12 Kasım 2016 Cumartesi günü, Belucistan eyaleti sınırları içinde yer alan ve Karaçi’ye 250 km uzaklıktaki Kuzdar kentinde bulunan Şah Nurani Türbesi’nde meydana gelen patlamada 52 kişi hayatını kaybetti. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, bu menfur saldırıyı şiddetle kınar. Ölenlere Allah’tan rahmet, ölenlerin yakınlarına da sabır ve metanet diler.

2016 Ağustos ayından bu yana bu üçüncü büyük gaddarlıktır. Bu gaddarlık sonucunda onlarca insan hayatını kaybetmiştir. Her zamanki gibi yine Rahil-Navaz rejimi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na (CPEC) karşı olanları yani bir anlamda Hindistan’ı suçlamıştır. Bununla rejim, suçluları yakalama sorumluluğundan kaçınırken, bu trajediyi kabul edip ona göre yaşamak gerektiği yönünde de insanlara bir mesaj vermektedir. Hizb-ut Tahrir, hain yöneticilere soruyor, eğer Hindistan bu vahşet olaylarının arkasındaysa, o zaman neden Hindistan ile ilişkileri kesmiyorsunuz? Ve İslam’ın farz kıldığı gibi neden ona düşman muamelesinde bulunmuyorsunuz? Eğer Hindistan, bu katliamlar için Afgan topraklarını kullanıyorsa, o zaman neden Amerika ile ilişkiler hemen kesilmemiştir? Zira Afganistan topraklarını Hindistan’a açan ve Pakistan’a saldırılarda kullanmak üzere orada Hindistan’a eşi menendi görülmemiş bir varlık sunan ABD’dir.

Müslümanlar, Peşaver Ordu Okulu ve Quetta polis akademisi saldırıları hakkında düzgün bir soruşturma yürütülmediğinin farkındadır. Bu ihmalkârlıktan ötürü hesap sorulmayan siyasi, askeri ve sivil yetkililer, her zaman bu olayları İslam’a karşı fitne savaşını körüklemek için kullanagelmiştir. Fitne savaşının amacı, bölgedeki Amerikan çıkarlarını korumaktır. Müslümanlar, ayrıca bu olaylardan doğrudan Hindistan’ı, dolaylı olarak da Amerika’yı sorumlu tutan Rahil-Navaz rejiminin, Amerika’nın Afganistan’daki varlığını güvence altına almak, siyasi ve askeri destek sağlamak amacıyla gece gündüz çalıştığının farkındadır. Oysa Pakistan’a karşı saldırılarda kullanmak üzere Afgan topraklarını Hindistan’a açan bu ABD varlığıdır.

İslam ve Müslümanlar düşmanı Amerika ve Hindistan, Afganistan’dan kovulmadığı sürece bu olaylar sona ermeyecektir. Ancak Rahil-Navaz rejimi bunu yapamaz. Zira o, Müslümanlara karşı aslan kesilirken, gerçek düşman karşısında ise süt dökmüş kedi gibidir. Bu yüzden Rahil-Navaz rejimi, Amerika’nın hâkimiyetini kabul etmeleri için Pakistan Müslümanlarına baskı yaparken, Müslümanlar düşmanı Amerika ve Hindistan karşısında ise ürkektir. Bu nedenle Pakistan Müslümanları Hilafeti kurma mücadelesinde Hizb-ut Tahrir’le et kemik olmalıdır. Sadece Raşit Halife, Amerika ve Hindistan ile ilişkileri kesebilir. Bu bölgeden Amerika ve Hindistan’ı kovmak, barış ve istikrarı yeniden tesis etmek üzere Müslüman silahlı kuvvetleri seferber edebilir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّىٰ لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ ٱلدِّينُ للَّهِ  “Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın.”^{[Bakara 193]}