Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Rahil-Navaz rejimi tarafından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda sunulan dört maddelik öneriyi şiddetle reddeder. Bu öneri, Keşmir’in kurtuluşuna yönelik olmaktan ziyade ABD’nin istediği doğrultusunda mevcut statükoyu korumak için sunulmuş bir öneridir.

Filistin, Keşmir, Afganistan ya da Irak’ta Müslümanların karşılaştığı sorunların BM aracılığıyla çözülemeyeceğini çocuklar bile biliyor. Bir kurum olarak BM, Amerika ve diğer sömürgeci kâfir güçlerin bir maşasıdır. Sadece onların çıkarlarını korumak için çalışır. Nedense yöneticilerimiz, İslam ümmetinin sorunlarını çözmek için yüzlerini bu sömürgeci kuruma çeviriyorlar. Desteğini almak için ümmeti, bu kuruma bel bağlamaya çağırıyorlar. Keşmir ve Filistin kâfirlerin işgal ve hegemonyasından asla BM aracılığıyla kurtulmaz. Yöneticilerin ya bu gerçeği görecek basiretleri yok, ya da bunu bilerek yapıyorlar.

Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, ilk kez böyle beyhude öneri sunmuyorlar. Daha önce de Hindistan’la barış konusunda benzer öneriler sundular. Bu öneriler, Keşmir’in kurtuluşuna mani engel olmak ve mazlum durumunu korumak amacıyla sunulan ihanetvari önerilerdir. Bundan önce Müşerref de 2004 yılında dört maddelik zalimane öneriler sunmuştu. Pakistan ve Keşmir Müslümanları, siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerin, Keşmir konulu konuşmalarına aldanmamalıdır. Çünkü onlar, Keşmir’i kurtarma sorumluluğunu BM ve “uluslararası topluma” havale ediyorlar. Bu ise Keşmir’in Hindistan tarafından işgalinin devamını sağlar. Hindistan tarafından askeri güçle işgal edilen Keşmir, nasıl diyalog yoluyla ve askeri harekât olmadan kurtarılabilir? Bu senaryoya göre diyaloğa çağırmak, Keşmir’i kurtarma sorumluluğundan kaçmak anlamına gelir.

Aynı ziyaret esnasında Rahil-Navaz rejimi, sömürgecilerin çıkarlarını korumak amacıyla BM’ye daha fazla askeri ekipman ve yardım önerdi. Ancak Keşmir’in kurtarılması söz konusu olunca, hemen Keşmir’in askerden arındırılması önerisini dile getiriyorlar. Bu öneri ise kurtarılmış “Azad” Keşmir’i bile sömürgecilere, onların kurumlarına veya temsilcilerine teslim etmek anlamına gelir. Birleşmiş Milletler’e askeri ekipman önermek, silahlı kuvvetlerimizin güçlü ve dünyanın herhangi bir yerinde savaşabilecek kapasitede olduğunu kanıtlıyor. Hal böyleyken hain yöneticilerden Keşmir’i kurtarmak için orduların seferber edilmesi istendiğinde, hemen ellerini havaya kaldırarak ekonomi ve askeri zafiyetten şikâyet ediyorlar.

Kontrol Hattı’na BM gözlemcileri yerleştirilmesi, hiçbir şekilde güç kullanmama, Keşmir’in askerden arındırılması ve Siachen Glacier’den geri çekilme önerileri, yenilgi ve zayıf iradeyi gösterir. Silahlı kuvvetlerimiz o kadar zayıf mıdır ki? Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, ne pahasına olursa olsun Hindistan devleti ile barış yapmak için neden yalvarıyorlar? Samimi ve dürüst liderlik, Keşmir’i kurtarma sorumluluğunu asla BM ve “uluslararası topluma” havale etmez. Aksine samimi liderlik, Hindistan devletinin zulmünden Keşmir’i kurtarmak amacıyla Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inbayrağı olan Kalima bayrağı altında güçlü Pakistan silahlı kuvvetlerini seferber edecektir. Ve bu sadece Raşidi Halifenin önderliğinde mümkündür. Dolayısıyla Pakistan Müslümanları, harekete geçmeli ve Hizb-ut Tahrir’in mücadelesine katılmalı ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inmüjdesini gerçekleştirmek için Hilafeti kurmalıdır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

عصابتان من أمتي أحرزهما الله من النار عصابة تغزو الهند وعصابة تكون مع عيسى ابن مريم عليهما السلام“Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için Hindistan’a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.” ^{[Nesâi, Ahmed, Taberânî]}