Üç Hilafet savunucusunun ailesi, Pakistan’ın en büyük şehri Karaçi’de Karaçi Basın Kulübünde avukatlarıyla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Medya aracılığıyla halka seslenen aileler, eşlerine yapılan adaletsizlik hakkında kamuoyunu bilgilendirmek istediklerini söylediler. İyi eğitimli ve saygın aileler mensubu bu üç Hilafet savunucusunun kayıp olduğunu ifade ettiler. Kayıp şahıslarla ilgili ayrıntılı bilgi aşağıdadır:

1- Seyyid Muhammed Ather İmam oğlu Seyyid Muhammed Bilal İmam, 23 yaşında. Surgical Ward sokaktaki Özel bir Hastanede cerrah. 6 Ağustos 2016 günü Dr. Bilal, saat dokuzda hastaneye gitmek üzere Malir Halt sokaktaki evinden ayrıldı, ama hastaneye varamadan ortadan kayboldu.

2- Seyyid Muaz oğlu Seyyid Münib, 20 yaşında. NED Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji bölümünde Makine Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi. 15 Ağustos 2016 günü Münib, Akşam namazını kılmak üzere Gülistan-i-Juhar’daki evinden ayrıldı ama bir daha geri dönmedi.

3- Ansari oğlu Hizbullah Ansari, 27 yaşında, mühendis ve öğretmen. 22 Ağustos 2016 günü mühendis Hizbullah, ikindi namazını camide kılmak için Tampon bölgesindeki evinden çıktı. Camiden dışarı çıktığında sivil giyimli adamlar tarafından zorla kaçırıldı ve yaka paça kaçırılan Ansari, cami cemaati huzurunda arabaya götürüldü.

Aileler ve avukatları, Karaçi gibi bir şehirde soylu aile mensubu iyi eğitimli insanların zorla kaçırıldığını, günlerce haber alınamadığını söylediler. Devlet ve kurumlarının olay hakkında hiçbir açıklama yapmaması ve hiçbir şey olmamış gibi davranması tam bir talihsizliktir dediler. Yargı, bu “kayıp kişiler” hakkında bilgi istediğinde, devlet kurumları hiçbir bilgilerinin olmadığını söylediler. Bunu söylemekle sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşündüler! Devamla aileler ve avukatları, bu üç kişinin barışçıl, dindar ve saygın insanlar olduklarını, hiçbir illegal aktiviteye katılmadıklarını, dahası komşuları, arkadaşları ve tanıdıklarınca barışçıl ve iyi bir Müslüman olarak tanındıklarını ifade ettiler. Sadece pratik olarak İslam’ı yaşamadıklarını, aksine diğerlerinin de aynı şeyi yapması için çağrıda bulunduklarını söyleyen aileler, barışçıl Müslümanları kaçırmak İslam adına kurulan Pakistan’da bir norm haline geldiğini kaydettiler. Onları hükümet ajanlarının kaçırdıklarında hiç bir şüphelerinin olmadığını belirttiler. İnsanları İslam’a davet eden, İslam’ın uygulanması için siyasi ve fikri mücadele yürüten iyi bir insan, rejimin hedefidir. Gazeteciler ve genel olarak medyadan bu insani trajediye projektör tutmalarını istediler. Ki böylece devlet kurumları, bu üç insanı kaçırarak yaptıkları işin yasadışı olduğunu fark etsinler. Dolayısıyla söz konusu kişiler, derhal serbest bırakılmalı ya da mahkemeye çıkarılmalı ki kendilerine yöneltilen suçlamalara cevap versinler.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilâyeti, bir yaşam biçimi olarak İslam’a çağrıda bulunan barışçıl Hilafet savunucularının kaçırılmasını şiddetle kınar. Ve Müslümanlara der ki rejim, adam kaçırma eylemlerine başvuruyor, çünkü Pakistan’ın Kur’an ve Sünnete göre yönetilmesi için çalışanların doğru tutumunu çürütemiyor. Müslümanlara da şunu temin eder ki Bangladeş, Suriye, Pakistan ya da herhangi bir yerde olsun günümüzün mevcut Firavunları, İslam’ın otorite ve devlete geri dönüşünü engelleyemeyeceklerdir.

وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ آمَنُواْ مِنْكُمْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِى ٱلأَرْضِ كَمَا ٱسْتَخْلَفَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ  “Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını vadetti.” ^{[Nur 55]}