Mısır devlet televizyonuna göre 17 Haziran 2019 Pazartesi günü eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Hamas’a casusluk yapmakla suçlandığı davanın duruşmasında geçirdiği kalp krizinin ardından yaşamını yitirdi.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, Dr. Mursi’ye merhamet etsin, ne yapmışsa onu bulacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, onu İslam’dan başkasıyla yöneten Mısır hükümdarı olarak ölmekten kurtardı. Mazlum ve makhur olarak öldü. Altı yıldır Kenane evlatlarının kanını akıtan katil rejimin esareti altındaydı. Biz, bazıların betimlediği gibi demokrasi şehidi ya da Mısır Cumhurbaşkanı olduğu için değil, rejimin kasten ihmalkârlığı yüzünden ölen İslam ümmeti evlatlarından biri olduğu için Allah’tan rahmet diliyoruz. Aynı hapishanede bile akıbetinin farklı olmasını yeğleyebilirdi. Ama Es Sisi ve rejiminin dayattığı insanlık dışı hayatı yeğledi. Hakkı ararken yanılan ile batılı ararken doğruyu bulan bir değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ böylesi birine merhamet etsin, Mursi ve ümmetin evlatlarının katillerine lanet etsin.

Allah rahmet etsin, ölümü, çözümlere, uzlaşmalara ve Müslüman Kardeşler’in olası tavizlerine yakında kapı araladığını görebiliriz. Allah rahmet etsin ölümünde, İslam’ı uygulamak için çalışanların farkında olması gereken bir dizi gerçekler, dersler ve öğütler var. Birincisi, demokrasi, bayraktarlığını yapan herkesi öldürür ve kendi evlatlarını bile yer. Zalimlere yaslanmanın, ciddi sonuçları var ve yaslananların bu sonuçlara maruz kalması kaçınılmazdır. İslam’dan başkasıyla yöneten rejimlere angaje olmak, dine yardımcı olmaz, daveti korumaz. Denediniz yine denediniz. Rejime angaje olanların kaderi ya ajanlıktır ya da küfrün uygulanması konusunda diretmektir. Darbeden önce Beşir, Erdoğan ve hatta yönettiği yılda Mursi bunun için bir örnektir. Biz kendisine nasihatte bulunduk ama dinlemedi. Umarız Allah günahlarını bağışlar.

Ey Kenane topraklarındaki Müslümanlar! Bazılarının terennüm ettiği ve Mursi’ye atfettikleri yasallık, onunla birlikte ölmüştür, dahası yasallık iktidardan alaşağı edildiği gün ölmüştür. O gün iktidarı ve demokrasiyi inkâr etmeniz gerekirdi. Çünkü aradığınız yasallık demokraside değil. Demokrasi yasallığı bir tuzaktır. Amerikan ajanı ordu, devriminizi çaldı, ardından katliam işledi. Yine yapabilir!

Şuan yapmanız gereken, niyetinizi yenilemek ve Amerikan ajanlarının çaldığı devrime yeniden start vermektir. Önünüzde şuan böyle bir fırsat var. Olayı iyi değerlendirin ve hakkınızı eksiksiz tam olarak isteyin. Amerikan uşak ve ajanlarından otoritenizi söküp alın. Tüm Amerikan etkisi ve çürük kapitalist sistemin kökünü kazıyın. Hedefiniz ve amacınız, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet olsun. Arzuladığınıza ulaşana kadar taviz vermeyin, boyun eğmeyin. Ölümünüz bundan olsun. Hilafet, gerçek yasallıktır. Batının sizi sürüklediği, İslam’dan, meşruiyetinden ve Raşidi Hilafetten uzaklaştırmaya çalıştığı demokraside yasallık olmaz. Hilafet, kurtuluşunuzdur, Hizb-ut Tahrir’in sizi çağırdığı projedir.

Ey Kenane ordusu içindeki samimi subaylar! Bu rejimin tüm yanlışlıkları ve hatalarından siz sorumlusunuz. Çünkü cürümlerine sessiz kaldınız. Mazlumlar ve mustazafların yardımına koşmaktan geri durdunuz. Güç, sizdedir. Allah katında olanlar, Es Sisi’nin verdiği maaşlar ve ayrıcalıklardan çok daha hayırlıdır. Aslında bunlar, ruhunuzu satın almak, sadakatinizi garantilemek, Kenane topraklarında işlenen cürümler karşısında sessiz kalmanız için verilen bir rüşvettir. Bu rüşvetin size hiçbir faydası olmayacak ve Allah katında size en ufak bir fayda sağlamayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ katında olanlar daha hayırlıdır, ebedidir. Daha düşük olanı daha iyi olanla değiştirin. Ajan rejimin kökünü kazıyarak Allah’a ve Rasûl’üne yardım edin. Ellerinizi Hizb-ut Tahrir’li kardeşlerinizin elleri üzerine koyun. Ve onlarla birlikte Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurun. Zira Hilafet, Mısır halkının bütün özlemlerini, uğrunda sokağa çıktıkları isteklerini ziyadesiyle gerçekleştirecektir. Dahası Rabbiniz sizden razı olacak ve melekleri sizinle övünç duyacaktır. Allahım bir an önce Hilafeti nasip eyle.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}