3 Ağustos 2016 Çarşamba günkü “Avationist” dergisinin bildirdiğine göre bu ay içinde yapılacak askeri tatbikatta Pakistan uçakları, Yahudi savaş uçaklarıyla birlikte uçacaklar. Öncesinde ise Yahudi varlığında üst düzey bir yetkili, bu tür tatbikatların “dolambaçlı” diplomatik ilişkiler için fırsat sunduğunu belirtmişti. Devamla, “[Uluslararası tatbikatlar] sadece askeri değil, aynı zamanda doğası gereği stratejik de” diye konuşmuştu.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Rahil-Navaz rejiminin bu en son ihanetini şiddetle kınar. Amerika ve Yahudi varlığının İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlığı açık ve barizdir. Düşman formasyonlarıyla askeri tatbikatlara katılım, onların İslam ve Müslümanlara karşı savaş hazırlığına katkı sağlar. Zira savaş taktik ve yeteneklerimizi öğrenmelerine imkân sunar. Soruyoruz, Amerika ve Yahudi varlığının düşmanlığı kime karşıdır? Amerika kime karşı askeri operasyonlar yapıyor ve asker gönderiyor? Amerika, Afganistan, Irak, Filistin, Suriye, Somali, Yemen ve İslam dünyasında katliamlar yapmıştır. İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş yürütmektedir. Washington’un desteğiyle Yahudi varlığı, suçuna suç katıyor. Dolayısıyla tekrar soruyoruz, Amerika ve Yahudi varlığıyla ortak askeri tatbikatlara katılım, Müslümanları onların zulmünden kurtarmak için mi? Yoksa Müslümanlara zulmetmek için onların yanında yer almak mı?

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, silahlı kuvvetler ve Pakistan Müslümanlarını uyarıyor. Bilin ki Navaz Şerif ve Rahil Şerif liderliğindeki siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler sizinle değil düşmanlarla birliktedir. Onlara itaat etmek, İslam’a ve Müslümanlara karşı ihanette onları desteklemek büyük bir günahtır. Bu nedenle silahlı kuvvetler içindeki samimi subayların, birbiri ardına açık ihanet işlenirken pasif gözlemciler olarak kalmaları caiz değildir. Aksine bu ihanete son vermeleri gerekir. Bu da ancak Nübüvvet metodu Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verildiğinde olacaktır. Ancak bu takdirde bu hainler, ahiretteki günahlarından arınabilirler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ  “Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlar birbirinin dostlarıdır...” Aranızdan herhangi biri onları dost edinirse, o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”^{[Maide 51]}