حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MSu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201329 |
H. 11 Safer 1436 M. Çarşamba, 03 Aralık 2014 |
Basın Açıklaması Ey El-Ezher Şeyhi! Hilafet Âlemlerin Rabbinin Bir Farzıdır, Bu Yüzden Onun Kurulmasına Davet Edenlerden Ol
Irak ve Suriye'de Müslümanların kanını akıtanın Amerikan terörü, küstahlığı ve ceberutu olmasaydı, 3-4 Aralık tarihlerinde El-Ezher tarafından düzenlenen Uluslararası Terörizmle Mücadele Konferansı'nın amacının, gerçekten El-Ezher Şeyhi Yardımcısı Dr. Abbas Şoman'ın söylediği gibi olduğuna inanırdık. Şeyh Şoman, aşırılık ve terörle mücadele için düzenlenen oturumun siyasi bir oturum olmadığını ya da yurt içinde ve dışında hiç bir siyasi amaca hizmet etmediğini, aksine El-Ezher Şeyhi Ahmet Tayyib'in inisiyatifi ile düzenlendiğini söyledi. Konferans, Arap dünyasındaki terörizmi ve aşırılığı ele almak için düzenlendi. Bu bile bu Konferansın yurtiçinde ve dışında siyasi ve siyasi olmayan bir takım kötü niyetli amaçlara hizmet ettiğini gösterir. Özellikle de mevcut rejim, sözde terörle mücadeleyi öncelikli görev ve amaç addediyor. Amerika da terörizmle mücadele bahanesi altında Irak ve Suriye'de Müslümanlara karşı yeni bir Haçlı Seferi yürütüyor. Amerika'nın, Irak ve Suriye'de ümmetin çocuklarına karşı yürüttüğü amansız saldırıyı haklı göstermek için geçtiğimiz Eylül ayında Cidde'de düzenlenen Terörle Mücadele Konferansı'nın tazeliği daha zihinlerden silinmiş değildir.
El-Ezher Şeyhi, yaptığı açılış konuşmasında kâfir Batıyı korkutan ve bin kere düşündüren iki önemli konuya değindi: Cihat ve Hilafet. "Cihat, İslam'da ancak canı, dini ve vatanı savunmak için meşru kılındı. Savaşın illeti, küfür değil, saldırıdır. Cihadı ancak Veliyyül Emir ilan eder ve doğrudan yürütür." dedi. Biz burada, cihadın sadece savunmak için meşru kılındığı iftira ve yalanını tartışacak değiliz. Bu, İslam'da sonradan ortaya atılan bozuk düşüncelerden sadece bir tanesidir. Ümmetin klasik âlimlerinin hiç biri bunu söylemiş değildir. Bu düşünce, son iki yüzyılda Müslüman ülkelere yapılan kültürel ve fikri saldırının pislik ve kalıntılarından biridir. Biz, El-Ezher Şeyhi'ne deriz ki, eğer gerçekten sizin dediğiniz gibi İslam'da savaşın illeti saldırı ise, peki o zaman neden Yahudilerin Filistin saldırısına ve Mescidi Aksa'nın kirletilmesine yanıt vermek için Veliyyül Emir olarak kabul edilen kişilerin cihat ilan etmelerini istemiyorsunuz? Yoksa siz, Yahudileri saldırgan olarak görmüyor musunuz? Yoksa onları hak sahibi, komşu ya da aramızda güzel komşuluk ilişkisi olan dostlar olarak mı görüyorsunuz? Yoksa Filistin halkına yapılanların Mısır halkını ilgilendirmediğini mi düşünüyorsunuz? Amerika'nın Irak ve Suriye'de yaptıkları, yanıt verilmesi gereken bir saldırı değil midir? Yoksa siz, Amerika ve onun şeytani koalisyonu tarafından katledilen çocuk, kadın ve yaşlıları görmeyecek kadar kör müsünüz?
