19 Şubat 2019’da Pakistan Başbakanı İmran Han, 14 Şubat’ta düzenlenen Pulwama saldırısının ardından artan Hindistan-Pakistan gerilim ile ilgili olarak önceden kaydedilmiş ve özenle hazırlanmış bir video mesajı yayınladı. Saldırıda işgal altındaki Keşmirli bekâr, cesur, yiğit bir genç kırk Hint işgal askerini cehenneme gönderdi. Saldırı, ilkel donanımlı ancak yüksek motivasyonlu sivil halk karşısında Hint işgalinin açıkça kırılganlığını gösteren bir cesaret abidesiydi. Dahası bu cesur saldırı, Temmuz 2016’da onurlu genç komutan Burhan Wani’nin şehit edilmesinden bu yana işgal altındaki Keşmir gençliğinin Hindistan terörizmine karşı yeni bir meydan okumasıydı. Yine saldırı, ölülerini Pakistan bayrağına saran ve üzerine “Keşmir Pakistan’ın olacak” (“Keşmir banayga Pakistan”) yazısını yazan Keşmirli gençliğin meydan okumasıydı. Hint askerlerinin ayaklarına sıkmak yerine İmran Han, Hindistan seçimleri yaklaşırken Modi’yi savunan özür dileyici bir konuşma yaptı. Hindistan’ın yedi yıllık terörizmini kınamak yerine İmran Han, “bölgedeki terörizmin sona ermesini istiyoruz” açıklamasıyla meşru silahlı direnişi kınadı. İşgal altındaki Keşmir Müslümanlarını aktif şekilde silahlandırmak yerine İmran Han, “bu konu ancak görüşmeler yoluyla çözülebilir” açıklamasıyla normalleşme görüşmelerinin ardından terörist devletin hemen yanı başındaki nominal bağımsızlık isteklerini kınadı. Keşmir’de uzun süredir acı çeken Müslümanlara tam destek vermek için Pakistan ordusunu seferber etmek yerine İmran Han, ABD ajanlarının hain yolundan yürüdü; Hindistan’ın artan bölgesel nüfuzu karşısında itidal politikası benimsedi.

Ey Pakistan ordusu aslanları! Pulwama saldırısı, işgal altındaki Keşmirli gençliğin meydan okuyucu savaş çığlığından daha bir şey değil. Siz ormandaki korkaklarla karşılaşmamak için prangalara vurulmuş aslanlarsınız. İslam ümmetin dünyadaki diğer tüm ümmetler karşısında aslanlar gibi kükreyişini göstermemek için zincirlere vuruldunuz. Müşerref, Zerdari ve Navaz gibi İmran da kırmızıçizgileri aştı, bu yüzden bir adım daha ilerlemesine izin vermeyin. Düşmanların emellerini gerçekleştirmek için Müslümanların duyguları ile oynayan omurgasız yöneticilere yeter artık deyin. Hainlerin kökünü kazıyın ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için nusret verin. Müslüman ülkeleri özgürlüğe kavuşturun ki hem inananların duasını alasınız hem de Allah’ın rızasına nail olasınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنْ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ “Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.” ^{[Tevbe 123]}