Sudan’da Nifaşa felaketi yinelenecek mi? 08 Ağustos 2016 Pazartesi günü Nida Sudan ittifakı, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da yol haritası imzaladılar. Nida Sudan ittifakı, imza töreninin hemen ardından düzenlenen basın toplantısında, tüm samimiyetiyle sürdürülebilir bir barış ve kapsamlı ulusal anayasal diyalog sürecine devam etmeye hazır olduklarını söyledi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Beşir, 06 Ağustos 2016 Cumartesi günü Ulusal Diyalog genel kurulunda yaptığı konuşmada Nida Sudan ittifakının yol haritasını imzalamasından ötürü memnuniyetini dile getirdi ve hükümetin Ulusal Diyalog sonuçlarına bağlı kalacağını kaydetti. 

Sudan siyasetini yakından takip edenler, yol haritasının arkasında kimlerin olduğunu, kimlerin yol haritasına meşruiyet kazandırmak istediğini, kimlerin baskı uyguladığını ve kimlerin gözetiminde imza töreni düzenlendiğini bilirler. Amerika, Paris, Hartum ve Addis Ababa arasında mekik diplomasinin ardından Özel Elçisi Donald Booth aracılığıyla Nida Sudan ittifakının yol haritasını imzalamasını sağladı. Böylece Amerika, ABD Projesi (Ulusal Diyalog) yararına bir kazanım elde etti. Amerika, daha önceki Nifaşa anlaşmasının da mimarıdır. Nifaşa anlaşmasıyla Sudan’ı parçaladı. Onun vahim sonuçları ve acı meyvelerini şuan devşiriyoruz.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bıkmadan, usanmadan hatırlatmaya devam edeceğiz. Çıplak uyarıcı olarak yine tavsiyede bulunacağız. Açıkça söylüyoruz ki Ulusal Diyalog ve yol haritasının arkasında Amerika vardır. Amerika, yol haritasıyla silahlı grupları ve siyasal güçleri aynı çatı altında toplamak, laik bir anayasa yapmak ve ülkenin bütünlüğünün parçalamak istiyor. Ülkeyi özerklik ve federalizm olgularıyla tehdit ediyor. Ulusal Kongre Kültür ve Düşünce Başkanı ve Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı Hacı Âdem, 10 Ağustos 2016 günü es-Sayha gazetesine verdiği demeçte, “Ulusal Diyalog, Sudan yönetimini ele almıştır ve Sudan yönetimi için programlar geliştirmektedir.”diye konuştu.

[Amerikan] Yol haritasının, Darfur, Güney Kordofan, Mavi Nil savaş ve çatışmalarını durduracağına söylemek safsata ve gerçeğe aykırıdır. Aynı söylemi Nifaşa anlaşması imzalanırken de duymuştuk. Oysa Nifaşa anlaşması, ülkenin her tarafını hatta Sudan ve Güney Sudan devletlerini savaş alanına dönüştürmüştür. Güney Sudan kabile çatışmasıyla debelenmektedir. Bu çatışmalar nedeniyle binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Amerika istemeseydi Güney Sudan Sudan’dan ayrılamazdı. Bu yüzden herkes, Nifaşa anlaşmasına lanet okumaktadır. Hatta imzalayanlar bile bin pişmandır ve imzaladıkları için de üzgündürler. Cumhurbaşkanı Beşir’in CNBC kanalına yaptığı açıklamada bu açıkça görülebilir: “Biz, Sudan’ın birlik ve bütünlüğünü feda ettik, Sudan ikiye bölündü. Asıl hedefimiz, barışı gerçekleştirmekti, ancak ne yazık ki şuan birlik ve barışı kaybettik!”

Hak ve hukuku belirleyen, her hak sahibine hakkını veren siyasi fikre göre çözüm ele alındığında ancak ülke ve halkın sorunları çözülebilir. Benzersiz bir yaşam tarzıyla İslam, insanların sorunlarını çözer ve hayatlarını tanzim eder. Cahiliyedeki Arapların hayatını tamamen değiştirmiştir. Beyazıyla siyahıyla tüm insanları birbirine kaynaştırmış ve insan olmaları itibariyle sorunlarını tedavi etmiştir. Düşman iken İslam sayesinde bir anda kardeş oluvermişlerdir. Sudan’ın tüm sorunlarının yegâne çözümü işte İslam’dır.

Ülkede bozgunculuk çıkaran Amerika’nın kökünü kazıyarak ve insanların Rabbinin sistemi İslam’ı ikame ederek gerçek barışı arzulayın. Sadece İslam zulmü def edebilir, adaleti gerçekleştirerek yozlaşma ve iç savaşı önleyebilir. İşte çalışanlar bunun için çalışsın.