Altı kişiden oluşan ve kendilerini güvenlik ve istihbarat elemanları olarak tanıtan bir grup, Fıtır Darcul kardeşin Sitte Pazarı’ndaki dükkânını bastılar. Fıtır, Hizb-ut Tahrir’in Hacı Yusuf bölgesindeki bir gencidir. İstihbarat elemanları, bazı Hizb-ut Tahrir yayınlarına da el koydular. Dükkânı dağıtarak altını üstüne getiren güvenlik birimleri, ona bu yayınları nasıl elde ettiğine dair soru sormaya başladılar. O da Hizb-ut Tahrir üyesi olduğu yanıtını verdi. Ardından dükkânda bulunan bir çantanın açılmasını istediler, kabul etmeyince de, durakladılar, aralarında biraz istişare yaptıktan sonra çıkıp gittiler. Giderken de dükkânda bulunan yayınları beraberlerinde götürdüler.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu çirkin eylemi şiddetle kınıyoruz. Zaten bu tür eylemler, ancak zalimane yozlaşmış rejimlerden sadır olabilir. Rejim, kâğıt üzerinde bile olsa hak sözünden çok korkuyor! Biz şunları vurgulamak isteriz:

Birincisi: Bu tür yöntemler, Hizb-ut Tahrir gençlerini asla korkutamaz. Herkes de bilir ki onlar, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatma uğrunda hayatlarını adadılar. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızası yolunda canlarını ve mallarını sattılar. Zalimlerin cezaevleri ve cellatların kamçıları onları zerre kadar korkutamaz.

İkincisi: Bu gafil rejim ve onun zebanileri, ne yaptıklarını sanıyorlar. Bu tür çocukça davranışların, Allah’ın izniyle yakında kurulacak Hilafetin güçlü ayak seslerini durdurabileceğini mi zannediyorlar? Asla, Hilafet gafil zalimleri müstahkem kalelerinde bile gafil avlayacaktır.

Üçüncüsü: Kelimeyi Şehadetten sonra Müslümanın müşerref olduğu en büyük eylem, Allah’ın davetçisi olmaktır.

وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ“Allah’a çağıran, Salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?” ^{[Fussilet 33]} En büyük üyelik de yeryüzünde İslam’ın otoritesini iade etmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışanlara üye olmaktır. Kim, Hizb-ut Tahrir ve gençlerinden başka bu yüce çalışmayı yapıyor!

Açıktır ki Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, bu günlerde Hilafetin kaldırılışının yıldönümünü anma etkinlikleri haftası aracılığıyla Müslümanlara İslami Raşidi Hilafetin otoritesi altında yaşadıkları izzetli vakıa ile şu an Müslüman ülkelerdeki devletçiklerde yaşanan zulüm ve sefalet arasındaki durumu kendilerine hatırlatıyor. Bu güçlü etkinlikler, rejimi ürkütmüş olmalı ki rejim, bu baskıcı güvenlik teşkilatları üzerinden Hilafetin ayak seslerini durdurabileceğini sanıyor.

Onlara diyoruz ki heyhat, heyhat, heyhat. Arkanızda ve önünüzde duran kâfir Batı istemese de Hilafet elbette kurulacaktır. Zira Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inbir müjdesidir.

ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ

“Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olacaktır.”