21 Aralık 2017 tarihinde Pakistan, ABD’nin Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanımasını reddeden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı lehinde oy kullandı. Pakistan’ın Birleşmiş Milletler Temsilcisi Maleeha Lodhi, Filistin için iki devletli çözüm dışında hiçbir çözümün kabul edilemez olduğunu söyledi. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Pakistan siyasi ve askeri liderliğinin Filistin duruşunu büsbütün reddeder. Çünkü bu duruş, Filistin’de Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Kudüs’ün bir kısmında bir devletçik kurma niyetindeki ABD politikası ile uyumludur. Ayrıca Müslüman ülkelerin Yahudi devletini tanımalarını güvence altına da almaktadır. Hâlbuki İslam bunu şiddetle yasaklar.

Müslümanlar, BM’nin lolipop kararları ile aldatılacak kadar aptal değildir. Ümmet, BM gerçeğinin farkındadır. BM, ABD ve diğer sömürgeci güçlerin amaçlarını gerçekleştirmenin bir aracıdır. Müslümanlar, kuruluşundan bugüne kadar BM’de alınan kararların Filistin veya Keşmir’de Müslümanların karşılaştığı sorunlar için çözüm olamayacağı konusunda zerre kadar kuşku duymuyorlar. Sömürgecilerin çıkarına söz konusu olduğunda BM, hemen ve alelacele harekete geçmektedir. Doğu Timor’un Endonezya’dan, Güney Sudan’ın da Sudan’dan ayrılmasında açıkça bunu gördük. Müslümanlar ayrıca BM’nin Filistin, Keşmir, Myanmar, Afganistan, Irak, Suriye ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman katliamını durdurmak için kılını dahi kıpırdatmadığına tanık oldular. Bu talihsiz gerçek bilinmesine rağmen hâlâ bazı Müslümanlar, hain yöneticilerce aldatılabiliyor. BM’den adil bir şekilde Filistin sorununu çözeceğini beklemek aptallıktır. Kâfirlerin maşası olan BM, Müslümanlar için adaleti sağlayamaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا ٱلَّذِينَ آمَنُوۤاْ إِنْ تُطِيعُواْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يَرُدُّوكُمْ عَلَىٰ أَعْقَابِكُمْ فَتَنْقَلِبُواْ خَاسِرِينَ  “Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.”^{[Ali İmran 149]}

BM, ABD önderliğindeki sömürgeci kafirlerin uşağıdır, dolayısıyla ABD politikası karşısında hiçbir inisiyatif alamaz. Eğer Pakistan ve diğer Müslüman ülkelerdeki yöneticiler, Filistin’i kurtarma konusunda samimi olsalardı, BM’de dil düzmek yerine Müslüman orduları seferber ederlerdi. Ancak böyle yapmadılar, yapamazlar da, zira onlar, kâfirlerin ajanlarıdır. Filistin dâhil işgal altındaki tüm İslam toprakları, Müslüman ordular şehitlik ya da zafer arzusuyla Allah yolunda cihat için seferber olduklarında ancak kurtarılacaktır. Bu ise Nübüvvet metodu üzere Hilafet kurulduktan sonra ancak gerçekleşecektir. Çünkü Raşidi Halife, İslam temelinde halkı yönetecek ve dolayısıyla Müslüman orduları, Mescidi Aksa dâhil olmak üzere tüm Filistin’i kurtarmak ve bu kutsal toprakları Yahudi varlığının pisliğinden arındırmak için harekete geçecektir. İslam, işgal altındaki İslam topraklarının BM kararları ile değil savaş ve silah ile çözüleceğini açıkça belirtti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ فَٱعْتَدُواْ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ  “Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın.”^{[Bakara 194]}