İthal demokrasi ile sahte değişim umudu paramparça oldu. Açıkçası demokrasi, ABD ve Batı’ya köleliğin sigortası. Demokraside küçük coğrafi bölgelerdeki ulus devletler, Amerikan dünya düzenine zincirlerle bağlıdır, böylece ABD’nin hegemonyasına meydan okuyamazlar. Birleşmiş Milletler, IMF, FATF, SWIFT sistemi, teknoloji transferindeki kısıtlamalar ve Genelleştirilmiş Tercihler Programı (GSP+), havuç-sopa ağının bir zinciridir. Batı, Hilafeti yıktıktan sonra ümmetin kalkınmasını önlemek için Müslüman toprakları altmıştan fazla parçacığa böldü. Müslümanlar arasındaki güçlü askeri, ekonomik, kültürel ve tarihi bağları zayıflattı, onları sömürgeci büyük güçlerin baskısına maruz bıraktı.

Hem demokrasi hem de diktatörlükte sömürgeciler, hem hükümetin hem de muhalefetin aynı döngüde yer almasını sağladılar, hükümet ve muhalefet sömürgeciler yararına kanunlar yaptılar, IMF talepleri doğrultusunda çeşitli bütçeleri ve mini bütçeleri onayladılar. İmran Han hükümeti, Afganistan yenilgisinden sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne güvenli koridor sağladı. Daha sonra İmran Han hükümeti, Afganistan’daki etkisini sürdürsün diye Katar’daki Al Udeyd Hava Üssü’ndeki USCENTCOM uçakları için Pakistan üzerinden hava ikmal hattı temin etti. Amerikalı pilotlar bu ikmal hattını “Bulvar” olarak adlandırıyor. İmran Han hükümeti, zorla ilhakının ardından İşgal altındaki Keşmir’i Modi’ye terk etti. Böylece demokraside İmran Han, ABD çıkarlarını güvence altına aldı ve demokrasi devam ettiği sürece güvence altına almaya devam edecek.

İster parlamenter ister başkanlık olsun demokrasi asla değişim getiremez, çünkü şuanda 23. IMF programı kapsamında ekonomik yıkıma doğru sürükleniyoruz. Demokrasiyi kökünden sökün, Hilafet ile yeni bir dünya düzenine, gerçek değişime ve gerçek bağımsızlığa doğru ilerleyin. Geçmişte Hilafet, Yermuk ve Kadisiyye savaşlarında Roma ve Pers imparatorluğu güçlerinin belini kırmıştı, Hint Yarımadası’nı Raja Dahir’in zulmünden kurtarmak için on yedi yaşındaki komutan Muhammed bin Kasım’ı göndermişti. Allah’ın izniyle bugün Nübüvvet metodu üzere Hilafet, sömürgeci güçleri geri çekilmeye zorlayacak ve Modi’nin hırslarını Hind Gazvesi ile mezara gömecek, dünyayı insan yapımı hukukun baskısından kurtaracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَآ اَيُّـهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيْمِ“Ey insanoğlu! Çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?”^{[İnfitar 6 ]}

Mübarek Ramazan ayında Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, hepinizi Allah’ın indirdikleriyle hükmetme projesine çağırıyor. Başka seçeneğimiz yok çünkü bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir farzıdır. Hizb-ut Tahrir, Kuran-ı Kerim ve Peygamberin Sünnetinden eksiksiz bir Hilafet Anayasası hazırladı, uygulanması için ümmete sundu. Hizb-ut Tahrir /Pakistan Vilayeti, güç ve kuvvet ehline Halifenin yöneteceği büyük İslami politikalar takdim etti. Küresel olarak Hizb-ut Tahrir, hem Hilafeti yönetmek hem de yöneticileri hesaba çekmek için yetenekli politikacılar ordusuna sahip.

Öyleyse canınızı ve zihninizi Allah uğrunda feda edin, Allah’ın indirdiği ile hükmedin ki mükâfatınız cennet olsun.