Bajwa-İmran rejimi, Hindu devleti ile yanlış yönlendirilmiş normalleşme politikasını sürdürüyor. Hindu devleti ile barış sürecine yeniden başlamak için Modi’ye ödünler veriyor. Silahlı kuvvetlerin halkla ilişkiler kanadı ISPR, 1998’deki nükleer denemelerin yıldönümü olan 28 Mayıs’ta “youm e Takbeer”de, “güvenilir caydırıcılık” veya “tam spektrum caydırıcılığı” doğrulayan güçlü bir mesaj yayınlamak yerine nükleer pozisyon ile ilgili zayıf bir tutum benimsedi. İmran Han’ın 29 Mayıs 2021’de Ulusal Komuta Otoritesini (NCA) ziyaret etmesinin ardından Başbakanlık Ofisi (Pmo), şeytan Hindu devletine korku salan bir basın açıklaması yayınlamak yerine yumuşak, dişsiz bir basın açıklaması yayınladı. Pakistan’ın zor kazandığı nükleer cephanelik bariz bir şekilde ihmal ediliyor. İmran Han, 2018’de Başbakan olmasından bu yana ilk kez bir nükleer bölgesine bir ziyaret gerçekleştirdi. Başkanlığını yapmasına rağmen Ulusal Komuta Otoritesinin tek bir toplantısına bile başkanlık etmedi. Yanı sıra tehlikeli derecede düşük düzeyde bir nükleer füze testi gerçekleşiyor, oysa güçlü araştırma ve geliştirme, aktif nükleer caydırıcılığın ayırt edici özelliğidir. Bajwa-İmran rejiminin mücrim ihmalkârlığını fırsat bilen Hindu devleti, ABD, Fransa ve Rusya’dan yüksek teknolojili silahlar satın alıyor. Sıklıkla ve büyük ölçekli nükleer füze testleri gerçekleştiriyor, hem Pakistan’a hem de Çin’e güçlü nükleer caydırıcılık mesajları gönderiyor.

Ey Pakistan Müslümanları! Mescid-i Aksa, işgal altındaki Keşmir ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onuru konusunda Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve müminlere ihanet eden Bajwa-İmran rejimi, şimdi de İslam ümmetinin nükleer yeteneğine ihanet yolunda ilerliyor. Bu ihanet, Pakistan yöneticilerinin ABD ile ittifakta ısrar etmelerinden kaynaklanıyor. Washington, Pakistan’ın heybetli yeteneklerini zayıflatırken, bölgedeki İslami canlanma ve Çin’le mücadele için Hindu devletinin bölgesel baskın güç olarak yükselmesini sağlıyor. Gerçekten de Amerika ile ittifak, Pakistan’ın yeteneklerini sürekli yok ediyor. Amerikan ajanı General Müşerref’in 19 Eylül 2001’de sarf ettiği sözleri, hiç aklımızdan çıkmıyor. Amerika’nın yanında durmanın risklerinden bahseden Müşerref, “kritik meselelerimiz, egemenliğimiz, ikincisi ekonomimiz, üçüncüsü stratejik varlıklarımız (nükleer ve füzeler) ve Keşmir davamızdır. Yanlış karar verirsek dördü de zarar görür.”demişti. Ancak, şimdi ABD ile ittifakın tüm kritik meselelerimize zarar verdiği aşikârdır. ABD, hem bizimle savaşırken, hem de bizimle savaşlarında Hindu devletine ve Yahudi varlığına yardımcı oluyor. Dahası Amerika ile ittifak kuran zalimleri ahirette daha çetin bir azap bekliyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّمَا يَنْهَاكُمْ اللَّهُ عَنْ الَّذِينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدِّينِ وَأَخْرَجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلَى إِخْرَاجِكُمْ أَنْ تَوَلَّوْهُمْ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمْ الظَّالِمُونَ“Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.” ^{[Mümtehine 9]}

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! Bajwa-İmran rejimi, güvenliğimiz, ideolojimiz, ekonomimiz, ordumuz ve nükleer cephaneliğimiz için açık ve belirgin bir tehdittir. Bu hain güruh, kalemizin kapılarını açtılar, düşmanlarımız bizi teslim almak için zorlamadan bu kapıdan içeri gireceklerdir. İşler henüz kontrolden çıkmış değil, kontrolden çıkmadan hemen harekete geçin. Rejimi kökünden sökün ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. O zaman Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta gibi bir Raşidi Halifemiz olacak, bizi dünyanın lider devleti yapmak için tüm yeteneklerimizi seferber edecektir. Mescid-i Aksa ve Srinagar’ı korkak işgalcilerden kurtarmak için Raşidi Halife, güçlü bir nükleer şemsiyenin altında ümmetin silahlı kuvvetlerini mobilize edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı korkutursunuz.”^{[Enfal 60]}