حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2017–RS–TR–65 |
H. 17 Rabi-ul Evve 1439 M. Salı, 05 Aralık 2017 |
Şeran Ancak Mahkeme Kararıyla Gazetelere El Konulabilir ve Sesler Susturulabilir
26 Kasım 2017’den bu basın açıklaması yazılana değin güvenlik güçlerinin bazı gazetelere el koyma operasyonu devam etmektedir. Hiçbir neden göstermeksizin ya da müsadereye neden olan suç unsurunu belirtmeksizin “Ahiru Lahza, Et Teyyar, El Ceride ve El Vatan”gazetelerine el konuldu. Gazeteler müsadere yüzünden zarar gördüler. Güvenlik güçleri, hem davacı, hem de yargıç oldu. Hâlbuki bu, şeran caiz değildir. Hatta devletin insan yapımı anayasa ve kanunlarına bile aykırıdır. İnsanların güvenleri zedelendi. Çeteler politikası ve orman kanunları işliyor.
Müsadere yüzünden bu gazeteler, büyük miktarlarda finansal kayıp yaşadılar. Editörler, yazarlar ve diğer çalışanların çabaları buharlaşıp gitti. Görünüşe göre rejimin müsadereden amacı, gazeteleri zarara uğratmak, susturmak, gerçekleri yazmaktan vazgeçirmek ve batıla boyun büktürmektir. Allah’ın Kitabı, Rasûlü’nün Sünneti ve bu ikisinin irşat ettiğini referans alan Müslümanların Hilafet Devleti, bu gibi durumda aşağıdaki hususları yapacaktır:
Birincisi: Kimseyi terörize etmez, başlarına musallat olmaz. Çünkü Hilafet, kendisinin ümmetin hizmetçisi, Allah’ın adaletli Şeriatının uygulayıcısı olduğunu bilir. Tavsiyelere kulak verir. Gönül rahatlığı ile İslam temelinde muhasebeye açık olur. Zira Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ “Cihadın en üstünü zalim sultana karşı doğruyu söylemektir”
İkincisi: Hilafet sisteminde mahkeme kararı olmadan hiç kimse cezalandırılamaz. Ancak mahkeme kararıyla cezalandırılabilir. Hizb-ut Tahrir’in benimsediği Hilafet Devletinin Anayasa Taslağının Genel Hükümler bölümünde 13. maddede şöyle geçmektedir: “Beraatı zimmet asıldır. Bir kimse ancak mahkeme kararı ile cezalandırılabilir. Bir kimseye işkence etmek kesinlikle caiz değildir. İşkence yapan herkes cezalandırılır.”
Üçüncüsü: Devlet, hak sahiplerine hakkını verir ve hakkı olmayan hiç bir şeyi almaz. Sudan ve diğer ülkelerdeki insan yapımı sistemler ise tam tersini yapmaktadır. Basımın ardından gazetelere el koymak, insanların malını batıl yolla yemektir, zarar vermektir ki İslam bunu reddeder, yapanı da cezalandırır. İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لا ضَرَرَ وَلا ضِرَارَ “Zarar vermek de, zarara zararla karşılık vermek de yoktur.”
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, hükümeti sesleri susturmak ve hak kelimesine engel olmak için yaptığı bu keyfi uygulamalardan sakındırıyoruz. Umarız hükümet, bundan vazgeçer ve tarihten dersler çıkarır. Ne müsadere ne de ağızlara vurulan ket gerçeği gizleyemez. Firavun, iktidarını yıkacak ve otoritesini ortadan kaldıracak kimseler dünyaya gelmesin diye çocukları öldürdü, kadınları canlı bıraktı. Ama sarayında kendi elleriyle Musa Aleyhisselam’ı büyüttü. Eliyle büyüttüğü Musa Aleyhisselam da onun helak olmasına neden oldu!
Ayrıca ümmete de diyoruz ki Sudan rejimini muhasebe etmek için çalışın ve onu hakka döndürün. Bunun da ötesinde Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak ve Hizb-ut Tahrir ile birlikte köklü değişim yapmak için çalışın. Kurulacak Hilafet Devleti, dünyayı adalet ve huzurla dolduracaktır.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلْ الْعَامِلُونَ “İşte Çalışanları bunun için çalışsın.”[Saffat 61]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |