22 Kasım 2017 Çarşamba sabahı Binbaşı İshak, Dera İsmail Khan bölgesindeki Arama operasyonu sırasında hayatını kaybetti. Pakistan silahlı kuvvetleri personeli, bu ümmetin evlatlarıdır ve onların vefat haberi bütün ümmeti etkiler. Binbaşı İshak’ın gülümseyen resmi ve bir yaşındaki oğlu, ümmetin kalbine dokundu ve ümmet onun ölümünün yasını tutuyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Binbaşı İshak’ın günahlarını bağışlasın ve yaslı ailesine sabır versin.

Son günlerde Pakistan ordusunun pek çok subay ve askeri, operasyon ve saldırılar sırasında hayatını kaybetti. Şüphe yok ki Pakistan silahlı kuvvetlerinin asker ve subayları cesur, çalışkan ve yeteneklidir. Güç ve yetenek açısından dünyanın herhangi güçlü silahlı kuvvetleri ile kıyaslayabiliriz. Yetenekli silahlı kuvvetleri olmasına rağmen ümmet, bu gücünden yoksundur. Ümmetin böyle cesur subay ve askerleri olmasına rağmen hâlâ Hindistan, Keşmir işgalini konsolide edebiliyor ve daha da ötesi Müslümanlara zulmü devam ettirebiliyor. Bu ümmetin böyle cesur subay ve askerleri olsa da Amerikan siyasi ve askeri liderliği, Pakistan’a gelip küstahlıkla “daha fazla yapmamızı” emredebiliyor. Aslında Müslüman Pakistan halkı ve silahlı kuvvetleri, ümmetin en iyilerinden biridir. Ancak ümmetin ve silahlı kuvvetlerinin samimi liderlikten yoksun oluşu dünya karşısında aşağılanmasına neden oluyor. Pakistan Müslümanları ve silahlı kuvvetleri, Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan başka kimseden korkmazlar ama politik ve askeri liderlik içindeki bir avuç hain, Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan ziyade Amerika’dan korkuyor. Pakistan Müslümanları ve silahlı kuvvetleri, İslam ve Müslümanların çıkarını göz ardı eden, Amerikan çıkarlarını gözetmek için kendi evlatlarının kanını hoyratça harcayan böyle korkak ve hain liderliği hak etmiyor.

Ey Pakistanlı Müslümanlar! Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları!

Binbaşı İshak ve diğer subaylar bu ümmetin evlatlarıdır ve kanları öyle ucuz değildir. Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler ise Amerikan çıkarlarını korumak için onların kanını ucuza satıyorlar. Onlar bu ümmetin evlatlarıdır ve ümmet onların kanının sadece ve sadece İslam ve Müslümanları savunmak için akıtılması hakkına sahiptir. Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler ortadan kaldırıldığında ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet gölgesi altında ümmet vahdete kavuştuğunda ancak bu hak yerine gelecektir. O zaman Raşidi Halife, ümmetin bu cesur evlatlarını İslam ve Müslümanları korumak için seferber edecek, Halid b. Velid, Muhammed b. Kasım, Tarık b. Ziyad ve Selahaddin Eyyubi’nin geleneği yeniden dirilecek ve İslam’ın bayrağı dünyanın her yerinde dalgalanacaktır.

إِنَّمَا ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلَّذِينَ آمَنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُواْ وَجَاهَدُواْ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ أُوْلَـٰئِكَ هُمُ ٱلصَّادِقُونَ“İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.”^{[Hucurat 15]}