حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2017–MB–TR–43 |
H. 17 Ramazan 1438 M. Pazartesi, 12 Haziran 2017 |
Bedir Savaşı Yıldönümü İşgal Altındaki Keşmir, Ümmetin Kalkanı Hilafet Tarafından Kurtarılmayı Bekliyor
Gururla anımsadığımız gibi Bedir Savaşı’nda, vizyoner liderlik ve cesur savaşçılar sayesinde zafer elde edilmiştir. Gelin şimdi işgal altındaki Keşmir’in durumuna bir göz atalım. Geçen yaz başlayan ve en uzun soluklu kampanyada acımasız Hint askerleri, kutlu Ramazan ayında bile işgal altındaki Keşmir Müslümanlarına karşı zulmü sürdürdüler. Gözleri kör etmek için Pellet mermileri kullandılar. Bir Müslümanı canlı kalkan olarak jeepin önüne bağladılar. İşgal altındaki Keşmir’de yetmiş yıldır devam etmekte olan zulüm gerçekten hazin vericidir. Atalarımız, Pakistan’ı kurmak için çok şey feda ettiler. Atalarımız, üzerimizde kısmi otoriteye sahip Hintlilerin adaleti gerçekleştirmekten aciz olduklarını biliyorlardı. Bugün kardeşlerimizin on binlerce şehit haberine gözyaşı döküyor, yas tutuyoruz. Binlerce yaralı veya gözleri kör olmuş kardeşlerimiz var. Müşrik Hint birliklerinin 23 Şubat 1991 yılında uluslararası kamuoyunun da tepkisini çeken Kunan ve Poshpora köylerinde yaptıkları “arama-sorgulama” sırasında tecavüz ettikleri onlarcası dâhil yüzlerce tecavüze uğramış bacılarımız var.
İşgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için cesur asker ve subaylarımızı kışlalarından çıkaran vizyoner liderliğe sahip olmak yerine vizyonersiz liderlik tarafından kuşatılmış durumdayız. Bu vizyonersiz liderlik, “Sağduyu” ve daha fazla eylemsizlik kararı ile böbürlenip övünüyor. Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Qamar Javed Bajwa, 10 Haziran’da Poonch bölgesinde şehit edilen yaşlı bir Müslüman dâhil Hintli mevkidaşının düşmanca eylemleri karşısında sessiz ve hareketsiz kalmaktadır. Bunun yerine o gün Bajwa, Sınır Kontrol Hattı’nda konuşlu askerlerimize hitaben yaptığı konuşmada “Savunmanın farkındayız, ülkenin karşılaştığı güvenlik zorluklarını biliyoruz. Hangi cepheden olursa olsun tüm tehditlerin üstesinden gelebilecek güçteyiz.”diyerek yanan yüreklere su serpmeye çalıştı. Kelimelerin arkasına saklanan etkisiz ve beceriksiz askeri liderlikten bıktık artık. Zaman boş sözler söyleme zamanı değil, başları ezme zamanıdır! “Çözüm” safsatası ile Keşmirli Müslümanlara zulüm dolu bir gelecek hazırlamak için onları içi boş kınayıcı sözcüklerle idare eden bir liderlikten bıktık artık. Kaldı ki çözüm, Hintlilerin Müslüman topraklar üzerindeki hâkimiyetini güvence altına alacaktır. Biz, kötü donanım ama yüksek motivasyona sahip Müslüman gruplar karşısında korkak Hint askerlerinin savaş meydanında yetmiş yıldır bu hâkimiyeti elde edemediklerini biliyoruz. O şanlı gün elbet gelecektir. O gün Raşidi Halife komutasında Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancağını dalgalandıran güçlü Müslüman ordusu, Hintlileri çepeçevre kuşatarak hezimete uğratacaktır.
