حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MSu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201306 |
H. 28 Rabi’-ul Âhir 1436 M. Salı, 17 Şubat 2015 |
Basın Açıklaması Hizb-ut Tahrir'e Yalan Yanlış Suçlamalar Yöneltmeden Önce Git Evvela Onu Tanı
Rıza Edward yönetimindeki ed-Düstur gazetesi, 15 Şubat Pazar günü, Hindistan Economist Times gazetesinden alıntı yaparak Hizb-ut Tahrir ile ilgili saptırma ve yanlışlıklarla dolu bir rapor aktardı. Öyle görünüyor ki Hindistan gazetesi Hizb-ut Tahrir gerçeğini pek tanımıyor. Bu gazetenin Hizb-ut Tahrir hakkında ortaya attığı safsatalar, ed-Düstur gazetesi yöneticilerinin pek de hoşuna gitmiş gibi görünüyor. Bu yüzden bu safsatalarda daha da ileriye gitmek ve Hizbi karalamak amacıyla onları yeniden yayınladılar. Oysa yediden yetmişe herkes, Hizbin ideolojisi İslam olan siyasi bir parti olduğunu, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in fikri çatışma ve siyasi mücadele metodunu takip ederek İslami Hilafet yoluyla İslami hayatı yeniden başlatmak için çalıştığını bilir. Hizb, maddi eylemi benimsemez. Hindistan gazetesinin iddia ettiği gibi Hizbin silahlı kanadı yoktur.
Bundan daha da garip olanı ise, gazetenin ortaya attığı yalanlardır. Hizb ve onun çalışma metodundan haberdar olanlar kolayca bu yalanların tutarsızlığını fark edebilirler. Zira gazete, yalan ve sahtekârlıkta o kadar ileri gitti ki Hizbin, üyelerine kimyasal, bakteriyolojik sanayi ve biyolojik savaş eğitimi verdiğini iddia etti. Bu düpedüz ve apaçık yalandır. 60 yıldır ümmet içinde ve onunla birlikte Hizbin çalışma keyfiyetini ve mücadeleci geçmişini bilenler, bunların yalan olduğunu hemen fark ederler. Hizbin maruz kaldığı onca baskılara, gençlerinin yaşadığı kovuşturma ve soruşturmalara, tutuklamalara, çalıştığı birçok ülkede ölüme varan işkencelere rağmen bir gün bile maddi eyleme başvurduğu kanıtlanmış değil.
Çünkü Hizb seyrinde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna sımsıkı bağlıdır. Kafa kemikleri kırılmış, her tarafları yara bere içinde gelen ve ya Rasûlullah bize savaş için izin ver diyen Sahabeye Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem "Henüz daha bununla emrolunmadık" buyurdu. Buhârî Sahihinde Habbab b. el-Eret'ten rivayet ettiğine göre
شَكَوْنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مُتَوَسِّدٌ بُرْدَةً لَهُ فِي ظِلِّ الْكَعْبَةِ، قُلْنَا لَهُ: "أَلَا تَسْتَنْصِرُ لَنَا؟، أَلَا تَدْعُو اللَّهَ لَنَا؟"، قَالَ: «كَانَ الرَّجُلُ فِيمَنْ قَبْلَكُمْ يُحْفَرُ لَهُ فِي الْأَرْضِ، فَيُجْعَلُ فِيهِ، فَيُجَاءُ بِالْمِنْشَارِ فَيُوضَعُ عَلَى رَأْسِهِ فَيُشَقُّ بِاثْنَتَيْنِ وَمَا يَصُدُّهُ ذَلِكَ عَنْ دِينِهِ، وَيُمْشَطُ بِأَمْشَاطِ الْحَدِيدِ مَا دُونَ لَحْمِهِ مِنْ عَظْمٍ أَوْ عَصَبٍ وَمَا يَصُدُّهُ ذَلِكَ عَنْ دِينِه،ِ وَاللَّهِ لَيُتِمَّنَّ هَذَا الْأَمْرَ حَتَّى يَسِيرَ الرَّاكِبُ مِنْ صَنْعَاءَ إِلَى حَضْرَمَوْتَ لَا يَخَافُ إِلَّا اللَّهَ أَوْ الذِّئْبَ عَلَى غَنَمِهِ، وَلَكِنَّكُمْ تَسْتَعْجِلُونَ "Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem efendimizin yanına gittik. Efendimiz, Kâbe'nin gölgesinde, mübarek kaftanını yastık edinerek ona dayanmıştı. Dedik ki: "Bizim için Allah'tan yardım dilemez misiniz? Bizim için Allah'a dua etmez misiniz?" dedik. Bunun üzerine Allah Rasûlü SallAllahu Aleyhi ve Sellem: "Sizden öncekilerden mümin bir kimse yakalanır, kendisi için bir çukur kazılarak oraya konulur, sonra testere ile başından aşağıya ikiye ayrılır ve demir taraklarla etleri ve kemikleri taranırdı da bu iş onu dininden çevirmezdi. Allah'a yemin ederim ki, Allah bu işi kemale erdirecektir. Hatta atlı bir kimse San'a'dan Hadramût'a kadar gidecek Allah'tan ve koyunlarına kurdun saldırmasından başka hiç bir şeyden korkmayacaktır. Fakat siz sabırsızlanıyorsunuz." buyurdu."
İkinci Akabe biatinde Beni Salim'in kardeşi Abbas b. Ubade
يا رسول الله، والذي بعثك بالحق لئن شئت لنميلن على أهل منى غدا بأسيافنا. فقال: إنا لم نؤمر بذلك "Ey Allah'ın Rasûlü, seni hak ile gönderene yemin ederim ki eğer istersen yarın kılıçlarımızla Mina halkına saldırırız." dedi. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem "Henüz daha bununla emrolunmadık." buyurdu."
Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Mekke'de on üç yıl kaldı. Sahabe ile birlikte Allah'a davet ediyorlardı. Medine'ye hicret edip orada İslam Devleti kurana dek asla kılıç kullanmadılar, kimseyle savaşmadılar. Biz de Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde İslam'ı hâkim kılmak için güç ve kuvvet ehlinin eliyle Allah bize zafer nasip edene dek Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodu üzerinde yürüyeceğiz. Hizbin metodu, İslam'a dayalı kamu uyanıklığından fışkıran İslami kamuoyu oluşturmaktır. Ve İslam'ı hayat vakıasında uygulamak için güç ve kuvvet ehlinden nusret talep etmektir. Bu amaca ulaşmak için Hizb asla silah kullanmaz. İddia eden kanıt getirir. Hindistan gazetesi ve ince eleyip sık dokumadan ondan alıntı yapan ed-Düstur gazetesine soruyoruz; bu iddianızın kanıtı nerede?
Her şey ayan beyan iken hâlâ Hizb-ut Tahrir'in askeri kanadı var denilebilir mi? Durum böyleyken hâlâ bunu iddia eden kimse, ya Hizb-ut Tahrir cahilidir. Böyle birine deriz ki, Hizb-ut Tahrir'e yalan yanlış suçlamalar yöneltmeden önce git evvela onu tanı. Ya da sahtekârdır ki böyle birine söz ve açıklama fayda vermez. Çünkü o art niyetlidir. Allah'ın izniyle Allah Subhânehu ve Teâlâ onun hilesini boşa çıkaracaktır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ "Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın." [Hucurat 6]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |