New York Times gazetesi, ABD Kongresi’nin Sudan’ın adını terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkarılmasını kabul etmesinin ardından Aralık ayında Sudan ile Yahudi varlığı arasında barış anlaşması imzalanması için Beyaz Saray’da bazı düzenlemeler yapıldığını açıkladı. El Burhan, ihanetini örtbas etmek için ABD Kongresinin egemen dokunulmazlık yasasını onaylamasını şart koştu. Bu bir yanıltma eylemidir. Zira aynı gazete, El Burhan ile Pompeo arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde imza töreni ile ilgili düzenlemelerin ele alındığını vurguladı.

Sudan yöneticilerinin ümmetin varlık yokluk meselelerinde verdikleri ödün ve tavizlere alıştık artık. Amerika, gündemi ve çıkarları için daha fazla şart ve talimat verme konusunda ustadır. Müslüman bir yönetici, Amerikan politikacılarının ruh hallerine ve kaprislerine göre değişken ve oynak yasalar yapılması koşuluyla kutsallardan nasıl vazgeçebilir ve ülkesinin güvenliğini nasıl tehlikeye atabilir? ABD yasaları değişkendir. Amerika, sömürgeci kapitalist bir ülkedir, vaatlerinden kolayca vazgeçebilir ve eğrilmiş ipini anında bozabilir. El Beşir’e verdiği vaat ve sözlerinden vazgeçti, hatta zelil bir şekilde onu hapse attı. El Beşir, her ne zaman suç ve ihanet işlese, bir başkasını talep etti. El Burhan ile de aynısını yapıyor. Sudan’ın adını terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarmak karşılığında Yahudi varlığı ile normalleşmeyi dayatıyor.

Amerika, bu ajan hükümetlere şantaj yapıyor. Sudan’ın ismini terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarılmasını Güney Sudan’ın bağımsızlığıyla, sonra Güney’de kurulan ucube devletçiğin desteklenmesiyle, daha sonra da El Beşir hükümetinin, dünyada sözde “terörizm” ile mücadele adına İslam’a ve Müslümanlara karşı yürüttüğü kirli savaşa ortak olmasıyla ilişkilendirdi...

Amerika, daha sonra El Beşir’den Şeriata dayalı bazı yasaları değiştirmesini istedi. Geçiş hükümeti iktidara geldiğinde, ABD yönetimi Sudan’dan USS Cole destroyeri kurbanlarının ailelerine 70 milyon dolar, Kenya ve Tanzanya’daki Washington büyükelçilikleri kurbanlarının ailelerine de 335 milyon dolar tazminat ödemesini istedi. Geçiş hükümeti boyun eğip itaat ettiğinde, Amerika, İsra ve Miraç topraklarının gaspçısı düşman Yahudi varlığı ile normalleşmesini emretti ve bu aşağılık hükümetler taviz verdiğinde, Amerika daha zalimane şartlar koşmak için salyasını akıttı. Şimdi de hilkat garibesi Yahudi varlığı ile normalleşme karşılığında ABD Kongresi’nden dokunulmazlık yasası çıkarma sözü veriyor, umudunu aşılıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُوراً “Şeytan onlara (birçok) vaatte bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaatte bulunuyor.”^{[Nisa 120]}

Biz, Hizb-ut Tahrir/ Sudan Vilayeti olarak, ülkenin satışı ve halkın aşağılanması konusunda düşmanlarla işbirliği yapan bu hain hükümetlere karşı halkımızı her zaman uyardık, uyarmaya devam edeceğiz. Gerçekler, açgözlü düşmanların kökünü ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kazıyacağını, Hilafet olmadan izzetin olmayacağını kanıtladı. Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir vaadi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir müjdesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur.”^{[Nur 55]}