حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MS-BA-2024-MB-TR-01 |
H. 28 Cumâde’s Sânî 1445 M. Çarşamba, 10 Ocak 2024 |
Yeni Hükümet Belgesi Mısır’ın Kaynaklarını ve Kamu Mülkiyetini Daha da Çarçur Etmektedir
Bakanlar Kurulu’nun Meclis’e sunduğu “Mısır ekonomisinin 6 yıllık (2024-2030) ekonomik programı” belgesine göre Mısır rejimi, hedeflediği yaklaşık 300 milyar dolarlık gelirle döviz girdisini güçlendirmek ve artırmak amacında. Bu, mevcut döviz rezervinin yaklaşık 3 katı. Böylece Mısır, ekonomisinin krizler karşısındaki esnekliğini ve dayanıklılığını artırmayı amaçlıyor. Yürürlüğe girmeden önce belgenin toplumsal diyaloğa sunulması planlanıyor. Belgede, döviz kaynaklarının geliştirilmesi için 6 resmi kaynak tespit edildi. En önemlisi ve tehlikelisi, kamu borçlarının bazı devlet şirketlerindeki hisselerle takas edilmesi amacıyla alacaklı bazı ülke ve bankalarla müzakere yapmak üzere bir üst bakanlık komitesinin oluşturulmasıdır. Devlet mülkiyeti politikası belgesine göre Mısır’ın dış borcunun yüzde 38’inin yatırıma dönüştürülmesi hedefleniyor. (Mazyad Haber Platformu)
Mısır rejiminin amacı, ülkeyi iyice kapitalizm bataklığına sürüklemek ve aldığı kararlarla ülkeyi daha da uçuruma doğru itmektir. Rejimin aldığı bu kararlar, Mısır’ın yaşadığı krizlerle aynı kötülüktedir, hatta daha berbat ve tedaviden uzak kararlardır. Rejim, asla halkın sorunlarına ve krizlerine derman olmak derdinde ve arayışında değildir!
Evet, Mısır ve halkı rejimin umurunda değil, onlara güdücü gözünden ziyade ana kaynak olmasa da gelir kaynaklarından biri olarak bakıyor. Yolsuzluk ve ülke zenginliklerinin yağmalanmasının faturasını halk ödüyor. Farklı isimler altında ek vergiler ödüyorlar, tasarrufları ve emekleri enflasyon karşısında eriyip gidiyor.
Özellikle tüketimin neredeyse %90’ının ithal olduğu bir ülkede, döviz getirisi çözüm değil. Mısır, bir tarım ülkesidir ama buğday ithalatında dünyada birinci sırada. Tarıma elverişli geniş arazilere sahip, bu arazileri işletecek insan yetenekleri var ama ne yazık ki atıl durumda. Bu arazileri işletmemek başlı başına bir suç. Ayrıca kamu malı, özel mülkiyete dönüştürülerek çarçur ediliyor. Daha doğrusu yabancı yatırımcılara yani Batıya peşkeş çekiliyor, ülkenin zenginlik ve kaynaklarını tekelinde bulundurmasına olanak sağlanıyor. Petrol, gaz, altın ve diğer mineraller zaten çarçur edilmiş durumda. Doyumsuz Batı, kanımıza ve zenginliğimize doymuyor. Ama öncelikle suç, zenginliğimizi çarçur edenlere, Batı yağmacılığını koruyanlara ve ülkemizdeki çıkarlarını kollayanlara aittir. Mısır ve halkı umurlarında değil.
Kapitalizmin rahminden ve düşünürlerinin zihninden doğan çözümler, çözümlerden ziyade insanlara ekstra yük getiren yeni krizlerdir. Bu rejim, örümcek ağından kurtulmak için çırpınan ama çırpındıkça daha da ağa dolanan ve dolayısıyla kurtulma şansı gittikçe azalan birine benziyor.
Borçları karşılığında satmayı düşündüğü şirketler, rejimin ya da devletin malı değildir, aksine çarçur ettiği diğer tüm zenginlikler gibi bir kamu malıdır. Devlet onları satamaz, kiralayamaz, hiçbir şekilde kimseye veremez. Yapması gereken, doğru bir şekilde yönetmek ve üretilen zenginliği halka dağıtmaktır. Bu şirketlerin satılması, peşkeş çekilmesi, Mısır ve halkına karşı bir suçtur.
Nakit temini, ikilem için bir çözüm değildir. Çözüm, insanların sanayiyle, tarımla uğraşmasına, ülkenin zenginliklerini, kaynaklarını, toprağını, suyunu, gökyüzünü, atmosferini işletmesine ve üretmesine olanak sağlamaktır. Toprağın altındakiler çıkarılıp sanayi ve tarımda kullanılmalı, buğday ve diğer mahsullerin ithalatını ortadan kaldıran stratejik mahsuller yetiştirilmelidir. Böylelikle kimse üzerimizde otorite kuramayacaktır. Ayrıca elimizdeki değersiz kâğıt para biriminin aksine öznel bir değere sahip olan altın ve gümüş para birimi benimsenmelidir. Para birimi, altın, gümüş veya bunların yerine geçen bir şeye dayanmalıdır. O zaman enflasyon ve fiyat eşitsizliği diye bir şey olmayacak, öznel bir değere sahip olmayan dövize gerek kalmayacaktır.
Mısır’ın yaşadığı kriz ve sorunların çözümü öyle sanıldığı gibi zor değildir. Mısır muazzam zenginliklere sahiptir, ama yalnızca özgür irade ve nasıl hareket edileceğine ilişkin gerçek bir vizyona sahip samimi insanlardan yoksundur. Bahsettiklerimizin bir kısmı İslam’ın bir parçasıdır ve İslam’ın sisteminden ayrı olarak uygulanamaz. İslam, insanların sorunlarına, şeri hükümleri olan insani sorunlar olarak bakar, bu sorunların nasıl tedavi edileceğini ve bu sorunlarla nasıl başa çıkılacağını açıklar. Ancak bu çözümler, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde İslam’ın uygulanmasıyla mümkündür.
وَإِذْ أَخَذَ اللهُ مِيثَاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ“Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!” [Ali İmran 187]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |