Bu yıl sayılı insan hacca gitti. Bu yüzden dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların kalpleri yaralıdır. Üst üste iki yıldır Suudi kralının pervasız oğlu Muhammed Bin Selman, Koronavirüsle mücadele kapsamında hac için makul olmayan kısıtlamalar getirmektedir. Geçen yıl sadece 10.000 insanın hac yapmasına izin verildi. Bu yıl ise sadece 60.000 kişi hac yaptı. Kâbe’nin ıssız manzarası yürekleri sızlattı. Muhammed bin Selman, önceki Hicaz yöneticilerinin yapma cesareti gösteremediklerini yaptı. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَأَذِّنْ فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالًا وَعَلَى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ * لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar.”^{[Hac 27-28]} ABD’li Suud hanedanı ajanları, aşı koşuluyla haccı kolaylaştırabilirlerdi. Milyonlarca Müslüman aşı oldu. Koronavirüs sadece bir mazerettir, gerçek sebep değil. Bu nedenle, Koronavirüse rağmen Suud hanedanı, Genel Eğlence Otoritesi altında ahlaksız eğlenceler düzenledi. Ahlaksız yabancılara üç gün içinde vize verdi. Binlerce sapık gencin eğlenceye katılmasına müsaade etti.

Müslümanların diğer yöneticileri gibi Pakistan yöneticileri de Kâbe ve Mescid-i Nebevi’yi Suud hanedanının özel mülkü olarak görüyorlar ve dolayısıyla Müslümanlara bu yerleri yasaklayabileceğini düşünüyorlar. Buna ek olarak Suud hanedanı, hac maliyetini şu anda çoğu insanın karşılayamayacağı şekilde artırarak hacıları yağmalıyor. Bajwa-İmran rejimi Muhammed bin Selman’a neden engel olsun ki? Bu rejim, Amerikan haçlılarının müttefiki olmaktan gurur duyuyor. Yemen Müslümanlarını bombalayan Suudi hükümetini destekliyor. ABD’nin Kabil planları için arabuluculuk yapıyor ve işgal altındaki Keşmir’i Washington’un isteği üzerine Modi’ye teslim ediyor. Pakistan yöneticileri Muhammed bin Selman’ı neden hesaba çeksin ki? 3.000 milyar rupi üzerinde faiz ödemeleriyle Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e savaş ilan eden, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın had cezalarını askıya alan, İngiliz yasalarına göre yöneten, cihat etmeyen, ama başkalarını ya şehadet ya da zafer arzusundan alıkoyan bu rejimin ta kendisidir!

Ey Pakistan Müslümanları özellikle de âlimleri ve güç ve kuvvet ehli! İslam’ın halkaları bir bir çözülüyor. İlk çözülen yönetimdir, Hilafetin kaldırılmasıdır. Şimdi de Kâbe’de namaz ve tavaf çözülmüştür. Gerçekten de ilk çözülme dâhil acımasız çözülmeler zincirini, sadece Hilafetin yeniden kurulması durduracaktır. Osmanlı Hilafeti, hac ibadetini kolaylaştırmak için Şam’dan Hicaz’a demiryolu döşemiştir. Maddi ve teknolojik gelişmelere rağmen şimdiki yöneticiler, karlarını maksimize etmek ve hacılara engeller çıkarmak için Hac ve Umreyi “dini turizm” haline dönüştürmüşlerdir. Dinimizle alay edenleri kınamak için pazarlarda ve minberlerde sesinizi yükseltin. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için mücadele edin. Hilafetin kurulmasıyla İslam ümmeti, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi altında yeniden rahat bir nefes alacaktır.