Bir grup askeri istihbarat, lise öğrencisi Hizb-ut Tahrir üyesi Mücahit Âdem’i tekme tokat dövdükten sonra gözaltına aldı. Darp sonucunda kulak zarı patlayan Âdem, daha sonra Kuzey Hartum polis karakoluna götürüldü. Çarşamba günü yatsı namazından sonra silahlı kuvvetlerin Hartum’daki camiinde gözaltına alınan Âdem, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti tarafından yayınlanan “Maliye Bakanlığı göstergeleri ve başarısız öğrenci hikâyesi”başlıklı bildiriyi dağıtması nedeniyle de hakkında 77/69 maddeleri uyarınca dava açıldı.

Rejim, yalan ve sapıklığını insanlara ifşa eden Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti bildirisini asla yalanlayamaz, yalanlayamayacak. Bu yüzden zebanilerini Hizbin gençleri üzerine salmaktan başka bir çare bulamıyor. Sonra da polis, savcı ve hâkim üçgeni işbirliğiyle gençlere dava açıyor.

Rejim, barış ve güvenliği ihlalle ilgili 77/69 maddeleri uyarınca dava açmayı kendisine alışkanlık haline getirmiştir. Bu ülkenin her hukukçusu, hatta üniversitelerdeki hukuk öğrencileri dahi bilir ki, bu maddeler, İslam akidesi temelinde ümmeti kalkındırmak için çalışan ve insanların en hayırlı davetçileri olan Hizb-ut Tahrir gençlerinin yaptığı yüce eylemlere uymamaktadır. Hizbin gençleri, bu eylemlerini Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözüne icabet etmek için yapmaktadır:

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” ^{[Ali İmran 104]}

Biz, malumun ilamı kabilinden belirtmek isteriz ki, bu bozuk ve adaletsiz rejimin cezaevleri, gözaltıları, darbı ve diğer baskı ve terör araçları, bizim sadece İslam’a olan imanımızı ve kararlılığımızı artıracaktır. Ya Allah Subhânehu ve Teâlâ, bize olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet vaadini gerçekleştirecek ya da bizden razı olacak şekilde biz Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya kavuşacağız.

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلا “Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” ^{[Ahzab 23]}