22 Ağustos 2016’da Karaçi merkezli bir siyasi partinin genel başkanı, Pakistan karşıtı sloganlar atınca ve yandaşlarından da medya ofislerine saldırmalarını isteyince, siyasi açıklamalar ve dozajı hakkında tartışma başlamış oldu. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, bu aşağılık eylemleri nefretle kınar ve zulümlerinden ötürü yöneticileri muhasebe etmenin İslami bir farz olduğuna dikkat çeker. Ancak bu farz, İslam temelinde siyasi ve entelektüel mücadele ile sınırlı olan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yöntemi üzere eda edilmelidir.

Pakistan İslam adına kuruldu ve İslam, tüm vatandaşlar için adaleti sağlamanın yegâne sigortasıdır. Ancak ne yazık ki siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, Pakistan’ın bağımsızlığının ardından İngiliz Raj’ın kalıntısı sömürgeci küfür sistemini sürdürdüler. İşte bu insan yapımı sistem, özellikle etnik ve milliyetçi azınlıklara karşı uygulanan yaygın ayrımcılık ve ihmalkârlığın nedenidir. Bu nedenle ülkenin çeşitli yerlerinde muhalif seslerin zuhur etmeye başlaması kaçınılmazdır. Batı Pakistan Müslümanlarına karşı Doğu Pakistan Müslümanlarını kışkırtan bu umursamaz demokratik küfür sistemidir. Hindistan ve uluslararası sömürgeci güçler, Pakistan’ı ikiye bölmek için fitne çıkardılar ve sonunda 1971 yılında ikiye bölünerek Bangladeş devleti doğdu. Henüz bu felakete aldırış etmeyen Pakistan’ın siyasi ve askeri eliti, İslam’ı uygulamak yerine iktidar koltuğunu korumak için etnik ve milliyetçi gerekçelere dayalı siyasi partilerin kurulmasına teşvik ediyorlar. İslam’ı uygulama çağrısı yerine küçük kişisel çıkarlar peşinde koşarak Müslümanları parçalıyorlar.

Politik partiler, zulmü protesto etmek, cesur ve asil Müslüman toprağı Pakistan’a çamur atmak yerine demokratik kapitalist küfür sistemi ile siyasi ve askeri liderlik içindeki hainleri hedef almalıdır. Çünkü zulmün nedeni, kapitalist demokratik sistem ile askeri ve politik liderlik içindeki hainlerdir.

Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti, yaşamın her alanında kapsamlı bir şekilde İslam’ı uygulayacaktır. İslam’ın uygulanmasıyla devletteki her bireyin hakları korunur. İslam Devletinde siyasi partiler İslami anayasaya dayanır ve İslam temelinde Halifeyi muhasebe ederler. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde hiçbir siyasi parti etnik köken ya da dilsel temele dayanamaz. Çünkü İslam, dil ve ırk ayrımcılığını yasaklar. Devletteki tüm siyasi partiler, İslam temelinde Halifeyi muhasebe ederler ve İslam’ın uygulanmasının güvencesidirler. Ayrımcılığı söküp atmak için yoğun bir şekilde mücadele ederler. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Pakistan Müslümanlarını İslam yerine demokrasi, etnisite ve dilsel temelde kurulan tüm politik partileri reddetmeye çağırıyor. Ve Hizb-ut Tahrir, Müslümanları İslam’ı uygulamak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için siyasi ve entelektüel mücadeleye katılmaya davet ediyor. Tarih şahittir ki ne zaman Müslümanlar Allah’ın [İslam] ipini terk edip, etnisite veya milliyetçiliğe çağırsalar, sonucunda mutlaka fitne, yıkım ve zillete maruz kalmışlardır. Ne zaman da Müslümanlar, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmışlarsa, barış, refah ve uyum içinde yaşamışlardır.

وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُم أَعْدَآءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً وَكُنتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُمْ مِّنْهَا كَذلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ ءَايَـتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ  “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” ^{[Ali İmran 103]}