Bajwa-İmran rejimi, özelleştirme bahanesiyle Pakistan’ın en değerli varlıklarını yağmacı kapitalist elite peşkeş çekmekle meşgul. 28 Kasım 2019’da Bakanlar Kurulundaki Ekonomik Koordinasyon Komitesi (ECC), Ulusal Enerji Şirketine ait sıvılaştırılmış doğal gazla çalışan 2,450 MW’lık iki enerji santralinin ivedilikle özelleştirilmesini ele aldı. Bu iki santral, 300 milyar rupiye özelleştirilecek, ancak hükümet, 2025’e kadar LNG alımı için 471 milyar rupilik sübvansiyon sağlayacak. 30 Kasım 2019’da haberler, hükümetin OGDCL ve PPL’nin yüzde 7 ve 10 hisselerini 88 milyar rupiye satışa çıkarılmasına karar verdiğini bildirdi. Geçen yıl OGDCL, hazineye 160 milyar rupilik katkıda bulunmuştu. Altın yumurtlayan tavukları satan rejim, gerçek sadakatini gösteriyor. Küresel sömürgeciliğin ekonomik silahşoru Dr. Hafeez Şeyh, maaşını kamu fonlarından almakla birlikte IMF’ye hizmet ediyor.

IMF gibi sömürgeci araçlar, Pakistan’ın bağımsız bir ülke olmasına asla izin vermeyecektir. Sömürgeci politikalar, ekonomik egemenliğin baltalanmasının ve sömürgecilere bağımlılığın sigortasıdır. Örneğin yedi yıldır yaklaşık 100 milyar rupi karda olduğu açıklanan Karaçi elektrik tedarik şirketi (KESC), 16 milyar rupiye özelleştirildi. Seçkin kapitalist elit karın tadını çıkarırken, halk bu kardan mahrum bırakılıyor. Benzer şekilde Pakistan Telekomünikasyon Limited Şirketi’nin (PTCL) özelleştirilmesi de her gün buz satın alımı için buzdolabının satışına benziyor. Satışla ülke büyük bir zarara sokuldu. Hükümet, hazineye yılda milyarlarca rupi kar sağlayan varlıkları özelleştirmeye devam ederse, ya vergi artışına gidecek ya da yüksek oranlarda faizle krediler alacaktır. Ki her ikisi de katmerli ekonomik sefaletin habercisidir.

Bajwa-İmran rejimi, Pakistan’a karşı samimi olsaydı, karlı kuruluşların özelleştirilmesini kabul etmezdi. Dahası, Pakistan Çelik fabrikaları, PIA ve Pakistan Demiryolları gibi devlet kurumları yeniden canlandırılırdı. Şuan bu kurumlar, büyük zararda içinde. Bu kurumlar, devlet hazinesi için büyük gelirler sağlayabilirdi. İnsanları vergi yükünden kurtarırken, ekonomiyi güçlendirebilirdi. Ayrıca Bajwa-İmran rejimi, Pakistan’ı Medine devleti gibi bir devlet yapma vaadinde samimi olsaydı, petrol, gaz ve elektrik gibi varlıkların özelleştirilmesini reddederdi. Çünkü İslam’a göre bunlar, kamu malıdır, özelleştirilemezler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْمُسْلِمُونَ شُرَکَاءُ فِي ثَلاثٍ : الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktır, su, mera ve ateş.” ^{[İbn Mace]} Sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadislerine uyulacaktır. Hilafet, seçilmiş elitin arzularını yerine getirmek için insan yapımı yasaları uygulayan demokrasi ve diktatörlüğün aksine Kuran ve Sünnetin emirlerini uygulayacaktır.