Hilafet, akide ve dinin usulünden değil, Şeriatın füruatındandır sözünüze gelince, evet bu doğru bir sözdür. Ama bu söz, Şeriatın bu füruatının hiçbir değeri yoktur demek midir? Ya da bu, onu ihmal edebiliriz, onun kurulması için çalışmamıza gerek yok anlamına mı geliyor? Hilafet, şeri bir hüküm değil mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ Hilafeti Müslümanlara farz kılmadı mı? Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın Kitabı ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Sünnetinde farz olduğuna ilişkin sayılamayacak kadar delil vardır. Örnek olarak Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran'da şöyle buyuruyor:
فاحْكُمْ بَينَهُمْ بِما أنْزَلَ اللهُ ولا تَتَّبِعْ أهْواءَهُمْ عَمّا جاءَكَ مِنَ الحَق "Artık, Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma."[Maide 48]
وأنِ احْكُمْ بَينَهُمْ بِما أنْزَلَ اللهُ ولا تَتّبِعْ أهْواءَهُمْ واحذَرْهُمْ أنْ يَفْتِنوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أنْزَلَ اللهُ إليْك "Aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın." [Maide 49]
Sünnette ise Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ خَلَعَ يَدًا من طاعة لَقِيَ اللهَ يومَ القيامةِ لا حُجّةَ لهُ، ومَنْ ماتَ وليسَ في عُنُقِهِ بَيعة ماتَ ميتةً جاهلية "Kim itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halifeye biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölür" [Müslim]
كانت بنو إسرائيلَ تَسُوسُهم الأنبياء، كلما هَلكَ نبيٌّ خلفهُ نبي، وإنهُ لا نبيَّ بعدي، وسَتَكونُ خُلفاء فَتَكْثُر، قالوا فَما تأمُرُنا؟ قال: فُوا بِبَيْعةِ الأول فالأول وأعطوهمْ حَقّهم، فإن اللهَ سائلهم عمّا استَرعاهُم "İsrail oğullarını Nebiler siyaset ediyordu. Bir Nebi öldüğünde diğer bir Nebi takip ediyordu. Benden sonra Nebi yoktur. Fakat birçok Halife olacaktır" Dediler ki: "Bize ne emredersin?" Dedi ki: "İlk biat edilene vefakâr olunuz onlara karşı olan vazifelerinizi yerine getiriniz. Muhakkak ki Allah size karşı olan vazifelerini yapıp yapmadıklarını onlara soracaktır." [Müslim]
İcma'us Sahabeye gelince, onlar, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ölümünden sonra bir Halife naspetmenin gerekliliği üzerinde icma ettiler. Ebu Bekir, sonra Ömer, daha sonra da Osman'ın Halifeliği üzerinde icma ettiler. Müslümanların Halifesi olarak Ebu Bekir'e biat edilene dek iki gece Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in cenazesinin defnedilmesini ertelediler. Ve siz ey El-Ezher Şeyhi! Bunu çok iyi biliyorsunuz.
Garip olan şudur ki, İslam'ın yönetim sistemi ve ümmetin birliğinin adresi olan Hilafeti bir kenara bırakıp, Avrupa Birliği modelinde başka bir birlik formundan bahseden El-Ezher Şeyhi Dr. Tayyib, "Allah Subhânehu ve Teâlâ bu ümmete diğer ümmetlere nazaran dil, ırk, etnik köken, din, tarih ve coğrafya gibi birlik ve vahdetin dinamiklerini bahşettiği halde ve Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kuruluşunun üzerinden yarım yüzyıl geçmiş olmasına rağmen biz hâlâ Avrupa Birliği'ne benzer bir birlikten yoksunuz." dedi. Görüldüğü gibi El-Ezher Şeyhi, daha düşük olanı daha hayırlı olan ile değiştiriyor. Hatta açılış konuşmasında Şeriattan olduğunu kabul ettiği Hilafeti bile görmezden geliyor.
Ey El-Ezher Şeyhi! Ey El-Ezher âlimleri! Ey ümmetin âlimleri! Ümmetin yaşadığı tüm talihsizliklerin ve çektiği tüm sıkıntıların çözümü önünüzdedir. Bu her türlü izahattan varestedir. Ki o çözüm, yüksek sesle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasını isteyen ümmetin saflarına katılmaktır. Çünkü ümmetin evlatlarına yapılan saldırıları ve zorunlu göçü, sadece Hilafet önleyebilir. Müslümanların kanını koruyabilir. Amerika ve Batının Müslüman ülkelerdeki varlıklarına son verebilir. İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur. Hakkıyla Nebilerin varisleri olun. İslam bayrağını en yükseklere dalgalandırın. Zalimlere engel olup onları hakka döndürün. Hakkın kelimesini söyleyin. Sakın ha Allah konusunda kınayıcının kınamasından korkmayın. Ve bilin ki Allah Subhânehu ve Teâlâ, kıyamet günü Kuran ve Sünnet bilginiz ile amel edip etmediğinizi size soracaktır. Onun için insanlara Kuranı açıklayın ve bile bile onu ketmetmeyin.
وَأَنَّ هَٰذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَٰلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
"İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O'nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti." [Enam 153]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |