حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2023–MB–TR–27 |
H. 20 Muharrem 1445 M. Perşembe, 10 Ağustos 2023 |
Mevcut Kapitalist Ekonomide Kalkınma Projelerinden Yalnızca Seçkinler Yararlanırken, Hilafette Projeler Tüm İnsanlara Refah Sağlayacaktır
1 Ağustos 2023’te Petrol Bakanlığı ve Barrack Gold Corporation, 2023 Pakistan Mineraller Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Petrol İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Dr. Mosaddeq Malik, yabancı yatırımcıları başta maden ve madencilik sektörü olmak üzere Pakistan’ın çeşitli sektörlerine yatırım yapmaya çağırdı. Zirvenin amacının ülkedeki doğrudan yabancı yatırımı artırmak ve “tozdan kalkınmaya” geçmek olduğunu söyledi.
Geçen yüzyılın altmışlı yıllarında Pakistan, sanayi ve tarımın bazı sektörlerinde bazı ilerlemeler kaydetti. Buna “İlerleme On Yılı” adı verildi. Ancak kısa süre sonra bu gelişmenin meyvelerinden yalnızca yirmi iki seçkin ailenin yararlandığı ortaya çıktı. Daha sonra geçen yüzyılın seksenli ve doksanlı yıllarında serbest piyasa ekonomisi, serbest ticaret, kamu kurumlarının özelleştirilmesi ve otoyollar inşası kalkınmanın temeli olarak ilan edildi. Ancak nüfusun küçük bir kesimi ve yabancı yatırımcılar bu politika ve projelerden faydalandı. Ülke ve halkın yoksulluğu devam etti.
Benzer şekilde, içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk on yılında telekom patlaması yaşandı ve ardından ikinci on yılda Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) ülkenin kalkınmasının garantörü olarak ilan edildi. Ancak, bu projenin nimetinden bir kez daha çok uluslu şirketler ve Çinli şirketler faydalandı. Halkın ve ülkenin yoksulluğu öylece devam etti ve hatta daha da arttı, ülke borç batağına battı.
Şimdi insanlara yeni bir lolipop veriliyor. Pakistan’ın maden zengini olduğunu, trilyonlarca dolar değerinde maden bulunduğunu, bu sektörde çok çalışırsak Pakistan ve halkının kaderinin değişeceği belirtiliyor. Soru şu: peki yeni olan ne? Pakistan, Belucistan’daki Saindak madenlerinden bakır ve altın çıkarmak için yaklaşık yirmi yıl önce Çinli bir şirketle anlaşma imzaladı. Anlaşma 2037 yılına kadar uzatıldı. Pakistan ve halkı bu projeden hiçbir kar elde etmedi, aksine bu minerallerin çıktığı bölge hala en kötü biçimde yoksulluk ve sefaletle boğuşmaktadır.
Son altmış yıllık tecrübeden hareketle bu maden zenginliğini yine küçük bir yerel elit ve yabancı yatırımcının sömüreceğini söylersek yanılmış olmayız. Büyük birçok uluslu şirketin zirveye ev sahipliği yapmasından ve bu zirvenin katılımcılarından bu açıkça anlaşılacaktır. Bu nedenle her şeyden önce şu soruya cevap verilmelidir: Kalkınmanın tüm bileşenlerin varlığına rağmen Pakistan ve halkı neden refaha erişemiyor?
Bu durumun temel nedeni Pakistan’da uygulanan kapitalist ekonomik sistemdir. Demokrasi de olsa, askeri diktatörlük de olsa, hibrit bir sistem de olsa hep kapitalist ekonomik sistem uygulanmaktadır. Kapitalist ekonomik sistem toplumdaki kaynakların neredeyse tamamını özel sektöre devreder. Bu kaynakların gerçek faydası, özel sektördeki baskın gruplara gidiyor. Bu anonim şirketler, kapitalist finansman modeliyle milyarlarca dolar topluyorlar. Bir ülkenin zenginliğinin faydaları tüm insanlara ulaşsa bile bu kaynakları bankalar, borsalar, sermaye piyasaları ve kurumsal yatırımcılar kontrol etmektedir. Kapitalist sistem, zenginliğin birkaç elde toplanmasını sağlar.
Kapitalizm, “gelişmiş” ülkelerde de zenginliği küçük bir elitin elinde toplar. 2023’ün ilk çeyreğinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki toplam servetin yüzde 69’u, en çok kazanan yüzde 10’luk kesimin elindedir. Buna karşılık, kazanç sahiplerinin yüzde 50’sinden azı toplam servetin yalnızca yüzde 2,4’üne sahiptir. Pakistan’ın zengin kaynakları, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin idaresi altında ancak insanlara fayda sağlayacaktır. İslam’ın ekonomik sistemi madenleri kamu mülkiyetinden sayar. Bu nedenle devlet, bu madenlerin çıkarılmasını, rafine edilmesini ve satışını denetleyecektir. Geliri halkın ihtiyaçları için harcanacaktır, çünkü Hilafet Devleti, halkın işlerine güden koruyucu bir devlettir. Böylece İslam ekonomik sisteminin bu tek emrinin uygulanmasıyla bile halk ve ülke refaha erişecektir.
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ“O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.” [Araf 95]
Başarısız kapitalist reçetelere daha fazla zaman, enerji ve para harcamadan güç ve kuvvet ehli Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |