama hain yöneticiler, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, duymazdan geldiler, küstahlık ve kibir üzerinde ısrar ettiler...

Hakkın sesi daha da artınca, il valisi, bir avuç insana ve yöneticileri öfkelendiren Şerif’e karşı kolluk kuvvetlerini harekete geçirdi ve ardından zalimler, onu tutukladılar!

Bu gaddar hükümetin yaptığı şey, iflas ettiğinin ve yaptıklarına insanları ikna edememesinin kesin kanıtıdır. Bu yüzden sadece yalan ve yalancılar kalsın diye hakkı konuşan ağızları susturmaya başladı. Ama nafile, zira ümmet içinde Hizb-ut Tahrir ve gecesini gündüzüne katan yiğit gençler var. Kökünden yok etmek için zulüm molozlarını yararak yollarına devam ediyorlar. Ve sadece Allahları var. Yardımcı olarak O yeter. Gece gündüz ciddiyetle çalıştıkları Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir gençlerinin bir gün bile silah kullandıkları, taş attıkları ve silah çağrısında bulundukları görülmemiştir. Aksine bilinçli ve uyanık düşünce sahipleri olarak bilinirler. Demirden daha sağlam azim ve kararlılığa sahiptirler. Tutuklama, ölüm veya işkence onları bir günü bile hak yolundan alıkoyamaz. Karşılaşılan onca zorluklara rağmen bir gün bile bakış açılarını değiştirerek haktan ödün vermiş ya da birinden intikam almış değiller. Korktukları için değil aksine Aziz ve Kaviyy olan Allah’ın emrine bağlandıkları için... Haydi, Sayın Şerif’i derhal serbest bırakın ki Allah’ın izniyle yakında Hilafet kurulduğunda bunun için sizin lehinize tanıklık edelim. Sakın şeytanın tuzağına düşmeyin. Yoksa Allah’a davetin, Şerif’i tutuklama tuzağı ile yok olacağına sanırsınız. Bilin ki Hizb ve ümmet içinde milyonlarca Şerifler var.

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ“Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” ^{[Tevbe 32]}