حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2016–MB–TR–17 |
H. 29 Cumâde’s Sânî 1437 M. Perşembe, 07 Nisan 2016 |
Panama Belgeleri Sızıntısı Demokrasi, Yolsuzluğun Temel Nedenidir, Yöneticilerin Yolsuzluğuna Yasal Dayanaktır
5 Nisan 2016 Salı günü Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Ulusa Sesleniş programında Panama Belgeleri sızıntısı karşısında gitgide artan öfke ile ilgili olarak itidal çağrısında bulundu. Ve yakınlarının hiçbir mali yolsuzluğa karışmadığını kanıtlamaya çalıştı. Panama Belgeleri açığa çıkardı ki ister Batıdan ister Doğudan olsun, ister gelişmiş isterse az gelişmiş ülkelerden olsun yöneticiler ve dünya çapındaki zengin insanlar, demokrasi nedeniyle paralarını vergi ya da incelemeye tabi tutulmayacak ülkelere kolaylıkla transfer ediyorlar.
Demokratik sistemde insanlar adına seçilen vekiller, efendileri, yakınları ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için yasama yetkisini kullanıyorlar. Demokrasi, yasama yetkisini halkın temsilcilerine veriyor. Bu temsilciler de bir şeyi veya bir eylemi helal ya da haram kılmak için bu yasama yetkisini kullanıyorlar. Bugün dünya çapında yöneticilerin paralarından zorla vergi almak için bir yasa gerektiği konusunda ciddi bir tartışma yürütülüyor. Onlardan vergi alındığı zaman toplum üzerindeki vergi yükünün hafifleyeceği düşünülüyor. Ancak burada kasten görmezden gelinen temel bir soru vardır ki o da yeryüzünde kendilerine yasama yetkisi verilen insanlar, kendi çıkarlarına aykırı yasaları nasıl yapacaklar? Bu nedenle ne zaman bu tür skandallar gün yüzüne çıksa, hemen yönetici elit daha fazla “katı” yasalar çıkarıyor ya da kamuoyunun öfkesini dindirmek için araştırma komisyonu kuruyor. Ama uzun vadede çıkarlarına zarar vermemek için de her zaman hukuki boşluklar bırakıyorlar. Ayrıca demokrasi, özelleştirme yoluyla yöneticilerin hem devlet hem de kamu malına el koymalarına olanak sağlıyor. Tüm bunlara müsaade eden demokrasi, zengini daha zengin yapmak için açıkça zenginler yönetimidir.
Hilafet, öyle bir yönetim sistemidir ki yönetici ile yönetilen arasında, halk ile temsilciler arasında ya da oy kullananlar ile kullanmayanlar arasında hiçbir ayrım yapmaz. Ne Halife ne valiler ne de ümmet meclisi, yasama yetkisine sahip değildir. Çünkü İslam’da egemenlik insanlara değil yalnızca Allah Subhânehu Teâlâ’ya aittir. Bu nedenle politikacılar ve yöneticiler, kendi çıkarlarına hizmet eden yasalar yapamazlar. Aksine herkes, Allah Subhânehu Teâlâ’dan vahiy yoluyla indirilen Kuran ve sünnete uymak zorundadır. Ümmet meclisi de İslam’ı uygulayan yöneticileri muhasebe eder. Bu yüzden ne Raşidi Hilafet ne de ondan sonraki Hilafet döneminde hiçbir Halife, zekâtı yasaklayıcı bir yasa çıkaramamıştır. Çünkü Şeriat, yöneticilerin malına zekâtı farz kılar. Gerçekten de Raşidi Hilafet döneminde yöneticilerin serveti, her zaman incelemeye tabi olmuştur. Öyle ki bir vali, görevi sonunda başlangıçtan daha çok mala sahip olmuşsa, bu fazla mal Beytül Mal’a konulur.
Ey Pakistanlı Müslümanlar!
Mevcut demokratik yasaları daha da ağırlaştırmak ya da demokratik araştırma komisyonları kurmak, demokratik yöneticilerin yolsuzluğu için bir çözüm değildir. Bunlar sadece zevahiri kurtarmak ve öfkenizi dindirmek babındandır. Yolsuzluğun tek çaresi, demokrasiyi ortadan kaldırmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmaktır. Hilafet sisteminde yönetim, hükümdarların arzu ve isteklerine göre değil Kuran ve sünnete göredir. Dolayısıyla İslam, insanoğlunun egemenliğini ortadan kaldırarak sonsuza dek yolsuzluğa kapıları kapatacaktır. Egemenliğin insana ait olduğu sistemlerde yöneticiler, kendi çıkarlarını korumak için yasa yaparlar. Hilafet kurulduktan sonra yönetici ile yönetilen arasında hiçbir ayrım olmayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَأَنِ ٱحْكُم بَيْنَهُمْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَآءَهُمْ وَٱحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيْكَ “Artık onların aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hak’tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma.”[Maide 48]
Ey Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki subaylar!
Görmüyor musunuz ki 350.000 nüfuzlu İzlanda’da bile demokratik yöneticiler istifa etmek zorunda kaldılar. İzlanda halkı, hak din üzere olmadığı için demokrasi öylece kalsa da. Belli ki bugün Panama Belgeleri’ne bir tepki olarak Pakistan kamuoyu, mevcut yöneticiler ve demokrasiye karşıdır. O derece ki insanlar, tartışmalarında bile İslam ve Raşidi Hilafet dönemini atıfta bulunuyor ve referans olarak gösteriyorlar. Dolayısıyla daha neyi bekliyorsunuz?
Demokrasiyi ortadan kaldırmak ve İslam’ı ikame etmek için gerekli adımlar atmadığınızdan ötürü acaba Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda ne gibi bahane ileri süreceksiniz? Müslümanların istediği ve ihtiyacı olan değişim size bağlıdır. Haydi, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak ve zalimane yönetimi sonsuza dek mezara gömmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ “Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” Sonra sustu.” [Ahmed]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |