حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MS–BA–2017–MB–TR–01 |
H. 8 Raceb 1438 M. Çarşamba, 05 Nisan 2017 |
Ey Mısır Hükümdarları! Allah’a Karşı Ne Kadar Cesur ve Yüreklisiniz İnsanların Dünyasını, Kendinizin de Ahiretini Berbat Ediyorsunuz
Youm7 gazetesinin aktardığına göre Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinden önce 3 Nisan 2017 Pazartesi günü düzenlenen bir basın toplantısında “ABD, terörle mücadelede Mısır’ı her zaman yanında bulacak. Ayrıca asrın sorununa çözüm bulmak için bütün çabaları şiddetlice destekleyecek.” diye konuştu. Trump da “Bunu beraber yapacağız, birlikte terörle savaşacağız. Uzun süre dost olacağız. Görüşmeler verimli olacak ve kısa bir süre sonra toplantıya başlayacağız. Mısır ile olan askeri işbirliğini en üst düzeye çıkaracağız. Bu her zamankinden daha büyük olacak. Bizim buna ihtiyacımız var. Sisi’ye dedim ki burada büyük bir dostun var.” dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı, İslam ile mücadelede kendisini Amerika’ya sadece sadık bir hizmetkâr olarak değil, mızrak başı olarak sunmuştur. Sisi, Beyaz Saray’daki efendilerinin kerem ve rızasına nail olmak, hem kendisinin hem de çevresindekilerin dünya ve ahiretini ifsat eden yeni roller kapmak için Kenane halkını öldürecek, kanını akıtacak, kurban olarak sunacak. Sisi bunu gizlemeden açıkça söylüyor. İslam’ı terör diye niteleyerek ümmet düşmanlarının bakış açısını benimsiyor. Genel olarak Müslümanların özel olarak da Mısır halkının kalbinden İslam akidesini söküp atmak için efendileriyle birlikte mücadele ediyor. İslam ve Müslümanlarla mücadelede Mısır ve ordusunu ABD’nin hizmetine sunuyor. Oysa Mısır ordusu, İslam’ın kalkanı ve İslam devletinin hamisiydi.
Ey Kenane halkı!
Batının terör olarak nitelediğini din, aslında sizin yaşam biçiminizdir. Sizi dinden koparan Batının ürettiği tüm sorunlar için çözüm kaynağıdır. Güç ve izzet yoludur. Siz İslam’da kurtuluş arıyorsunuz. Düşman ise, kalplerinizdeki İslam’ın kadir kıymetinin ve nasıl kalplerinize gireceğinin farkında. Spontane devrimden sonra on yıllarca inşa ettiğini yıllar belki de aylar içerisinde yok olabileceğinin bilincinde. Bu yüzden düşman, dinin size öğrettiği her çıkış yolunu sizden saklıyor. Yaşam tarzı ve hayat biçim olması dışında dinin pratik ne gibi fonksiyonu olabilir ki? Düşman, size din ve haklarınızı öğrenebileceğiniz hiçbir alan bırakmak istemiyor. İslam dini, hakların garantisi, düşman nüfuzunu ortadan kaldırmanın yegâne güvencesidir. Zenginlik ve kaynaklarınızın düşmanlar tarafından yağmalamasını bertaraf eder. Düşmanı deniz aşırı ülkesine hapseder, tabii ülkesi kalırsa. Düşman sizi İslam anlayışından alıkoymak, hükümleri ve yasaları hakkında cahil bırakmak için çabalıyor. Sizi Peygambere indirilmeyen, Batının kabul ettiği yeni bir İslam versiyonu ile sınırlandırmak istiyor.
