20 Şubat 2016’da “Mahkeme, halk “düşmanlarını” yargılamaya başladı başlığı altında ilk oturumunu yaptı. İngilizce yayımlanan Dawn gazetesi, web sayfasında bildirdiğine göre, ABD’nin İslam’ı bastırma planı olan “Ulusal Eylem Planı” kapsamında parlamento tarafından onaylanan özel mahkeme, “nefreti” körükleyici bildiri dağıttıkları gerekçesiyle Hizbin on iki üyesini yargılamak üzere 22 Şubat 2016 tarihinde ilk oturumunu düzenleyecek. Evet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Âdem ile İblisi yarattığı ilk günden bu yana hak ile batıl arasındaki mücadele devam etmektedir ve kıyamet gününe kadar da devam edecektir. Batıl ehli, Lut Aleyhisselatu ve’s Selam’ın üstünlüğünü Kur’an’da da anlatıldığı gibi reddetmişlerdir.

وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَنْ قَالُوا أَخْرِجُوهُمْ مِنْ قَرْيَتِكُمْ إِنَّهُمْ أُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ “Kavminin cevabı: Onları memleketinizden çıkarın; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! demelerinden başka bir şey olmadı.”^{[Araf 82]}

Aynı şekilde Rahil-Navaz rejimi de, ümmetin geçmiş ihtişamını yeniden canlandırmak amacıyla çabalayan yiğit insanları yargılamak istiyor. Söz konusu ihtişam, İngiliz işgali tarafından İslam yönetimi sona erdirilmeden önce üç asır öncesine kadar Hilâfet devleti altında Hint Yarımadası’na dek uzanmıştır. Amerika’nın sadık ajanı Rahil-Navaz rejimi, İslam ile hükmetmeyerek İslam’ı bir kenara atmıştır. Bu ümmeti yeniden ihya etmek için çalışanlar ile mücadele ederek ümmetin samimi evlatlarına eziyet etmiştir. Oysa onlar, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet gölgesi altında kulluk etmek, Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı hoşnut etmek ve O’nun indirdiklerini yeniden hayata hâkim kılmak için çabalıyorlar. Dolayısıyla kendisini Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya adamış biri nasıl bu ümmete düşman olabilir? Hizb-ut Tahrir gençleri mi düşman, yoksa Amerikan ajanı olan ve Allah’ın nefret ettiği demokrasi ile yöneten rejim mi?

Gerçeği deforme etmek, batıl ehlinin bir karakteridir. Batıl ehli davasında haklı olsaydı, argümana karşı argümanla mücadele ederdi. Ama hepsi, boğazına kadar yolsuzluğa gömülmüştür. İdeolojik ve insani değerlerden hatta mesleki etik kurallarından bile yoksundur. Yolsuzluğu haklı göstermek için gerçeği çarpıtıyorlar. Kureyşliler, yıllarca Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in argümanına cevap veremediler. Bu yüzden Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem hakkında olmadık yalan uydurdular ve yüce İslam gerçeğini çarpıttılar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem hakkında şöyle dediler: “O bir sihirbazdır, kişi ile babası arasına giriyor. Kardeşi, eşi ve kabile arasını ayırıyor.” Benzer şekilde rejim de medyadaki sözcüleri aracılığıyla sınır ve hududa değer vermeyen geniş bir devlet çatısı altında ümmetin birliği için çalışanları ümmet düşmanı olarak, davetlerini de “nefreti” körükleyici olarak betimliyor! Ne oluyor size nasıl böyle hüküm veriyorsunuz!

Rejim ve yandaşlarının reformdan yoksun olmalarına şaşırmadık. Ancak tuhaf olan şudur ki kiralık kalemşorlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Salih kullarına, dine ve ümmete sadık olanlara iftira atmada rejimi bile geçmişlerdir. Bu nedenle bizim hitabımız, Amerikan ajanı laik rejime yönelik değildir. İngilizce yayın yapan medyada Batı düşüncesi saplantısı olanlara da değildir. Aksine bu zalim rejim ve onun kiralık kalemşorlarını dizginlesinler diye ümmete ve dine sadık olanlara yöneliktir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem sevdalısı Hizb-ut Tahrir gençlerini, ümmete ve dine sadık oldukları için rejim tarafından kaçırılanları serbest bırakarak adaletle hükmettiğini sanan yargıçlar arasındaki samimi insanlara yöneliktir.

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasûlü’ne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.” ^{[Nur 51]}