Pervez Müşerref, Pakistan tarihinde Ebrehe’nin ordularını Kâbe’yi Şerife doğru yönlendiren Ebu Raghal olarak hatırlanacaktır. 1999 yılında Amerikan ajanı Navaz Şerif hükümetini devirdikten sonra Müşerref, Hilafeti yıkan Mustafa Kemal’i ideali olarak ilan etmişti. Müşerref, Amerikan talimatları doğrultusunda Pakistan’ın tüm önemli çıkarlarını ABD’ye teslim etti. İslami kimlik, Keşmir, Afgan politikası, nükleer program, ekonomi, iç ve dış egemenlik, enerji güvenliği de dâhil olmak üzere her cephede Müşerref’in ihaneti belirgindi. Sadece bir telefon görüşmesi ile Afganistan Müslümanlarını benzeri görülmemiş bir ihanetle baskıcı Amerikalılara teslim etti. Hava sahalarımızı, hava koridorlarımızı, kara yollarımızı haçlı kâfirlere teslim eden, Afganistan’a saldırmak için NATO tedarik hattını güvence altına alan Müşerref idi. Müşerref, ülkenin iç güvenliğini yok etti, Amerikan özel askeri örgütlerinin ülkemizde terör yuvaları oluşturmalarına ve ülkede toksik davranışlarını yaymalarına izin verdi. Keşmir’deki mücahit gruplara karşı ihanet darbesi vurdu ve Keşmir’de cihadın temellerini parçaladı. Hindistan’a 740 km uzunluğundaki kontrol hattında (LoC) kalıcı eskrim yapma fırsatı sağladı. Pakistan’ın nükleer programını hedef aldı, önemli bilim adamlarını emekli etti ve Pakistan’ın nükleer programının ayrıntılarını ABD’ye teslim etti. Amerika’nın talimatları üzerine Müşerref, Amerika’nın Afganistan işgaline karşı cihat eden grupları yok etmek için Pakistan’ın kabile bölgelerindeki Peştun savaşçılarına karşı askeri operasyonlar başlattı. Amerika’nın Pakistan’da sivilleri ve soylu kabile savaşçılarını katleden drone saldırılarına izin verdi. “Aydınlanmış ılımlılık “ sloganı altında Pakistan’ı laik ve liberal bir devlete dönüştürme projesi başlattı ve liberal ahlaksızlığı yaymak ve İslami aile değerlerini zayıflatmak için devlet gücünü kullandı.

Elbette Pervez Müşerref’in adı her zaman Mir Jaffar ve Mir Sadiq’in isimleriyle birlikte anılacaktır, zira Müslüman bir ülkeyi ABD büyükelçisine teslim etti, yüzlerce mücahidi ABD’ye dolar karşılığında sattı. Masum çocukları ile birlikte kızımız ve kız kardeşimiz Afia Siddiqui’yi Amerika’ya teslim etti. Başkentin kalbinde Lal Mescidi’nde beyaz fosforlar ile yüzlerce dindar kızı yaktı. Tüm bu suçlardan sonra Müşerref, insan yapımı bir yasayı çiğnemekten dolayı idama mahkûm edildi. Böylece en acımasız ve iğrenç suçları üzerine bir sünger çekildi. Mevcut siyasi ve askeri liderlik de motamot Pervez Müşerref’in vizyonunu takip ediyor. Kesinlikle bu laik sistemdeki hiçbir mahkeme, Müşerref’in suçları için adaleti sağlayamaz. Hilafet mahkemeleri yakında gerçek cezasını verecek ve Kıyamet günü ise cezası çok daha çetin olacaktır, bu yüzden mevcut hainler, ibret almalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الْمُجْرِمِينَ فِي عَذَابِ جَهَنَّمَ خَالِدُونَ * لَا يُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ * وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلَكِنْ كَانُوا هُمُ الظَّالِمِينَ“Doğrusu suçlular, temelli kalacakları cehennemin azabı içindedirler. Azaba hiç ara verilmez, onlar orada tamamen umutsuzdurlar. Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalim kimselerdi.”^{[Zührüf 74-76]}