Ulusal [ABD] Eylem Planı altında Rahil-Navaz rejimi, İslam ve Hilafeti dile getiren her ses ve kişiyi susturmak istiyor. Bu rejim, Washington'daki efendilerini memnun etmek için tüm sınırları ihlal ediyor. Dün Lahor'da Cigranvi ailesinin onurlu bir üyesi olan Hâkim İhsan, Raiwind'daki kliniğinde tutuklandı. Rejim, Cigranvi ailesinin kadın ve erkeklerine karşı temelsiz ve asılsız davalar açıyor. Onları yargılamak için sürekli rahatsız ediyor. Bu ailenin tek suçu, rejimin onca zulmüne rağmen İslam ve Hilafet mücadelesinden vazgeçmemeleridir.

Hâkim İhsan, hayatını İslam ve Hilafet için adamış Lahor'un ünlü bitkisel tedavi uzmanlarından biridir. Rejimin tutuklama olasılığına ve sürekli rahatsızlıklarına rağmen normal biri gibi kliniğine gitti. Çünkü suç işlemediğini biliyordu. Daha doğrusu o, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in emrini yerine getirerek cihadın en faziletlisi olan zalim yönetici karşısında hak sözü haykırıyordu. Hiç bir suç işlememiş olmasına rağmen Cigranvi ailesinin kadın ve erkekleri hapishanelerine atıldı. Açık ve ne yaman çelişkidir ki rejim, Amerikalı suçluları suçüstü yakalasa bile yine de salıveriyor. Nitekim bugün olduğu gibi. Bir Amerikan vatandaşı, İslamabad havalimanında tabanca ve mühimmat ile yakalandı. Ancak çok geçmeden ABD Büyükelçiliği yetkililer ile temasa geçti ve tutuklanan kişinin adamları olduğunu söyleyince derhal serbest bırakıldı.

Hizb-ut Tahrir, Rahil-Navaz rejimine şunu hatırlatmak ister ki uygunsuz taktikler ve zulümler Hilafetin kurulmasını asla durduramaz. Bu ümmet, hedefine kilitlendi ve şimdi ona doğru hızla yol alıyor. Bu gerçek ayrıca efendileriniz için de çok açıktır. İşte bu yüzden efendileriniz, siyasi ve fikri mücadele yapanlara karşı tüm sınırları ihlal etmenizi size emrediyor.

Ey Rahil-Navaz rejimi! Yanlış tarafta duruyorsun. Zira efendileriniz savaşı kaybetti. Çünkü bu ümmet, kararını İslam'dan yana verdi. Bu gerçek, son zamanlarda bir Amerikan araştırma kuruluşu PEW tarafından doğrulandı. Bu araştırma kuruluşuna göre İslam dünyasındaki Müslümanların büyük çoğunluğu İslam'ı devletin resmi kanunu olarak görmek istiyor. Dolayısıyla gayret ve çabalarınızın ne size bu dünyada ne de ahirette asla yararı dokunmayacaktır. Aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ nurunu tamamladığında bu gayret ve çabalarınız sizin için çok büyük hüsrana neden olacaktır. Allah'tan mağfiret dilemeniz sizin yararınızadır. Bu nedenle hemen Hilafet için çalışan Allah'ın sadık kullarının safına geçin. Belki o zaman Allah Subhânehu ve Teâlâ sizin günahlarınızı affedebilir.

وَمَن يُشَاقِقِ ٱلرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ ٱلْهُدَىٰ وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ ٱلْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّىٰ وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَآءَتْ مَصِيراً

"Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir." ^{[Nisa 115]}