“Acımasız ve zorba Suriye rejimi, 16 Ağustos Pazar günü Şam kırsalı Duma’daki yeni katliam ile katliamlar siciline bir yenisini ekledi. Hava saldırıları başlatan rejimin savaş uçakları, pazar yerindeki kalabalıklara dört füze fırlattılar. 110’dan fazla şehit ve üç yüz de yaralı var. Medya, Sivil Savunma kaynaklarından doğrulattığı habere göre kurbanların çoğu çocuk ve kadın. Pazar yerinin büyük bir kısmı da tahrip oldu.”

Duma ilk kez böyle barbarca bir bombalamaya maruz kalmıyor. Rejimin savaş uçakları, günden güne, aydan aya katliamlar serisini artırmak için neredeyse her gün sorti düzenliyorlar. Duma şehrindeki Birleşik Tıbbi Ofisinin geçen şubat ayı istatistiklerine göre, 18 gün içinde ölü sayısı 109 kişiye ulaştı ve bunların üçte biri de çocuklardır. Ayrıca şehrin silueti de yok oldu. Geçtiğimiz aylarda sadece altı gün içinde 56 saldırı oldu ve 500 eve düşen füzeler sonucunda çok sayıda aile evsiz kaldı. Hem kendileri hem de çocukları korumasız kaldılar.  

Bu trajik durum, Suriye rejiminin sivillere karşı işlediği katliamlara dünya kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla bir dizi medya aktivistini “#Duma_Yıkılıyor” başlığı altında bir medya kampanyası düzenlemeye sevk etti. Kampanya, çok ses getirdi. Bir kaç saat içinde yüzbinlerce tweet atıldı. Ama Duma’da değişen bir şey olmadı. Aksine bütün İslam ülkelerinin özellikle de Suriye’ye sınır olan ülkelerin gözleri önünde kan akmaya devam ediyor, acılar artıyor. Güvenlik Konseyi ve uluslararası insan hakları kuruluşları da bu katliamlara sessiz kalıyorlar.

Dünya, her gün binlerce kanlı görüntülere, ölüm mektuplarını, sosyal iletişim sitelerinde yayınlanan görsel kesitleri şahit oluyor. Ancak onca geçen yıllara rağmen Suriyeli çocuk ve kadınların durumunda hiçbir değişiklik olmadı. Ne abluka kaldırıldı ne de kanlı bombalara bir son verildi!

Ey İslam ümmeti! Size Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inşu sözünü hatırlatıyoruz:

الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ وَمَنْ كَانَ ‏فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ ‏سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu teslim etmez. Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, bir Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da kıyamet günü onu örter.” Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olan bu kardeşleriniz için yaptıklarınız ve yapacaklarından sizleri hesaba çekecektir. Bilin ki ümmetin bir kesimi kan revan ve acı içindedir. Hatta yardım çığlıkları atıyor, ama ne yazık ki onların bu çağrılarına yanıt veren yok. Ümmetin evlatları içinden onlara yardım edecek ve yaraları için merhem olacak birileri yok mu? Çağrıya icabet edin ey Müslüman orduları! Ki İslam ülkeleri âlemlerin Rabbinden bir zafer elde etsinler...

Allah Subhânehu ve Teâlâ Muhkem Kitabında şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا ‏فَتَعْساً لَهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.” ^{[Muhammed 7-8]}