Önce İslamcıları Mısır’ın başına getiren düşman ABD, İslam ile hükmetmedikleri halde onları darbe ile devirdi. Yine de İslamcılar, hâlâ ABD’yi razı etmenin çabasındalar! Düşman ABD, “Bak İslam iktidara geldi, ama başarısız oldu, onun için ondan bir şey beklemeyin” yanılsamasını size vermek için İslam’ı iktidara getirdi. Ardından demir yumrukla, cinayetlerle, kundaklamalarla, kırıp dökmelerle devrim gediğini hatta neredeyse çökmekte olan korku duvarını yeniden inşa etmek çalıştı. İşte bu, Batının sizi dininizden koparmak için yaptıklarıdır. Korku ve baskı olmadan bazı özgürlüklerle biraz nefes almaya başladığınızda, dinin üzerinizdeki etkisi açıkça görülmüştür.
Ey Kenane halkı!
Siz ve çocuklarınızdan oluşan ordunun başında Allah ve Rasûlü’ne savaş ilan edenlerin, din ve dünyanızı yozlaştırmak için çalışanların olması utanç vericidir. Bu hainler, akıtmadık kan bırakmadılar. Şimdi de bu kanla Beyaz Saray’daki Kâbe’sine doğru yöneliyor ve oradaki efendilerine diyor ki, “Ben aşama adamıyım. Mısır’da iktidarda olduğum sürece ve siz de benden razı olduğunuz sürece ben sizin adınıza İslam’la savaşacağım. Ben, Müslümanların kanı pahasına diktatörlüğü dayatacak ve nüfuzunuzu yayacak uşağım. Onların kanını çatışmanın yakıtı ve rızanıza nail olmak için size kurban olarak sunacağım. Laikliğin, onların dini ve ordunun akidesi olması için çalışacağım. İslam’ı gönüllerinden söküp atacağım...”
Ey Kenane halkı ve ordusu!
İçinizde tepenize dikilen bu varlığın kökünü kazıyacak, ümmeti ve Kenane halkının onun ve arkasındakilerin şerrinden kurtaracak aklı başında biri yok mu? Aranızda Allah için öfkelenen, yüzünü ekşiten, Kenane halkına açılar tattıran bu kapitalizmi kökünden kazıyacak, Kenane’yi Hizb-ut Tahrir’in samimi gençlerine teslim edecek yiğit bir adam yok mu? Hizbin gençleri, Mısır’da Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatacaklardır. Hilafet, hak ve yıkılmış adaletin temellerini yeniden sağlamlaştıracak, Batının onlarca yıl süren hegemonyasına, ümmetin kaynakları, zenginlikleri ve yeteneklerinin yağmalanışa son verecektir.
Ey Kenane halkı!
Rejimin tepesindeki kişi, küllerin altında bir ateş olduğunu biliyor. Kenane’nin de durdurulamayacak büyük bir devrimin eşiğinde olduğunun farkında. Rejim, bağımlılık boyunduruğundan kurtulmasın diye gerekirse Kenane’yi yakıp yıkmak için her türlü hazırlıkları yapmıştır. Şunu bilin ki devrim, ümmetin akidesinden fışkıran ve Hizb-ut Tahrir’in hamiliğini yaptığı Nübüvvet metodu üzere Hilafet projesi bayraktarlığını yaparsa ancak meyvesini verebilir. Onun için artık önünüzde iki seçenek var: Ya Hizb-ut Tahrir’in bu projesini benimsemek, ya da onurunuzu ayaklar altına alan, haklarınızı çiğneyen ve servetinizi yağmalayan bu ezik rejimin boyunduruğu altında kalmak. Elinizde net bir proje olmadan rejime karşı ne kadar devrime kalkışırsanız kalkışın, bu devrimin akıbeti ve meyvelerini devşirmek rejimin elinde olacaktır. Gelin sizi ifade eden, fıtratınıza uygun düşen ve akidenizden fışkıran bu projenin bayraktarlığını yapın. Ne yaparsanız yapın, Batının Hilafet projesinden saptırmak için belirlediği hangi projenin bayraktarlığını yaparsanız yapın Hilafetsiz kurtuluş yoktur. Gün gelecek bu dediğimizi hatırlayacaksınız. Biz, işi Allah’a havale ediyoruz.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |