28 Temmuz 2021’de Maliye Bakanlığı’nın ekonomik danışmanı, Temmuz ayı için Aylık Ekonomik Görünümü (MEO) hakkında, “Daha yüksek bir potansiyel büyüme seviyesine geçişte dış hesaplar üzerinde baskı oluşabilir.” dedi ve yeni büyüme stratejisinin sürdürülebilir olmasını sağlamak için yakından izleme çağrısında bulundu. IMF’nin ekonomik tetikçisi ve Amerika’nın ekonomik valisi Pakistan Devlet Bankası (Pakistan Merkez Bankası) Başkanı Raza Bakir ise, “Pakistan’daki önceki birkaç büyümenin aksine, bunu beklemek için iyi nedenler var. Mevcut ekonomik toparlanma dış istikrar eşliğinde gerçekleşecek” diye konuştu. Geçtiğimiz birkaç aydır hükümet, GSYİH’deki artışı en büyük başarısı olarak lanse ediyor. Zor günlerin sona erdiğini ve önümüzdeki günlerde ekonomik refahın olacağını öne sürüyor. Ancak Pakistan Müslümanları, daha önce birçok kez GSYİH büyümesi kısır döngüsünden geçtiler. Daha önce olduğu gibi GSYİH’deki artış, zaten artan ticaret ve cari açıkla örtüşüyor. Yani bir süre sonra Pakistan, 2018’de olduğu yerde olacak, ödemeler dengesi krizinde büyük bir cari hesapla ve ticari açıkla karşı karşıya kalacak, hükümet de, IMF’ye gitmekten başka seçeneğinin olmadığı konusunda ısrar edecektir.

Pakistan’ın 74 yılına değil de sadece son 21 yılına bir göz atsak bile, giden her hükümetin gelen hükümete büyük bir cari açık bıraktığını net olarak görürüz. Bu fenomenin arkasındaki temel sebep, pahalı ve aşırı değerli ithalatlardaki sürekli artıştır. Hükümet IMF’ye gittiğinde, sorunlar daha da kötüleşecek ve bir döngü oluşacaktır. IMF, elektrik ve gaz fiyatlarına zam yapılmasına, vergi oranlarında artışa gidilmesine, yeni vergiler konulmasına ve ithalata bağımlı ticaret politikaları geliştirilmesine çağrıda bulunacaktır. Pakistan, dış ödemelerde temerrüde düşecek bir duruma geldiğinde, IMF’den kredi istemeye gidilecektir. IMF kredisi, Pakistan’ın ödemeler dengesi açığını azaltabilir ya da ortadan kaldırabilir, ama IMF politikaları, Pakistan’ın yerli üretim ve ithal ikame mallarla ihtiyaçlarını karşılamasına asla izin vermez. Bu nedenle Pakistan, kendi ayakları üzerinde durmak için önemli bir ağır sanayi omurgasından yoksundur. Yokluğa dayalı büyüme kısır döngüsünde, gittikçe borca gömülüyor. Bugün petrol, gaz, kimyasallar, makine ve yüksek teknoloji ekipmanları ithaldir. Dünyanın ilk on tarım ülkesi arasında olmasına rağmen buğday, şeker, pamuk, yemeklik yağ, bakliyat bile ithaldir. Bu nedenle, mevcut GSYİH büyümesinin sürdürülebilir olmaması şaşırtıcı değil.

Hilafet, IMF’ye köleliği sona erdirmedikçe, Pakistan asla sürdürülebilir ve istikrarlı bir ekonomik kalkınma hedefine ulaşamayacaktır. İslam’ın ekonomik sisteminde, elektrik, gaz ve petrol, kamu mülkiyetidir, devlet işletimini üstlenir. Böylece enerji makul fiyatlarla elde edilebilecektir, çünkü jeneratörler, rafineriler, pazarlama şirketleri ve distribütörlerden elde edilen karlar ve komisyonlar fiyat denkleminden çıkarılacaktır. İslam’ın ekonomik sisteminde, gelir vergisi, genel satış vergisi, tüketim vergisi veya şeriat dışı herhangi bir vergi yoktur. Bu şekilde, üretim maliyeti önemli ölçüde azalacak, yerel ağır sanayi birimlerinin kurulması son derece uygulanabilir olacaktır. Böylece Pakistan, Hilafetin altında gerçek, sürdürülebilir ve istikrarlı kalkınma hedefine ulaşacaktır. Öyleyse Allah’ın rızası için Müslümanlar, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için çaba göstermelidir. Sadece Hilafet’te yöneticiler, kaprislerine ve arzularına göre ekonomik sistemler, politikalar ve yasalar geliştiremezler. Çünkü sadece ve sadece Kur’an ve Sünnetten türetilen yasaları uygulayacaklardır.

وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لا تَعْلَمُونَ  “Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” ^{[Bakara 216]}