حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK-BA-2020-MB-TR-29 |
H. 5 Şevvâl 1441 M. Çarşamba, 27 May 2020 |
Pakistan Hükümeti, Laik Ajandasını Gerçekleştirmek İçin Müslümanların Hilali Gözetleme Yükümlülükleri Hakkında Tartışma Yarattı
Bu yıl Pakistan Müslümanları, Pakistan genelinde aynı gün Ramazan Bayramı kutladıkları için mutlu oldular. Ancak hükümetteki zıt kutuplar, hilali gözetleme meselesini tartışmaya devam ediyor. Hükümetin belirlediği Merkez Ruet-e-Hilal Komitesini baltalamak için Bilim ve Teknoloji Bakanı Fawad Çavdari, hilalin gözetlenmesi konusunda Müslümanlar arasında yaşanan anlaşmazlığın çıplak gözle gözlemleme arzusundan kaynaklandığını iddia etti. Bilimsel yaklaşımın benimsenmesi halinde bu meselenin çözülebileceğini ileri sürdü. Ancak bu, gerçek ve realiteden uzaktır. Şeri kaynaklardan türetilen İslami hükümler, hilalin gözle gözlemlenmesini farz kılar. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadislerdeki buyruğu açık ve nettir. Gözlük veya dürbün kullanılması, gözle görülmesi tanımı içine dâhildir.
Hilafet döneminde yüzyıllarca Müslümanlar, bilim ve teknolojinin öncüleri oldular, diğer milletleri geride bıraktılar. Abbasi Hilafeti döneminde Bağdat, Endülüs, Semerkant, Buhara, Kahire ve İskenderiye’de astronomi merkezleri kurdular. Astronomi alanındaki bu gelişmelere rağmen Müslümanlar, hilalin başlangıcını tespit etmek için asla başka bir yöntem benimsemediler, kesinlikle çıplak gözle hilali gözetlediler. Zira Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
صُومُوا لِرُؤْيَتِهِ وَأَفْطِرُوا لِرُؤْيَتِهِ“Hilali gördüğünüzde oruç tutun, hilali gördüğünüzde iftar edin.”[Buhari, Müslim] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yine şöyle buyurdu:
إِنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ لَا نَكْتُبُ وَلَا نَحْسُبُ الشَّهْرُ هَكَذَا وَهَكَذَا يَعْنِي مَرَّةً تِسْعَةً وَعِشْرِينَ وَمَرَّةً ثَلَاثِينَ“Biz ümmî bir toplumuz; hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Şunu biliriz ki ay, ya 29 ya 30 gündür.”[Buhari, Müslim] Bu, bir şeyi vurgulamak için klasik Arapça ifade tarzıdır. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, en aydın ve kültürlü kişiydi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, sahabeye mektupları, ayetleri ve hadisleri yazmasını emrettiğine göre ve sahabe de zekât ve sadakaları hesapladığına göre, bu hadis, hilalin gözetlenmesi konusunda hesap ve astronomik tahminlerin kabul edilmeyeceğine delalet eder. Dolayısıyla tarihte Müslüman hükümdarlara göre hilalin gözle gözetlenmesi ile ilgili İslami emirler netti. Hilafet, yüzyıllar boyunca yükümlülüğünü yerine getirdi. İhmalkâr davranmadı, bu konuda tartışma yaşanmadı.
Hilalin gözetlenmesi konusunda ardışık Pakistan hükümetlerinin rolü, hep şaibeli olmuştur. Bir yandan rejim, Müslümanlar arasındaki bölücü sınırları perçinlemek için Pakistan dışındaki Müslümanların hilali görme tanıklığını reddederken, diğer yandan mücrim aşağılık eylemlerine yenilerini ekliyor. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in açıkça yasakladığı astronomik hesaplamalar konusunu dillendirerek hilalin gözle görülmesi ibadetini reddediyor. Ekonomi, dış politika ve yönetim konularında Allah’ın indirdiklerinden sırt çeviren bu yöneticiler, şimdi de hilali gözetleme ibadetinden sırt çeviriyorlar. Müslümanların orucunu ve Kadir gecesi arayışlarını ifsat ettiler. Aşağılık yöneticiler, ümmetin birliğine önem göstermeleri gerekirken, ümmeti bölmek ve zayıflatmak için sömürgecilerin çizdiği sınırların gerçek koruyucuları oldular. Sinsi sömürgecilerin “modern ve ılımlı İslam” sloganı altında bu yöneticiler, Hristiyanlık ile bilim arasında Avrupa’da yüzyıllarca süren çatışmayı İslam dünyasında da körüklemek istiyorlar. Bu çatışma, sonunda Batı toplumlarında dinin siyasetten ayrışmasına yol açmıştır. Bu laik yöneticilerin, Pakistan toplumunda gerçekleştirmek istedikleri uzun vadeli gerçek hedefleri budur. Hilali gözetleme konusunu ise sadece bir sis perdesi olarak kullanıyorlar.
İslam bilimi reddetmez, aksine sınırlar, tıbbi ve endüstriyel araştırma ile verimliliği artırma alanlarında kullanımını sağlar. Şeri hükümlerin dayanağı anlamaya yardımcı olması dışında insanların işlerini düzenleyen yasalarda bilime yer yoktur. İslam’ın pozitif yasama düşüncesine ihtiyacı yok, zira İslam’ın yasaları evrenseldir, zaman ve mekân sınırlamalarının üstündedir. İslam kanunları, her insani toplumun işlerini idare edebilir, bu yasalar değişiklik veya reforma muhtaç değildir. Çünkü bu yasalar, tüm yaratıkların Rabbi olan, her şeyi bilen, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yoluyla hiçbir değişikliğe maruz kalmadan hak dini indiren Allah Subhânehu ve Teâlâ katından gelmiştir.
İslam ümmeti, İslam’a geri döndü, Batı yanlısı bir bakan veya ikiyüzlü bir yöneticinin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dini ve Müslümanların ibadeti ile alay etmesine izin vermeyecektir. Ümmetin karşılaştığı diğer sorunlarda olduğu gibi Ramazan Bayramı konusunda da birliği sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet sağlayabilir. Hilafet, tüm Müslümanları birleştirecek ve gölgesi altında dünyadaki tüm Müslümanlar hep birlikte Ramazan orucuna başlayacaklar, aynı gün hep birlikte bayram yapacaklardır. Hilafet, Müslümanların inancının, ibadetinin ve dininin koruyucusu olacak, dinimizin kutsalları ile alay edenleri perçemlerinden yakalayacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |