4 Ocak 2020’de, Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Alice Wells, attığı tweette “ABD Başkanı, ortak öncelikler konusunda askeri işbirliğini güçlendirmek ve ABD ulusal güvenlik çıkarlarını ilerletmek için Pakistan ile uluslararası askeri eğitim ve öğretim (IMET) programının yeniden başlatılmasına izin verdi.”diye yazdı. Subaylarımızın ABD askeri harp okullarında eğitilmesi, profilini çıkarmak ve askeri liderlik içinde ajanlar devşirmek için etkili bir ABD aracıdır. Yıllardır ABD yanlısı Pakistan askeri liderliği, sömürgeci harp okullarında devşiriliyor. Zehirli ABD müttefikliğinin, Pakistan’ın stratejik zorlukları için derde deva olduğu inancı aşılanıyor. Böylesi bir ABD yanlısı liderlik, askerlerimizi ABD projeleri için bir yakıt olarak kullanırken, Filistin, işgal altındaki Keşmir, Myanmar, Irak veya Suriye’deki zulme son verilmesi istendiğinde onları kışlalarına zincirliyor. General Pervez Müşerref, General Keyani, General Rahil ve şimdi de General Bajwa sömürgeci askeri programların ürünleridir. Dahası, askeri eğitim programları, Amerika’nın silahlı kuvvetlerimizin düşünce, eğitim ve askeri yeteneklerini incelediği casusluk kapılarıdır.

İslam, Müslümanlarla savaş halindeki bir kâfir devletle ilişkiye girilmesini yasaklar. İslam, askeri ilişkiler, ittifaklar, stratejik diyalog, ortak tatbikatlar veya eğitim programları söyle dursun Müslümanların harbi kâfir devletle diplomatik ilişkiler kurmalarına bile izin vermez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا“Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.”^{[Nisa 139]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

لَا تَسْتَضِيئُوا بِنَارِ الْمُشْرِكِينَ“Müşriklerin ateşiyle aydınlanmayın.”^{[Ahmed, Nesai]} Ateş, savaştan bir kinayedir (Metonim) ve buna göre İslam, savaş halindeki bağımsız kâfir varlık ile ilişkileri yasaklar. Dahası Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”^{[Nisa 141]}

Yetmiş yıldır ABD ittifakı, ortak askeri tatbikatlar ve askeri eğitim programları, sadece dış politikamızın aşağılanmasının güvencesi olmuştur. ABD sadece Müslümanların açık bir düşmanı değil, aynı zamanda diğer açık düşmanlarımızla, onları bize karşı güçlendirmek için stratejik ittifaklar da kuruyor. Peki, böyle açık bir düşmanın bize güvenilir bir yardım, eğitim ve güç vermesi mantıklı mı? Savaş halindeki kâfir devletlerle ittifakı reddetmenin, güvenlik, onur ve haysiyet için Hilafet projesini benimsemenin zamanı gelmiştir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet, Pakistan, Orta Asya ve Ortadoğu’yu tek bir güçlü devlette birleştirecek, ABD’yi bir daha asla geri dönemeyecek şekilde geri çekilmeye zorlayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ“Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.”^{[Ali İmran 160]}