12 Ocak Cuma günü Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin medya birimi Kuvvetler Arası Halka İlişkiler Dairesi (ISPR), 19/2018 sayılı yazılı yaptığı basın açıklamasında, Orgeneral Bajwa ile ABD CENTCOM komutanı General Votel arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini kaydetti. Görüşmede Orgeneral Bajwa’nın, Pakistan’ın “terörle mücadeleyi samimiyetle” sürdüreceğini söylediğini ifade etti. Trump’ın Pakistan’a koskoca hakaretler yağdırmasına rağmen dünyanın altıncı büyük ordusunun komutanı, kaos ve yıkıma yol açan Amerikan savaşına Pakistan’ın bağlı kalacağına dair kişisel güvence verdi. Trump yönetimi, Afganistan’da kötü donanımlı küçük gruplar karşısında dize gelirken, müzakerelere mecbur kalırken, Pakistan’ın omurgasız liderliği bu aptal tiran önünde diz çökmektedir. Oysa komuta ettiği ordu İslam’a sevdalıdır ve birkaç saat içinde ABD’ye darbe indirebilecek ve tüm dünya karşısında gerçek ağırlığını gösterebilecek güçtedir.

Ey Pakistanlı Müslümanlar!

Aşağılanma, İslam yerine izzet ve gücü düşman devletlerde aramanın zavallı bir sonucudur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا “Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.”^{[Nisa 139]} Pakistan’ın omurgasız liderliği, izzet ve gücü küfür ve kâfirler ile ittifakta arıyor, oysa bu, yoksulluk ve istikrarsızlığın emin yoludur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

مَثَلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوْلِيَآءَ كَمَثَلِ ٱلْعَنكَبُوتِ ٱتَّخَذَتْ بَيْتاً وَإِنَّ أَوْهَنَ ٱلْبُيُوتِ لَبَيْتُ ٱلْعَنكَبُوتِ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ “Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!”^{[Ankebut 41]} Müşerref, Keyâni veya Rahil Şerif olsun izzet ve gücü ittifakta arayanlar, Müslümanların gözünden düşmüş demektir. Bunlardan herhangi biri şayet İslam’a sadık olsaydı, ümmetin saygısını kazanır, sadece İslam dünyasının değil tüm dünyanın dört gözle beklediği yanıtı küstah Amerika’ya verirdi.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri!

Nükleer silaha, JF-17 savaş uçaklarına, Shaheen 3 füzelerine sahip olmanıza rağmen ve dünyanın en iyi ve en cesur orduları olduğunuz halde aşağılanma, hor görme ve alaya maruz kalmaktasınız. Nedeni ise, gücünü İslam’dan alan ve İslam’ı bir hayat biçimi olarak uygulayan güçlü bir liderlikten yoksun oluşunuzdur. Daha da kötüsü, Hilafet, Batılı sömürgeci güçlerin gündeminde iken mevcut liderliğin gündeminde bile değildir. Hatta çok daha kötüsü, iktidara ulaşmak için Hizb-ut Tahrir’e yol verip böylece İslam ile izzet bulmaları gerekirken, liderliğiniz Hizbe zulüm yapmakta, yargılamakta, takip etmekte ve Müşerref’ten bu yana ABD ile şeytani ittifaktan sürekli sakındıran hayırlı insanlara işkence yapmaktadır. Hâlbuki Naveed Butt gibi hayırlı insanlar, İslam’a sadıktır ve İslam’ı uygulama keyfiyetinin tamamen bilincindedir. Ama Naveed Butt, 11 Mayıs 2012 yılından bu yana kayıp, ailesi ve kamuoyu nerede olduğunu bilmiyor.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri!

Nübüvvet metodu üzere Hilafet için nusret vermenin zamanı gelmiştir. ABD ve Trump yönetiminin zayıflığı apaçık ortadadır. Askeri açıdan ABD askerleri, her türlü sofistike silahlara sahip olmalarına rağmen oldukça korkaktırlar. Afganistan’da kötü silahlı ve küçük aşiret savaşçıları tarafından darmadağın edildiler. Ekonomik olarak ise açgözlü servet avcısı bir avuç elit, serveti tekelinde tutmaktadır. Bu da ekonomisinin çöküşüne yol açmaktadır. Politik olarak ise dünyada imajı ve itibarı ayaklar altındadır. Yurt dışında ona yönelik amansız bir şiddet var. Sadece İslam dünyasında değil, tüm dünyada ona yönelik büyük bir nefret söz konusu.

Dahası, Allah’ın emrine uyarak İslam dininin yardımına koştuğunuzda, kesinlikle Allah’ın yardımını nail olacaksınızdır. Gerçekten de Halid b. Velid, Selahaddin ve Muhammed b. Kasım gibi Allah’ın yardımına nail olan Müslüman askeri komutanlar, düşmanlarının ezici üstünlüklerine rağmen zafer elde ederek tarih yazmışlardır. Hadi bu dürüst askeri komutanların izinden gidin ve Hilafetin kurulması için nusret verin. Zafer ve izzet yolunda sadece Allah’a güvenin. O’ndan başka hiçbir yardımcınız olmayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ  “Eğer Allah size yardım ederse, o zaman sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir. Öyleyse müminler, Allah’a tevekkül etsinler.” ^{[Ali İmran 160]}