27 Nisan 2017’de PML-N hükümeti, 2018-19 mali yılı bütçesini meclise sundu. Bütçenin muhtevası ve siyaset, Pakistan’daki iktidar elitinin ideolojik iflasının apaçık göstergesidir. Bir yandan hükümet, oy devşirmek için vergi indirimleriyle büyük bir şov yaparken, petrol ve doğalgaza da dolaylı yönden ağır vergiler koymaktadır. Petrol ve doğalgaza konulan bu vergiler, ulaşım ve elektrik maliyetlerini artıracaktır. Öte yandan ideolojik alternatiften yoksun muhalefet ise, kabineye yeni giren teknokrat Maliye Bakanının sunduğu mali yıl bütçesini kınadı. Hem iktidar hem de mevcut muhalefet, kapitalist sisteme bağlı olduğu için Pakistan’ın ekonomik sefaletini kesinlikle sona erdiremez.

Mevcut kapitalist sistemde, milli gelirin %28,6’sı kredi ödemeleri için tahsis edildi. Dolayısıyla sömürgeci finans kurumlarından alınan krediler yüzünden Pakistan ekonomisi can çekişiyor. Dahası, kapitalizm sistemde sömürgeci güçlerin rakibi olmasın diye her türlü dalavereye maruz kalıyor. Pakistan para birimi dolara endekslidir. Bu yüzden yerel üreticiler, döviz kazanmak için ihracata odaklanıyor. Böylece de yerel kaynaklar, yabancı pazarların ihtiyaçları doğrultusunda yön alıyor. Sonuçta yerel ihtiyaçlar, giderek artan derecede yabancı pahalı ithalatlara bağımlı hale geliyor. Kapitalizmde, büyük ölçekli inşaat, ağır sanayi, enerji ve mineral kaynaklar, özelleştirme yoluyla büyük bütçeli özel şirketlere peşkeş çekilir. Bu nedenle devlet hazinesi, halka hizmet uğrunda harcanabilecek muazzam kaynaklardan mahrum olur. Üstelik şu anda Pakistan’ın önemli kaynakları ve varlıkları, sömürgeci şirketlerin kontrolünde. Kaldı ki bu, başlı başına büyük bir tehlikedir. Buna ek olarak ülkede uygulanan federalizm, Pakistan’ın ekonomik sorunlarının artmasına katkıda bulunuyor. İngiliz Rajı andıran bu sisteme göre politik güç merkezleri ayrıcalıklı iken diğer bölgeler bu ayrıcalıklardan yoksundur. İl idaresindeki fonlar, illerdeki siyasi partiler ile merkezdeki iktidar partisi arasında sürekli kavgaya neden oluyor. Bu yüzden güney Pencaplı Müslümanlar, iktidardaki PML-N’nin kalesi olan kuzey Pencap’taki standartlardan yoksun bırakıldılar. Sind Müslümanları, temiz su, sağlık ve elektrikten, Belucistan ve Hayber Pahtunhva Müslümanlarının büyük çoğunluğu da, iyi eğitim, sağlık ve istihdam olanaklarından yoksundur. Sadece eyalet başkentleri marjinal olarak biraz daha iyi durumdadır.

Ey Pakistanlı Müslümanlar!

Mevcut sistemden ya da sistemin herhangi bir bütçesinden hiçbir umut yoktur. Hâlihazırdaki sistem, insan yapımı bir sistemdir ve sömürgecilere gerçek potansiyelimizi gösterememize olanak sağlar. Bu sistem yerine biz, mutluluk elde etmek ve Allah’ın rızasına nail olmak için dinimize dönmeliyiz. Dinimiz, eşsiz ekonomik bakış açısına sahiptir, vatandaşlara aşırı yük olmadan devlet için maksimum gelir sağlar. İslam, benzersiz şekilde mülkiyet çeşitlerini özel mülkiyet, devlet mülkiyeti ve kamu mülkiyeti diye üçe ayırır. Petrol, gaz ve elektrik gibi enerji kaynakları kamu mülkiyeti olarak kabul edilir. Kamu malları ne özelleştirilebilir ne de devletleştirilebilir. Bu yüzden kamu mallarından elde edilen büyük gelirler, devletin yakın gözetiminde insanların işlerini gütmek için harcanır. İslam’ın şirketler hükmü de, özel şirketlerin finansal kapasitesini sınırlandırır. Böylece özel şirketlerin, ulaşım ve inşaat gibi ekonomide büyük sermaye gerektiren sektörlere hâkim olmalarını önler. Dolayısıyla devlet, bu sektörlerde baskın bir rol oynar, bu rol devlet hazinesine önemli gelirler sağlar. İslam, paranın, zati değeri olan, uluslararası ticarette istikrar sağlayan ve yurt içi fiyatları stabilize eden altın ve gümüşe dayalı olmasını farz kılar. İslam’a göre devlet, tektir ve merkezi yapıdadır. Halife, Valiler ve Amiller aracılığıyla bütün bölgeler üzerinde söz sahibidir. Ümmet Meclisi ve Vilayet Meclisi ile istişareden sonra halkların ihtiyaçlarına göre kaynaklar tahsis edilir. Karmakarışıklık ve siyasi çatışmalardan kaçınılır, çünkü meclisler, sadece danışma organlarıdır. Halife ise yürütmedir.

Ey Pakistanlı Müslümanlar!

Başarısız kapitalist sistemi reddedin. Kapitalist sistem ürünü bütçe, sefaletimize sefalet katacaktır. Açıkça söylemek gerekirse, seçimlerden sonra mevcut sisteme giren herkes, batmakta olan Pakistan ekonomisinde daha fazla delik açmak için sömürgecilerin görevli memuru olacak, iktidara geldikten sonra aylar içinde de öfkemizin nesnesi haline gelecektir. Sakın bir kez daha ısırılmayın ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet yoluyla dini ikame etmek için Hizb-ut Tahrir’e ile birlikte sabırla çalışın. İslam’a sıkı sıkıya bağlılığı sayesinde Hilafet, yüzyıllar boyunca Müslüman topraklarda mükemmel bir ekonomik yönetim sergilemiştir. O halde insan yapımı kanunlara sırt çevirin ve Allah’ın indirdiği ile yönetimi geri getirmek için mücadele edin.

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ “Hiç yaratan bilmez mi ? O latif ve habirdir.”^{[Mülk 14]}