Sudan Çalışma ve Sosyal Gelişim Bakanı Lina Şeyh, kadınların haklarını her alanda güvence altına alan bütün anlaşmalara imza atacaklarını söyledi. Ayrıca bakanlıkta olmasının, bütün kadın hareketleri ve onların taleplerini desteklemek için iyi bir fırsat olduğunu belirtti. ^{[17.10.2019 Sudan Tribune]}

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin, geçiş döneminin birinci yılı için hükümet programı olarak sunduğu acil programın 24’ncü sayfasında şöyle geçmektedir: “Sudan’a Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni (CEDAW) en kısa zamanda onaylamasını öneriyoruz.”

Kadın erkek eşitliği konusundaki uluslararası sözleşmeler ve özellikle CEDAW, İslami temelden ziyade kâfir Batı uygarlığı ve kadına bakış temeline dayalıdır. Bu nedenle bu sözleşmeler, dayandıkları temel itibariyle batıldır. Her şeyde, mirasta, eylemlerde, ekonomik aktivitelerde, evlilik sözleşmelerinde ve diğer hususlarda kadın erkek eşitliğine gelince, bu da detayıyla İslami hükümlere aykırıdır.

كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاءً وَأَمَّا مَا يَنْفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الْأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ “İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah, böyle misaller verir.” ^{[Rad 17]}

Özgürlük ve Değişim Güçleri ile yabancı pasaport hamili ve sömürgeci kâfir Batı kültürüne bezenmiş hükümeti, İslam’ın getirdiği saf ve iffet değerlerini Batıyı memnun etmek için kurban gibi boğazlamak istiyor. Oysa bu bir vahamettir ve Allah’ın izniyle geri tepecektir.

Abdestli, namazlı ve Allah rızası için çalışan Sudan halkı, ümmeti geri kalan İslami hükümlerden soyutlamak için uğraş veren açık laiklik projesi karşısında pusudadır. Dahası İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için çalışanlarla birlikte çalışacaktır.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ “Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” [Şuara 227]