Yeter artık Ey Müslümanlar, bu kadar yeter artık! Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, yüzyıllar boyunca olduğu gibi Ramazan ayını tekrar zafer ayına dönüştürmek için Müslümanları kalkanları olan İslam Hilafet Devletini yeniden kurmaya çağırıyor. Evet, bugün 12 Haziran / 17 Ramazan Pazartesi, Bedir Savaşı’nın yıldönümüdür. Nitekim Bedir Savaşı hepimiz için bir hatırlatmadır. Çünkü Müslümanların İslam ile yöneten ve sadece Allah’tan korkan bir İmamları varken, sayıca ve silah bakımından üstün düşmanlarına karşı zaferler elde etmişlerdir. Müslim, Ebu Hurayra’dan rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ فَإِنْ أَمَرَ بِتَقْوَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَعَدَلَ كَانَ لَهُ بِذَلِكَ أَجْرٌ وَإِنْ يَأْمُرْ بِغَيْرِهِ كَانَ عَلَيْهِ مِنْهُ“Gerçekten de İmam, bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur. Eğer Allah takvasını emreder ve adaletli olursa, bundan dolayı ecir alır. Yok, başka bir şey emrederse, aleyhine olur.”
Bedir Savaşı, bir hatırlatmadır, çünkü Müslümanlara ancak Allah’tan korkan bir İmam kalkan olabilir. İmam, savaşçıların yeteneklerini iki kat artıran iman ateşini körükleyecek, düşmanların kalbine de korku salacaktır ve böylece kolayca zafer elde edilecektir. Müslim, Enes’ten rivayet ettiğine göre
فانطلق رسول الله صلى الله عليه وسلم وأصحابه حتى سبقوا المشركين إلى بدر وجاء المشركون فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا يقدمن أحد منكم إلى شيء حتى أكون أنا دونه فدنا المشركون فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم قوموا إلى جنة عرضها السموات والأرض قال يقول عمير بن الحمام الأنصاري يا رسول الله جنة عرضها السموات والأرض قال نعم قال بخ بخ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما يحملك على قولك بخ بخ قال لا والله يا رسول الله إلا رجاءة أن أكون من أهلها قال فإنك من أهلها فأخرج تمرات من قرنه فجعل يأكل منهن ثم قال لئن أنا حييت حتى آكل تمراتي هذه إنها لحياة طويلة قال فرمى بما كان معه من التمر ثم قاتلهم حتى قتل“Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ashabı ile birlikte Bedir’e müşriklerden önce vardılar. Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: “Ben ondan önce olmadıkça sizden birisi bir şeye önce varmasın.” Müşrikler yaklaştı. Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: “Genişliği yeryüzü ve gökler kadar olan cennete koşun!” Umeyr İbn el-Hımâm el-Ensâri şöyle diyordu: Ya Rasûlullah! Genişliği yer ve gökler olan bir cennet mi? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: “Evet” O; çok iyi, dedi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, “Seni, çok iyi demeye sevk eden nedir?” Dedi. O da, “O Cennetin ehlinden olmam beklentisinden başka bir şey değil, Allah’a yemin olsun ya Rasûlullah, dedi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de ona “Sen onun ehlindensin” dedi.Çantasından biraz hurma çıkardı, onlardan yemeye başladı. Sonra da; Eğer ben bu hurmalarımı yiyesiye kadar yaşarsam, bu uzun bir hayat olur, deyip yanındaki hurmaları attı, sonra da öldürülesiye kadar müşriklerle savaştı.”
Ancak bugün Müslümanlar, üç milyon silahlı kuvvetlere sahip olmalarına rağmen kalkansız ve vizyonsuz liderlik ile nasıl kendilerine gelecekler? Kalkansız ümmetin vücudu, Burma yöneticileri gibi küçücük bir ülke, Yahudi devleti, Hindistan ve Amerikan Haçlıları gibi korkak bir millet tarafından ısırılacaktır. Tüm Müslümanlar, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurma farziyetini ivedilikle yerine getirmelidir. Özellikle silahlı kuvvetler subayları da ümmetin kalkanını yeniden ihya etmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek kendilerini kışlaya hapseden mevcut yöneticilerden acilen kurtulmalıdır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |