Pakistanlı Müslümanlar, Gazzeli Müslümanların içinde bulunduğu kötü durum nedeniyle buruk bir bayram sevinci yaşamaya hazırlanıyor. Pakistan ordusunu Gazze’ye göndermemek için direnen Pakistan yöneticileri, halkta oluşan yaygın öfkeyi en aza indirme çabası ve gayreti içerisinde. 4 Nisan 2024 tarihinde, Şifa Hastanesi katliamı görüntüleri, tüm dünyada şok etkisi yarattıktan üç tam gün sonra, Pakistan Başbakanı Filistin Büyükelçisi ile bir araya geldi. Başbakan, Filistin büyükelçisiyle azgın Yahudi varlığının füzelerini, tanklarını ve savaş uçaklarını alt etmek için füze, tank ve savaş uçağı gönderileceği müjdesini vermek için görüşmüş değildir. Aksine görüşmede sonrası yaptığı açıklamada, buldozerler tarafından ezilen, kuşatılan ve aç bırakılan Gazzeli Müslümanların yaralarına tuz basmıştır. Hükümet yanlısı medyaya göre “Başbakan, Filistin Büyükelçisine Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını göstermek amacıyla her uluslararası forumda Filistin halkını savunmaya devam edeceği konusunda güvence verdi. Pakistan şu ana kadar Gazze halkına yedi parti yardım malzemesi gönderdi. Bayramdan kısa bir süre sonra da bir parti daha göndermeyi planlanıyor.” Böylece Pakistan yöneticileri, günahkâr tutumlarını sürdürüyorlar.

Ey Pakistan Müslümanları! Ümmetin temel zayıflığı, İslam’a dayalı siyasi bir liderliğin olmayışıdır, zira başka hiçbir konuda eksik değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam ümmetine şehadet ve zafer arzusuyla yanıp tutuşan üç milyondan fazla bir ordu bahşetmiştir. Müslümanlar, dünyanın doğal kaynaklarından aslan payına sahiptir. Tüm bu nimetleri mahveden ise zillet içinde yüzen, Müslümanlara ihanet eden ve düşmanlarımıza ajanlık yapan yöneticilerdir. Tam bir asır önce 1924’te kaldırılan Hilafetin yokluğu, İslam ümmetinin temel zayıflığıdır. Onsuz yetim gibiyiz, koruyucusuz. Bu yüzden dünyanın gözleri önünde düşmanlarımız tarafından katlediliyoruz. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّمَاالإِمَامُجُنَّةٌيُقَاتَلُمِنْوَرَائِهِوَيُتَّقَىبِهِفَإِنْأَمَرَبِتَقْوَىاللَّهِعَزَّوَجَلَّوَعَدَلَفَإِنَّلَهُبِذَلِكَأَجْرٌوَإِنْيَأْمُرْبِغَيْرِهِفَإِنعَلَيْهِمِنْهُ“İmam ancak bir kalkandır Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Şayet o, Allah’a karşı sorumluluk bilincini emreder ve adaletle emrederse, bütün yaptıklarından sevap kazanır. Bundan başka bir şey emrederse, yaptıklarının karşılığını çeker.” ^{[Buhari, Müslim]}

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! Dininizi ve Ahiretinizi korumak için hain yöneticilere karşı ümmetin yanında yer alın. Göreviniz, milliyetçilik temelinde ulusal sınırları güvence altına almak değildir. Aksine göreviniz, Müslümanları korumak ve Allah’ın kelimesini tüm dünyada yüceltmektir. Ali bin Ebu Talip RadıyAllahu Anh, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

الْمُسْلِمُونَتَتَكَافَأُدِمَاؤُهُمْوَيَسْعَىبِذِمَّتِهِمْأَدْنَاهُمْوَيَرُدُّعَلَيْهِمْأَقْصَاهُمْوَهُمْيَدٌعَلَىمَنْسِوَاهُمْ“Müslümanların kanları birbirine eşittir. Onların en aşağı olanı bile eman verebilir. En uzaktaki adam bile onları savunabilir. Onlar başkalarına karşı tek bir el gibidirler.” Dolayısıyla, “Gazze halkı için neden savaşa girelim?” ya da “Savaşın sonuçlarına katlanamayız!” demeyin. Nerede olursa olsun bir karış Müslüman toprağını bile işgal edenlere karşı sorumluluğunuz bir, kanınız birdir. İşte Muhammed Mustafa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in dini budur. Selahaddin ve Muhammed bin Kasım’ın ordularının şehadet ve zafer için binlerce kilometre yol kat ettikleri din de işte budur.

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! Allah Subhânehu ve Teâlâ, seferber olmanız için gerekli ortamı hazırlamıştır. Gazze olayı, Müslümanların yöneticileri ifşa etmiştir. Dolayısıyla, onları iktidardan uzaklaştırdığınızda Müslümanlar bir gram bile gözyaşı dökmeyeceklerdir. Tunus’tan Pakistan’a kadar şu an İslam ümmeti, sokaklardadır ve orduların seferber edilmesi çağrısında bulunmaktadır. Raşidi Halife komutası altında seferber olduğunuzda Müslümanlar dünyanın dört bir yanında kutlama yapacaklardır. Baskıcı yönetime son verin ve Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için nusret verin. Allah’ın izniyle Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi gecikmeyecek, Ahmed’in Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet ettiği şu hadis gerçekleşecektir:

ثُمَّتَكُونُمُلْكًاجَبْرِيَّةًفَتَكُونُمَاشَاءَاللَّهُأَنْتَكُونَثُمَّيَرْفَعُهَاإِذَاشَاءَأَنْيَرْفَعَهَاثُمَّتَكُونُخِلَافَةًعَلَىمِنْهَاجِالنُّبُوَّةِ“Sonra ceberut saltanat olacak, Allah’ın dilediği kadar olacak, sonra Allah dilediği zaman onu kaldıracak, sonra da Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacak.”

Sevgili kardeşlerim! Allah’a tevekkül edin ve Allah’ın inayetiyle görevinizi yerine getirin!