Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanların imamını kalkan olarak nitelemiştir.

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim] Hilafet döneminde düşmanlar, Müslümanlara zarar verdiğinde ya da ülkelerini işgal ettiğinde Hilafet, kâfirlere yüzyıllarca unutamayacakları bir ders vermek için hemen orduları seferber ederdi. Düşmanların saldırısını beklemeden onları geri püskürtür, İslam’ın adaletini yaymak için ülkeler fethederdi. Böylece Mescidi Aksa işgal edildikten sonra tekrar özgürlüğüne kavuşturulmuş, Modi’nin selefi Raja Dahir, tahtının düşmesiyle saldırdığına pişman edilmiş, düşmanların eski güçlü kaleleri, İslam’ın sarsılmaz dayanak noktaları haline gelmiştir.

Ey Pakistanlı Müslümanlar! 28 Recep 1342 / 3 Mart 1924’te kalkanımızı kaybettikten sonra başımıza neler gelmedi ki? Bugünkü yöneticiler, dünyada terörist devletler olan ABD, Yahudi varlığı ve Hindistan ile müttefik oldular, işbirliği yaptılar, uzlaştılar. Bu omurgasız yöneticiler, komutalarında hevesli ve yetenekli milyonlarca Müslüman asker olduğu halde saldırı karşısında itidalli hareket ettiler, düşman saldırısının ömrünü uzattılar. Müslümanların katilleri ve topraklarının gaspçısına “normalleşme” ve “uluslararası arabuluculuk” çağrısı yapmakta bir beis görmediler. Dahası Müslümanların kalkanı olmaktan ziyade tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi durdular. İşgal direnişini “terörizm” olarak yaftaladılar. Direniş hakkından vazgeçmeye zorladılar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu

إِنَّمَا يَنْهَاكُمْ اللَّهُ عَنْ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَى إِخْرَاجِكُمْ أَنْ تَوَلَّوْهُمْ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمْ الظَّالِمُونَ “Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” ^{[Mümtehine 9]} Hadi işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak, dünya başkentlerini yeniden Allah’ın indirdiği İslam nuruyla aydınlatmak için kalkanımızı tekrar diriltme çalışmasında bulunalım.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri aslanları! Kontrollü küçücük bir saldırınızın düşmana neler yaşattığına, dünyayı dar ettiğine bir bakın? Tam kapsamlı bir savaş için Hilafet sizi seferber ettiğinde acaba Hindistan devletinin durumu nasıl olacaktır? Ümmetin kalkanını yeniden diriltmek için nusret verin ki hak ettiğiniz gibi komuta edilesiniz. Ümmet sizinle beraberdir ve o müthiş kabiliyetinize çok güveniyor. Gelin Allah’ın rızasına nail olmak için mücadele edin, işgal altındaki Keşmir, Mescidi Aksa ve diğer topraklarda Hilafetin kurtuluş bayrağını onurla dalgalandıranlardan olun. Sevban’dan rivayet edildiğine göre

عِصَابَتَانِ مِنْ أُمَّتِي أَحْرَزَهُمَا اللَّهُ مِنْ النَّارِ عِصَابَةٌ تَغْزُو الْهِنْدَ وَعِصَابَةٌ تَكُونُ مَعَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام“Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için Hindistan’a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.” ^{[Ahmed, Nesai]}