29 Temmuz 2023’te Hindistan İçişleri Bakanı, işgal altındaki Keşmir’de 2019’dan bu yana 1.148’i 18 yaşın altındaki kız olmak üzere 9.765 kadının kaybolduğunu vurguladı. Keşmir’deki Müslümanlar, Hint güvenlik güçlerinin, Ulusal Soruşturma Ajansı (NIA) ve Hükümet Soruşturma Ajansı’nın (SIA) baskıları, operasyonları, ev baskınları sırasında kaçırılma, psikolojik işkence ve ağır tacize maruz kalıyorlar. Hindistan’ın 5 Ağustos 2019’da İşgal Altındaki Keşmir’i anayasal olarak ilhak etmesinin ve İşgal altındaki Cammu ve Keşmir’de çeşitli kısıtlamalar getirmesinin üzerinden uzun ve sancılı 4 yıl geçmiştir. Hindu yöneticiler, Müslümanları bastırmak için binlerce ek asker konuşlandırmış, halka açık toplantıları yasaklamış, hareketlerini, iletişimlerini ve dini toplantılarını yasaklayan 144. Madde uyarınca sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Keşmir Müslümanlarının Pakistan Silahlı Kuvvetleri dışında olası kurtarıcıları kalmamıştır. Bu yüzden acımasız Hint baskısından kurtarılmaları için sürekli Pakistan ordusuna çağrıda bulunuyorlar.

İşgal Altındaki Keşmir’deki kardeşlerimizin yetmiş yıldır acımasızca bastırılması ve Birleşmiş Milletler’in onlara yardım etmek için hiçbir girişimde bulunmaması, mevcut dünya düzeninin İslam ve Müslüman düşmanı olduğunu vurguluyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ bu kuruluşlara başvurmamızı yasaklamışken, bu kuruluşlar nasıl bizim için ümit ve umut olabilir? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” ^{[Nisa 60]}

Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subay ve askerleri! Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu emri size ulaşmadı mı?

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” ^{[Enfal 72]} Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu emrine yanıt vermeyecek misiniz?

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيّاً وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيراً “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” ^{[Nisa 75]} Kafirler Müslümanlara saldırdığında, saldırgan kafirlere yanıt vermek için cihat edebilecek en yakın Müslümanlara savaşın farz olduğunu bilmiyor musunuz? Bu, kafirler yenilgiye uğratılıncaya kadar diğer Müslüman bölgelere da farz olur. Size ne oluyor da hür Müslüman bir kadının feryadı ulaştıktan sonra Sind bölgesini fetheden, erkek ve kadınları düşman esaretinden kurtaran, Hindu zorba Raja Dahir’in gururunu yerle bir eden Muhammed b. Kasım’ın siretini takip etmiyorsunuz?

Siz dünyanın en büyük yedinci, İslam ülkelerinin ise en büyük askeri gücüsünüz. O yüzden İşgal altındaki Keşmir’i kurtarmak sizin görevinizdir. Onun için Selahaddin Eyyubi’nin izinden gidip önce Müslümanları birleştirmelisiniz. Müslümanları birleştirmenin yolu ise ümmetin Hilafet kalkanına nusret vermekten geçer. Eğer Batı’nın kölesi yöneticiler altında ulus-devletçik kantonlarında sıkışıp kalmaya devam ederseniz, asla Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrini uygulama fırsatı bulamazsınız. O halde ulus-devlet kavramına dayalı mevcut dünya düzenini reddedin, Hilafet altında birleşin ve İslam ümmetinin izzetini yeniden tesis etmek için Allah yolunda cihat edin. Hadi gelin Nübüvvet metodu üzere Hilafet’i kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin.