Elektrik fiyatlarında geçen yılın Temmuz ayından bu yana Kws başına 18 Rupilik bir artış yaşandı. Bugün vergilerle birlikte elektrik fiyatlarının kws 50 rupidir. Benzin fiyatlarının litresi 300 Rupiye dayandı. Enflasyon oranı Pakistan tarihinin en yüksek seviyesinde. Enflasyon ateşine benzin dökenlerin başında Pakistan devleti gelmektedir. Bütçe açığını banknot basarak kapatmaya çalışıyor. Devlet insanların intihar etmesi, çocukların öldürülmesi, açlık ve yoksulluğun yanı sıra sağlık ve eğitimden mahrum kalması pahasına para basıyor.

Federal hükümetin bütçe harcaması 14500 milyar rupidir. Bütçe geliri ise 9200 milyar rupidir. Bunun sonucunda Merkez Bankası banknot basıyor ve ticari bankalara faizle borç veriyor. Devlet, özel bankalardan daha yüksek faizle borç alıyor. Bütçe açığı bu şekilde finanse ediliyor. Bu tefecilik işlemlerinden bankalar kâr ederken ceremesini halk çekiyor. Paranın değer kaybetmesi nedeniyle artık mal ve hizmetler daha pahalı hale geldi. Enflasyon halkın cebindeki parayı çalmaktır.

Pakistan’ın şu anki değersiz kağıt para birimi yalnızca bir değişim aracıdır. İçsel hiçbir değeri yoktur. Daha fazla para basmakla ülkenin gerçek zenginliği kesinlikle artmaz. Gerçek zenginlik mallardan, üretimden ve hizmetlerden kaynaklanır. Bunlar artırılmazsa para basmak yalnızca para hacmini artırır. Artık daha fazla parayla mal ve hizmet satın alınacak ve ülke enflasyona maruz kalacaktır. PTI rejiminde borç, Ağustos 2018’den Mart 2022’ye kadar 18 trilyon rupi, PDM hükümeti döneminde ise borç sadece 15 ayda 18,5 trilyon artmıştır. Bu dönemde gayri safi yurtiçi hasıladaki artış yüzde 15’e bile ulaşmamıştır. Böylece dövizdeki büyük artış enflasyon fırtınası yaratmıştır.

İslam’a göre devlet hem istediği gibi para basamaz hem de faiz veremez ve alamaz. İslam’da altın ve gümüşe dayalı para basmak, bir seçenek değil, bir görevdir. Hükümet aynı miktarda altın veya gümüşe sahip olmadığı sürece para basamaz. Bu şekilde enflasyon diye bir şey olmayacaktır. İnsanların ceplerinden gerçekleşen hırsızlık son bulacak, insanların servetinin kutsallığı korunacak, para birimi, fiyatlar ve ekonomi istikrara kavuşacaktır.

Nübüvvet metodu üzere Hilafet kurulduğunda tüm tefecilik ödemeleri durdurulacaktır. Bunlar arasında 7.500 milyar faizlik federal krediler, yüz milyarlarca faizlik döngüsel krediler, emtia alımı için alınan faiz ve dış krediler yer alıyor. Hilafet, kaynakların benzersiz bir şekilde dağıtılması ve devlet içinde zenginliğin üretilmesi yoluyla refah ve huzuru sağlayacaktır. Herhangi bir mali açıkla karşılaşmayacak, insanlara gereksiz bir yük getirmeyecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى  “Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır; Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” ^{[Taha 124]}