حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2020–MB–TR–71 |
H. 20 Safer 1442 M. Çarşamba, 07 Ekim 2020 |
Gerek Sivil Gerekse Askeri Yönetimde İnsan Yapımı Yasalar Zorbalıktır, Allah’ın Yönetimi Hilafet, Haklarımızın Güvencesidir
Siyasi muhalefet Pakistan Demokratik İttifakı ile askeri liderlik destekli PTI rejimi arasındaki iktidar politikası, halkın refahına götürmez. Bu, siyasi liderler ve askeri liderlik arasında en yeni çatışmadır. Her iki fraksiyonun efendisi de Amerika’dır ve sömürgeci yasalara uymaktadır. Hem sivil hem de askeri egemenlik muhakkak ki halkın baskısına yol açar. Daha fazla kredi almak için iki grup da yirmi iki kez IMF’ye başvurdu, baskıcı politikalarını uyguladı, ülkenin egemenliğini teslim etti ve faiz ödemelerinde bulunmak için insanlara daha fazla vergi koydu. Gelir ve harcamalar arasındaki açığı kapatmak için para bastı, insanların birikimlerinin değerini düşürdü. Özelleştirme adına kamu malları olan petrol, gaz ve elektriği yerel ve uluslararası kapitalistlere peşkeş çekti. Silahlı kuvvetleri işgal altındaki Keşmir’i Hindu devletinden kurtarmaktan alıkoydu. Afganistan’da köşeye sıkışan Amerikancı iktidar yapısını kurtarmak için kiralık kolaylaştırıcılar gibi hareket etti. FATF’nin kolay geçişini sağlamak için planlı bir drama ile canciğer oldu. Öyleyse insanlar, bu çatışmadan sonra kimin baskı yapma hakkına sahip olduğuna dikkat etmelidir.
İnsanların çıkarları ve hakları yasalar ve politikalar ile güvence altındadır. Demokrasi altında sivil egemenlik ya da diktatörlük altında askeri egemenlik, aynı baskıcı sistemin iki ayrı yüzüdür. Her iki durumda da yasa ve politikaları güçlü elit belirler. Navaz Şerif, Zerdari ve yandaşlarından oluşan kabine ya da Amerikan yanlısı generaller çetesi sadece işin mutfağıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran’da şöyle buyurdu:
فَاحْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ “ArtıkAllah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.”[Maide 48] Dolayısıyla Hilafette, Halife de dâhil olmak üzere hiç kimse, arzulara veya kişisel çıkarlara göre yasa yapamaz. Yasalar sadece Kuran ve Sünnetten türetilir. Bu nedenle Halife, FATF’nin emirlerini uygulayamaz, IMF’den kredi alamaz, kamu mallarını özelleştiremez veya Keşmir ve Afganistan konularının çözümünü Birleşmiş Milletlere veya sömürgeci güçlere havale edemez. Hilafet, genel satış vergisi gibi düzinelerce İslami olmayan vergiler koyamaz. Hilafette gençliğimizi yozlaştırması için Batı değerlerine ya da İngiliz yargı hukukuna yer yoktur. Hilafet, Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakareti sadece kınamakla kalmayacak, hakaret eden kişinin elini kıracak, dilini kesecektir. Bizi kandıran bu mevcut sistemi terk etmenin ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için yoğun çaba göstermenin zamanı gelmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır; Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.”[Taha 124]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |